Salı

Rize’de bir kitapçı dükkânının vitrininde,

“İyi Müslüman Kötü Müslüman”

başlıklı bir kitap gördüm. Yazarının isminden, tercüme olduğu anlaşılıyordu. Yolculuk dolayısıyla adı geçen kitabı alamadım, şu anda İstanbul’a dönmüş bulunuyorum, ilk fırsatta alıp okuyacağım.

Okuyucularım “İyi Müslüman Kötü Müslüman” konusu üzerinde durduğumu bilirler. Bizim kurtuluşumuz, ülkemizin kurtuluşu, bütün gücümüzle iyi Müslüman olmak için çalışmamıza, cehd ve gayret göstermemize bağlıdır.

İyi Müslüman kötü Müslüman ne demektir? Edebiyatı ve teoriyi (nazariyeyi) bırakalım, çok açık ve seçik bir üslupla madde madde yazalım:

(1) İyi Müslüman, bilgi ve kültür boyutu yeterli derecede güçlü olan kimsedir. Lisede okumuş, üniversite tahsili yapmış, lâkin bilgisiz ve kültürsüz…Bu Müslüman iyi değildir.

(2) Bilgi ve kültür eksikliğini gidermek için Müslümanın, maddî imkânı varsa kendisine hoca tutması gerekir. İslâmî kesimde bilgi ve kültür kursları açılmalıdır. Müslüman otomobile biniyor, benzinciye uğruyor, vasıtanın deposunu dolduruyor, 150 lira veriyor. Bu para birkaç gün sonra egzoz gazı olarak duman oluyor. Müslüman sık aralıklarla benzine para veriyor da, ilim, irfan, kültür edinmek için masraf yapmıyor. Yakıta avuç avuç para ödeyip ilme ve kültüre para vermeyen Müslümana herhalde iyi Müslüman diyecek değilim. “Efendi, ben hukuk fakültesi mezunuyum, ben mühendisim, ben doktorum, ben şu veya bu yüksek tahsili yaptım…” demekle kimse kendisini kurtaramaz. Sen dinini, ilmihâlini biliyor musun? Sen okumuş bir kimse olarak yazılı, edebi, zengin Türkçe’yi biliyor musun? Sen atalarının mezar taşlarını okuyacak kadar Osmanlıcayı biliyor musun? Tarihini biliyor musun? Dünyayı biliyor musun? Biraz hukuk bilmekle, mühendislikle, doktorlukla adam olunmaz. Benzine, elbiseye, cep telefonuna, yemeğe, içmeye, gezip tozmaya, ev döşemeye nasıl para harcıyorsan; ilme, irfana, kültüre de harcayacaksın. Özel hoca tutacaksın (kaliteli hoca bulabilir misin?..), varsa bir kursa gideceksin, bütçen müsaitse bunlara iyi para vereceksin ve bilgili, kültürlü bir Müslüman olacaksın.

(2) İyi Müslüman olmak için sadece inançlı olmak, bilgili ve kültürlü olmak yeterli değildir. Ahlâklı, faziletli, doğru, dürüst, namuslu bir Müslüman olmak da gerekir. Namaz kılıyor, hacca gidiyor, oruç tutuyor ama bir yığın yamukluk yapıyor. Meselâ, ticarî münasebetlerde bono veriyor, vâdesinde ödemiyor, çek yazıyor, karşılıksız çıkıyor. Alışverişe hile ve fesat karıştırıyor, kusuru olan bir malı, kusurunu söylemeden satıyor. Böyle bir Müslüman, beş vakit namazın üzerine geceleri teheccüde kalksa yine bozuk bir Müslümandır. İslâm’ın temelleri, sadece kelime-i şahadeti söylemekten, beş vakit namazı kılmaktan, oruç tutmaktan, zekât vermekten ve hacca gitmekten ibaret değildir. Başka temel farzlar da vardır, bunlardan biri doğruluktur. Doğru olmayan bir Müslüman iyi bir Müslüman değildir, kötü bir Müslümandır.

