İyi İnsan İyi Vatandaş İyi Müslüman
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 05 Ocak 2019
Pazartesi
(1) Yalan söylemez, kimseyi aldatmaz.
(2) Kul hakkı ve haram yemez; helal kazanç ve gelirle geçinir.
(3) Emanetlere hiyanet etmez; ehil olmadığı başkanlığı, memurluğu, makam ve mevkiyi kabul etmez.
(4) Rüşvet almaz ve vermez.
(5) Haksızlık ve adaletsizlik yapmaz. Kendisinin ve yakınlarının aleyhinde de olsa doğruyu söyler, doğru şahitlik yapar, doğruyu tutar ve destekler.
(6) Eliyle ve diliyle (kalemiyle) fitne ve fesat çıkartmaz.
(7) Olumsuz ve yıkıcı tenkit yapmaz.
(8) Zengin de olsa kanaatli bir şekilde yaşar, ihtiyaçlarını çoğaltmaz.
(9) Komşularını kardeş kabul eder, onlara elinden gelen maddî ve mânevî iyiliği yapar.
(10) Köyünü, sokağını, mahallesini, şehrini ve bütün vatanını bir ev ve yuva olarak kabul eder ve onu kirletmez, onlara zarar vermez, onları çirkinleştirmez.
(11) Kadınlara anne, eş, bacı, kız çocuğu muamelesi yapar, onlardan gayr-i meşru ve haram şekilde yararlanmak istemez. İffetle yaşar, ırza, namusa, şerefe gözle, elle, dille, tecâvüz etmez.
(12) İnsan haklarına saygı gösterir, çeşitliliklere tolerans gösterir, başkalıklara düşmanca bakmaz.
(13) Haksızlıkları, zulümleri, adaletsizlikleri, kötülükleri YASAL SINIRLAR içinde protesto eder, onların giderilmesi için elle ve dille çalışır veya çalışanları destekler.
(14) Parayı bir değer değil, bir vasıta olarak kabul eder; altını gümüşü, euroyu doları putlaştırmaz, para için her haltı yemez.
(15) Komşusu aç iken kendisi tok gecelemez.
(16) Toplumda ve ülkede iyiliklerin hâkim olması, kötülüklerin uzaklaştırılması için çalışır.
(17) Maddî manevî her türlü sömürüye karşıdır.
(18) Para spekülasyonları, devalüasyonlar, borsa oyunları, riba ve tefecilik yoluyla devletin, halkın ve ülkenin soyulmasına yardımcı olmaz, aksine bunlara karşı çıkar.
(19) İsraftan, aşırı tüketimden, saçıp savurmaktan, sefih bir hayat sürmekten, gösterişten, süs ve püsten, lüksten uzak durur, ölçülü bir şekilde yaşar.
(20) Çocuklarını bilgili, kültürlü; ahlâklı, faziletli; güzelliği seven ve güzel olmaya çalışan insanlar olarak yetiştirir. Onları cahil, sapık, ahlâksız, karaktersiz, çirkin, şerir kimseler olarak yetiştirmez.
(21) Toplumsal barışı ve sosyal uzlaşmayı zedeleyecek fikir ve hareketlerden kaçınır.
(22) Devletle sistemi özdeşleştirmez. Devleti her hâl ü kârda korur, sistem bozuk ve zararlı ise onun değişmesi için çalışır.
(23) Gelenin keyfi için gidene söğmez. Atalarına, dedelerine bağlıdır, onlara hürmet eder, rahmet okur. (Atalarına söğüp sayanlar, ana ve babalarını reddeden piçler gibidir.)
(24) Anarşi ve terörden uzak durur; kötülükleri, fena şeyleri meşru sınırlar içinde ve hikmetin (bilgeliğin) ışığında değiştirmeye çalışır.
(25) Futbol kulübü tutar gibi parti, cemaat, hizip, fırka tutmaz, bu gibi asabiyetlerden (taassup) kaçınır.
(26) Evcil ve vahşi hayvanlara merhametli olur. Zevk için, sadik duygularla cana kıymaz.
(27) Zulmü, haksızlığı, sapıklığı, ahlâksızlığı desteklemez.
(28) Sevdiği ve bağlı bulunduğu siyaset, ideoloji, tarikat adamlarını putlaştırmaz, onları erbab haline getirmez.
(29) Dostlarına mürüvvet ve lütuf, düşmanlarına karşı müdara ile hareket eder.
(30) Her yeni gününün BİLGİ-KÜLTÜR, AHLÂK-FAZİLET, İYİLİK- GÜZELLİK bakımından bir önceki günden daha üstün olması için çalışır çabalar.
(31) Öyle bir hayat sürer, öyle hal ve hareketlere sahip olur ki, onun faziletini ve iyiliğini düşmanları bile kabul ve tasdik eder.
(32) Vicdanında yirmi dört saat açık duran bir mahkeme vardır. Orada kendini muhakeme eder, denetler.
(33) Hayattan-sorumsuz bir şekilde- azamî (en fazla) zevk ve haz alma sapık-felsefesine bağlanmaz. Maddî hazların ve zevklerin çok üstünde birtakım yüce değerler olduğunu bilir ve onlara bağlanır.
Vahim bir cinayet meselesinde birtakım zanlıların sorgulandıktan sonra serbest bırakılmalarına hayret edenlere verdiğiniz cevabı okudum. Her fiil, her sorgulama ille de tutuklamayı gerektirmez buyurmuşsunuz. Amennâ!.. Lakin geçenlerde bir Karadeniz şehrinde ciklet (veya sakız) çiğnediği için tutuklanan şahsın başına gelenlere ne dersiniz?
Sayın Millî Eğitim Bakanı’na: Başlangıçta okullardaki cinayetler için
meâlinde beyanlarda bulunmuştunuz. Lakin, cinayetlerin, bıçaklamaların, tabanca ile öldürmelerin ardı arkası kesilmiyor. Okullarımız Teksas’a döndü. Her gün yeni bir facia, yeni bir cinayet. Öldürme ve yaralamalardan başka kötülükler de var. Mesela cep telefonları ile kopya çekiliyormuş. Hattâ bir okulda fotoğraflı telefon cihazını bir kadın öğretmenin bacakları arasına koyarak çirkin resimler çekmişler… Merak ediyorum: Hâlâ, medya abartıyor, durum o kadar vahim değildir diyor musunuz?
Üzücü cinayete bakacak ağır ceza mahkemesine akın akın birtakım esrarengiz ziyaretçiler gidiyormuş. Acaba mahkemeye baskı mı yapılmak isteniyor? Sayın Adalet Bakanının bu şüpheli ziyaretler konusunda açıklama yapması iyi olur sanırım. Şemdinli hadiseleri hakkında dosya hazırlayan savcının başına gelenler birçok yargı mensubunu tedirgin etmiştir. Önemli bir da’vâya bakacak mahkemenin rahatsız edilmemesi gerekir. 30 Mayıs 2006