İsrail’i Haklı Görmek Türkiye’nin Yıkılmasına Yol Açar
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 03 Ocak 2019
Çarşamba
Uluslararası çapta bir avukat olan
(Whitbeck’in Bakış Açısından Dünya) adlı kitabını tanıtan bir yazısını alterinfo.net sitesinde okudum. İsrail’in kurulmasıyla Filistinlilere yapılan haksızlık ve zulmü anlamak ve protesto etmek için Filistinli olmak gerekmez, Arap olmak gerekmez, Müslüman olmak gerekmez. Bu anlayış ve protesto için vicdanlı bir insan olmak yeterlidir. Avukat V. Whitbeck bu vicdanlı insanlardandır.
Whitbeck’in yazısından hareket ederek, Filistin, İsrail meselesi hakkındaki görüşlerimi aşağıda sıralıyorum:
İsrail’in var olma sebeplerini meşru kabul etmek Türkiye’nin varlığını tehlikeye sokar. Siyonistler ne diyor: “Biz 1900 yıl önce Filistindeydik. O halde bu ülke bizimdir. Sonradan gelenleri kovmak hakkımızdır..” Bu ne demektir? 1453’te Konstantiniyye’yi Türklere kaptıran Grekler-Bizanslılar halen şehrin hakikî ve meşru sahipleridir. Türkleri kovmaya ve şehri almaya hakları vardır. Aynı gerekçe bütün Anadolu ve Trakya için geçerlidir.
Çok dindar Yahudiler olan Naturei Karta mensupları, İsrail’in varlığını, Siyonist ideolojiyi; Allah’a isyan, küfür ve Tevrat öğreti ve hükümlerine ihanet olarak kabul ediyorlar. Çünkü Allah Yahudileri cezalandırmış, dünya ülkelerine çil yavrusu gibi dağıtmıştır. Onların vatanı, hangi ülkede yaşıyorlarsa orasıdır ve oradaki devlete ve hükümete itaat etmekle mükelleftirler. Vaad edilen Mesih gelmeden İsrail’e dönemezler. Filistin Filistinlilerindir. İsrail devleti barışçı bir şekilde tasfiye edilmeli ve ülke Filistinlilere geri verilmelidir. “Peki, oradaki Yahudiler ne olacak?” sorusuna Naturei Karta hahamları “Filistinliler ne kadarını ülkede bırakırlarsa bırakırlar, gerisini hudut harici ederler” cevabını veriyor.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Yahudilere bir yurt verilmek gereği var idiyse, bu yurdun onlara zulm eden Almanya’nın bir bölgesinde kurulması mantığa, vicdana, hakkaniyete uygun olmaz mıydı? Almanlar Yahudilere zulm etmişler, bu yüzden Filistinliler vatanlarından koğulmuş ve ülkelerinde bir Yahudi devleti kurulmuş…Bu ne kadar vicdansızca, hukuka ve adalete aykırı bir şeydir. Yahudilere Naziler zulm ediyor, cezasını Filistinliler çekiyor… Bu ne insanlıktır!
Başta Naturei Karta Yahudileri olmak üzere nice Yahudi İsrail’e, Siyonizme, Filistinlilere yapılan zulümlere şiddetle karşı çıkarken, benim bir Müslüman olarak karşı çıkmam niçin bazıları tarafından yadırganıyor? Henüz bilmeyen ve aramayan varsa, onları Yahudi Israel Shamir’in internet sitesini (Türkçe bölümü de var ama İngilizce bölümü daha kapsamlıdır, onu tavsiye ederim) görmelerini salık veririm. Uri Avnery de uzun yıllardan beri Siyonizmle mücadele eden vicdanlı bir Yahudidir. İsrail devletinin yıkılmasını ve onun yerine demokratik bir Arap-Yahudi devleti kurulmasını istiyor. Türkiye’deki isimleri Türk ve zahiren Müslüman görünen bazı yazarlar, seçkinler, fikir adamları kraldan ziyade kralcılık, Yahudiden ziyade Siyonistlik yapıyorlar. Bunlar kimlerdir? Bunlar iki ana kola ayrılırlar. Bir kısmı, SabataySevi dinine mensup iki kimlikli Sefarad Yahudileridir. İkinci kısım ise uzak kökenleri Hazar Türklerine dayanan Eşkenaz Yahudileridir. Ülkemizde kendilerini Alevî (bütün Alevîleri kasd etmiyorum), Kürt, Bektaşi olarak tanıtan, bu kimlikler altında faaliyet gösteren Yahudiler de vardır. Evet, bir kısım Yahudiler bile Siyonizme karşı iken, benim Siyonizm karşıtı olmam suç mudur?
