Bir toplum, bir ülke, bir şehir iyi midir, kötü müdür, bunu anlamak için ölçüler vardır.

*

Birinci ölçü:

Oradaki maslahat ve mefsedetin listeleri yapılır. Mefsedet maslahatı geçiyorsa, ondan kat kat fazla ise orası bozuktur.

*

İkinci ölçü:

Orada beş vakit namaz büyük ölçüde terk edilmiş ve halk şehvetlerine uymuşsa orası kötüdür.

* Üçüncü ölçü: Kadınlar ve kızlar tesettürü terk etmişse orası kötüdür.

* Dördüncü ölçü: Mâruf ile emr edilmiyor ve münkerden nehy edilmiyorsa (veya bu hizmet yeteri kadar yapılmıyorsa) orası kötüdür.

* Beşinci ölçü: Orada riba ve faiz yaygın hale gelmişse orası kötüdür.

* Altıncı ölçü: Orada din ve iman kardeşliği, komşuluk hukuku, paylaşma ve yardımlaşma ahlakı yoksa (veya yeterli miktarda değilse) orası yine kötüdür.

Şunlar bizi aldatmasın: Minarelerden hoparlörle avaz avaz ezan okunuyormuş…Cuma namazında camiler doluyormuş… Laik düzenin bazı Ekselansları camiye gidiyormuş…Bazı büyük adamların eşleri başlarına eşarp bağlıyormuş…Bunlar ölçü değildir.

İslâm dininde amelî ibadetlerin başı namazdır. Bir ülke, bir kent halkı namazı yüzde 90 terk etmişse orada dinin direği yıkılmış demektir. Peygamberimiz “Namaz dinin direğidir. Kim o direği ayakta tutarsa dinini ayakta tutmuş olur; kim de o direği yıkarsa dinini yıkmış olur…” buyuruyor.

Namazı ve cemaati terk eden Müslüman erkekler kendilerini köleleştirmiş olur. Tesettürü terk eden Müslüman hanım ve kızlar kendilerini köle statüsüne düşürmüş olur.

Her yerde cami, minare, hoparlör varmış… Camilerde kışın kalorifer yanıyor, yazın klima çalışıyormuş…Zenginler akın akın turistik umre seyahati yapıyormuş… Birtakım politikacılar Allah Allah diyormuş… Ey Müslüman!.. Kendini bunlarla kandırma.

İkinci Yazı

EHL-İ BİD’ATE

Sevgili Müslüman kardeşim, aramızda meşreb ve bakış farklılıkları vardır. Kırıcı olmasın diye meşreb diyorum.

1. Bendeniz Ehl-i Sünnet Müslümanıyım, geniş açıdan bakarım, olumlu ve rahmanî çeşitliliğe ve farklılıklara tepki göstermem. Siz ise sert bir Vehhabî veya Selefîsiniz, astığınız astık, kestiğiniz kestiktir. Elinizde kova kova kara boya, sizden olmayanları kolayca şirk ve küfürle suçlarsınız. Böylece kendiniz kâfir olursunuz da farkında değilsiniz.

2. Bendeniz Şeriata mutabık tasavvuf ve tarikati kabul ederim, siz inkâr edersiniz.

3. BenAllah’ı kemal sıfatlarla sıfatlandırır, noksan sıfatlardan tenzih ederim. Siz maalesef mücessimesiniz, Allah’a oturmak, inmek, yükselmek, cihet, cisim, insanlar gibi organlar izafe edersiniz. Kendinizi has muvahhid sanıyorsunuz ama Tevhid’in kemalinin Cenâb-ı Hakk’ı noksan sıfatlardan tenzih ile olacağını bilmiyorsunuz.

4. Bendeniz elimden geldiği kadar medenî bir Müslüman olmaya çalışıyorum, siz ise buram buram bedevîlik sergiliyorsunuz.

5. Siz, sizin gibi inanmayan Müslümanlara çok kaba, çok galiz, çok haşin ve hoyrat muamele ediyorsunuz.

6. Siz çarpıtıyorsunuz. Beğenmediğiniz Müslümanları sapıklıkla, pasiflikle, zulme razı olmakla suçluyorsunuz. Böyle bir genelleme yalan, iftira, mübalağa, haksızlık, insafsızlık değil midir?

7. Aziz kardeşim, size öncelikle şu kuruntuyu bırakmanızı tavsiye ederim: Sizin yolunuz bir bid’at fırkasıdır, onu gerçek İslâm olarak sanmanız yanlıştır.

8. Tekelciliği bırakınız, Ehl-i Sünnet Müslümanlarına da hakk-ı hayat tanıyınız.

9.İki çeşit Tevhid vardır, üç çeşit Tevhid vardır gibi sonradan çıkmış tasniflerle Sünnî Müslümanları suçlamayınız.

10. Kur’ân diyorsunuz ama nice ayetleri yanlış yorumluyorsunuz.

11. Cumhur-i ulemâya karşı çıkıyorsunuz.

12. Aklınızı İbnTeymiye’ye takmışsınız. Cumhur-i ulemâyı, cumhur-i fukahayı, cumhur-i müfessirîni, cumhur-i muhaddisîni niçin görmüyor, nazar-ı itibara almıyorsunuz?

13. Kendi bid’at fırkanızı hak görüyorsunuz…Buna mukabil biz Sünnîler de Ehl-i Sünnet ve Cemaati hak görüyoruz. Sizin delilleriniz varmış… Sünnîler delilsiz, isbatsız mı sanıyorsunuz?Sizin on deliliniz varsa bizim bin delilimiz, sizin birkaç yüz âliminiz varsa, bizim onbinlerce büyük âlimimiz gelmiş geçmiştir ve yaşamaktadır.