Müslüman Cezayir, Fransız emperyalistlerine ve sömürgecilerine karşı bir ölüm-kalım mücadelesi verir, kanlı bir bağımsızlık savaşı içinde boğuşurken Türkiye maalesef Cezayir’i desteklememiş, NATO müttefiki Fransa’dan yana tavır almış ve (zikr ederken hâlâ yüzümüz kızarıyor) Birleşmiş Milletler’deki oylamada Cezayir aleyhine, Fransa lehine oy kullanmıştı. Aynı Türkiye, 1948’de İsrail’in bağımsızlığını, Müslüman ülkeler içinde en evvel kabul eden ülke olmuştu. Cezayir’e o ihaneti, İsrail’e o kıyağı yapanlar elbette Müslümanlar ve Türkler değildi. Türk ve Müslüman postuna bürünmüş gizli Yahudilerdi.
Medyada yıllardan beri “Filistinlilerin İsrail’in varlığını kabul etmeleri gerektiğine” dair bir gündem maddesi vardır. Böyle bir şeyi Filistinlilerden istemek için insanın ya ahmak, ya hain, yahut sersem olması gerekir. Hiçbir suçları olmadığı halde ülkeleri işgal edilmiş, vatanları çalınmış, malları ve mülkleri ellerinden alınmış, evleri yıkılmış, tarlaları ve bahçeleri gasb edilmiş, milyonlarcası sürülmüş ve hâlen bin bir zulüm, çile, eziyet, işkence altında yaşayan bir kavme “Size bunları yapanların varlığını meşru olarak kabul ediniz” deniliyor.
ABDve Siyonistler Filistin’de, Ortadoğu’da barış istiyorlarsa bu barışın mutlaka
bir barış olması gerekir. Bu üç sıfata sahip olmayan bir barış sahte, geçici ve büyük felâketlere yol açıcı bir barış olacaktır. Adalet neyi gerektiriyor: Filistinlilere vatanları ve ülkeleri geri verilecek… Yurtlarından ve arazilerinden koğulmuş ve sürülmüş olan BÜTÜN Filistinliler geri dönecekler ve mallarına sahip olacaklar… Kendi ülkelerinde, kendi devletlerinin bayrağı altında kendi kimliklerine sahip olarak yaşayacaklar. Bu saydıklarım olmadan barış olmaz, olsa da buna barış denmez. Barış başka şeydir, aldatmaca başka şey…
Türkiyeli bir Gizli Yahudi, bundan altı yedi yıl önce New York’ta bir arkadaşı ile sohbet ederken, “Biz Yahudiler Yirminci asırda iki devlet kurduk…” şeklinde bir söz sarf etmiştir……………
Filistin’de bir Yahudi devleti kurulabilmesi için Osmanlı devletinin yıkılması gerekiyordu. Birinci Dünya Savaşı’nda uluslararası Siyonizm, var gücüyle Osmanlı’yı yıkmak için çalışmıştır. İngiliz ordusu saflarında Siyonist lejyonlar Gelibolu’da ve Filistin cephesinde Türklere karşı silâh çekmişlerdir. Müslüman Arapların hepsini kasd etmiyorum ama onların bir kısmı din kardeşleri olan Türklere isyan etmiş,İngilizlerle ve Siyonistlerle birlikte Devlet-i Aliyye-i Osmaniye’nin yıkılması için çalışmışlardır.Neticede ne olmuştur? Osmanlı aleyhine çalışan Müslümanlar enkaz altında kalmışlar, büyük zararlara uğramışlardır.
Oslo anlaşması ile derpiş edilen (öngörülen) küçük, bölük parça Filistin devleti yaşamaz, böyle bir devlete devlet denilmez. Bu bir aldatmaca ve yutturmacadır. Böyle bir Filistin devleti, Filistinlileri ve Müslümanları büsbütün yok etmek için bir tuzaktır. Adalete, barışa, hakkaniyete aykırıdır.
Yukarıdaki on maddeyi yeterli buluyorum. Türkiye Müslümanları Filistin meselesinde gerçekçi ve radikal olmalıdır. İsrail’in kuruluş gerekçelerini doğru ve haklı kabul etmek, Türkiye’nin yıkılmasına, bu coğrafyada yaşamış olan eski kavimlerin bu toprakları yeniden ele geçirmelerine zemin hazırlar.
Tarih boyunca Yahudiler çok büyük, çok vahim hatâlar yapmışlardır. Bu hataların en büyüğü Siyonizm ideolojisi ve İsrail devleti olmuştur. Bunun faturasını ödeyeceklerdir.
Farz-ı muhal ben Yahudi olsaydım, en kısa zamanda İsrail’i terk ederdim. 29 Mart 2007