14. Sizin zihniyetiniz bir bedeviyet zihniyetidir. İslâm bedeviyet dini değildir, medeniyet dinidir.

15. Peygamberimiz haber vermiştir,İslâm dünyasında çeşit çeşit bid’at fırkaları olacaktır. Sizinki bu fırkalardan biridir. Tekelciliği bırakınız, bir milyardan fazla Müslümanı sapıklıkla, şirkle, küfürle, bid’atle suçlamak ve karalamak çılgınlığını bırakınız.Militanlığı, taassubu, aşırılığı, mübalağayı terk ediniz.

16. Siz bid’at fırkanızı yaymak için çalışacaksınız, biz sünnî Müslümanlar Ehl-i Sünnet İslâmlığını savunmak için çalışmayacağız… Çalışırsak kötü olacağız… Böyle şey olur mu?

17. Çok rica ediyoruz; bizim veli olarak kabul ettiğimiz büyük Müslümanlara sövüp saymayı, onları evliyauşşeytan olarak görmeyi ve göstermeyi bırakınız. Bu çok büyük bir fitnedir.

18. Kendinizi muslih, Ehl-i Sünneti müfsid olarak görüyorsunuz. Bu kuruntuları bırakınız.

Siz kendi bid’at fırkanızın propagandasını yaptıkça, halkı ona dâvet ettikçe, Ehl-i Sünnete saldırdıkça ben de bir Sünnî olarak Ehl-i Sünneti savunacağım, sizin yanlışlarınızı ve aşırılıklarınızı sergileyeceğim.

Bana sövüp sayarmışsınız, küfür ve hakaret edermişsiniz… O sizin bileceğiniz şeydir. Ahlâkınızı, seciyenizi, edep ve terbiyenizi, adalet ve insafınızı, ne mal olduğunuzu göstermiş olursunuz.

Üçüncü Yazı

EVLİ KADINLARLA TANIŞMAK

Her geçen gün yavaş yavaş değil, doludizgin Avrupalılaşıyoruz, Batılılaşıyoruz, çağdaşlaşıyoruz.

Niçin mi?.. Geçen gün internette bir konuyu araştırdım, hiç alakası olmadığı halde yanda üç ilan çıktı.

Birincisi: Sıcak ve ateşli sohbetler. Evli bayanların sohbeti. Katılın fırsatı kaçırmayın.

İkinci ilan: Cıvıl cıvıl ortam Rus bayan arkadaşlar hadi sen de katıl şansı yakala.

Üçüncü ilan: Kocasını aldatan bayan… Evlilikten bunalmış…Farklılık arayan bayanlarla hemen tanış…

Bu gibi ilanlar ahlâka ve hukuka uygun değildir.

Açıkça fuhuş teşvik ediliyor.

Devletimiz niçin bunları engellemiyor?

Adliyemiz niçin harekete geçmiyor?

Emniyet Genel Müdürlüğü’nün bir “Âhlâk zabıtası” bölümü var…

Diyanet İşleri Başkanlığı bu gibi konularda niçin ilgili makamları uyarmıyor?

Bir yığın derneğimiz, vakfımız, topluluğumuz ülkemizdeki ahlâksızlık ile niçin yeteri kadar savaşmıyor?

Bu gibi şeylerin hürriyetle ilgisi yoktur.

Hürriyet demek, insan hakları demek ahlakı, iffeti, hayâyı, aileyi dinamitlemek midir?

Sayın hükümet, sayın adliye, sayın Emniyet, sayın sorumlular, sayın ilgililer, sayın çobanlar, sizleri vazifeye davet etsem ayıp mı yapmış olurum?

Yeni Ceza Kanunu’nda zina suç olmaktan çıkartıldı, mertlik bozuldu.

Dördüncü Yazı

KISA BİR MEKTUP

Sevgili din kardeşim… Çok rica ediyorum, lütfen dilini tut, konuşmadan ve yazmadan önce çok düşün. Tarikat ve tasavvuftaki rabıtaya karşı olabilirsin, bu senin bileceğin bir şeydir. Lakin rabıta yapan mü’min ve muvahhid kardeşlerine müşrik ve kâfir dersen, kendini büyük tehlikeye atmış olursun. Çünkü mü’mini tekfir eden kişinin kendisi kâfir olur. Mufassal (ayrıntılı) akaid kitaplarına bak, bilgilen, aydınlan.

“İslâm’da rabıta yoktur…” gibi lâflar edebilirsin ama kesinlikle yapanları tekfir edemezsin.

Çok istirham ediyorum, aşırılıkları bırak, insaflı ve adaletli ol. Beğenmediğin mü’min, muvahhid, Müslüman kardeşlerine kâfir diyerek kendin kâfir olma, kendini ateşe atma.

Ilımlı ol, ölçülü ol, âdil ol, insaflı ol, vicdanlı ol. Dinî konularda futbol fanatiği gibi olma…Tek taraflı hareket etme…Holiganlık yapma…

Muhammed ibn Abdilvehhab şöyle demiş böyle demiş diyerek Müslümanlar arasında fitne ve fesat çıkartma. Muhammed ibn Abdilvehhab bir kişidir, onun karşısında ordular kadar Ehl-i Sünnet alimi, fakihi, müfessiri, muhaddisi mürşidi vardır. Onları yok sayma, onları sapık sayma, onları yoldan çıkmış sayma…

Bu satırları sizin hayrınız için yazıyorum.Size selamlar ve hürmetler ederim. 16 Ekim 2009