(4) Müslüman yalan söylemez, Müslüman aldatmaz, Müslüman emanete hıyanet etmez, Müslüman riyasete (başkanlığa) talip olmaz. Ehil olsa bile başkanlığı istemek haramdır.Ehil olmadığı halde, matlup (istenen) olarak başkanlığı kabul etmek yine haramdır.

(5) Lüks, israf, gösteriş, aşırı tüketim peşinde koşanlar iyi Müslüman değil, kötü Müslümandır. “Zekâtımı verdikten sonra canımın istediğini yaparım…” zihniyetine sahip olanlar sapıktır. İslâm dini israfı, lüksü, aşırı tüketimi, gösterişi yasaklamıştır. Hiçbir iyi Müslüman “Zekâtımı verdikten sonra haram da olsa lüks ve israf yapabilirim” demez.

(6) Müslüman küfre razı olmaz. Küfre rıza, küfrü beğenmek küfürdür.

(7) İslâm’ın temel farzlarından biri de, iyiliği emretmek, kötülüğü yasaklamaktır. Bu farzın tafsilatını (ayrıntılarını) öğrenmek isteyenler, Hüccetülislâm İmam-ı Gazalî Hazretlerinin, İhya-u Ulûmiddîn kitabının emr bi’l-mâruf ve nehy ani’l-münker bölümünü dikkatle okumalıdır.

(8) Irak’ta, Çeçenistan’da, Filistin’de, dünyanın başka yerlerinde din kardeşleri tavuk gibi boğazlanırken, Türkiye’de keyif, safa, rahatlık içinde yaşayan, mazlum din kardeşlerine acıyıp ağlamayan Müslüman da iyi Müslüman değildir.

(9) Peygamber Aleyhisselatü vesselam “Komşusu aç yatarken, tok geceleyen kimse Müslüman değildir” diyor. Bu hadîse göre, ellerindeki imkânların bir kısmıyla fakir ve muhtaç din kardeşlerine yardım etmeyen Müslümana iyi Müslüman demek mümkün müdür?

(10) Birtakım din baronlarını putlaştıran, “erbab” haline getiren, onları mâsum (günahsız ve hatâsız) kabul eden, cemaatini veya tarikatını din ile özdeşleştiren Müslümanlar iyi Müslüman mıdır, kötü Müslüman mıdır?

(11) Parayı ve maddeyi ana değer kabul eden, para kazanmak ve zenginleşmek için her haltı yiyen bir Müslümana iyi Müslüman denilebilir mi?

(12) Cemaatten kopmuş olanlara ne demeli? Günde beş kezden vazgeçtim, haftada bir kere bile cemaate katılmayan bir Müslümana iyi Müslüman demek mümkün müdür?

(13) Adam ve karısı dindar, oğulları ve kızları dinden uzak. Böyle bir ana baba iyi Müslüman olabilir mi?Çocuklarını dindar olarak yetiştirmek her anne ve babanın temel vazifesidir. “Oğlum mühendis olsun, kızım yüksek tahsil yapsın… Çocuklarım bol para kazansın, iyi yaşasın…” düşüncesine sahip anne ve babalar iyi Müslüman değildir. Çocuklar için ilk istenecek şey, onların dindar olmaları, iyi Müslüman olmaları, iyi insan olmaları, iyi vatandaş olmalarıdır.

(14) İyi bir Müslüman, Nemrud ve Firavun ahlâkına sahip olmaz. Zengin de olsa mütevâzı, kanaatli, orta halli yaşar. Lükse, gurura, kibre, bencilliğe yönelen dindarlar, gerçek dindar değil, sahte dindardır.

(15) İyi bir Müslüman futbol kulübü tutar gibi tarikat, cemaat, hizip, fırka, zümre tutmaz.

(16) İyi bir Müslüman bütün ile parçayı özdeşleştirmez. Parçanın bütünden büyük olduğuna inanan kimse, iyi ve akıllı Müslüman değil, salak ve beyinsiz Müslümandır.

(17) İyi bir Müslüman yemek için yaşamaz, yaşamak için yer.

(18)İyi Müslüman vasıflı Müslümandır, güçlü Müslümandır, üstün Müslümandır.

(19) İyi Müslüman, önemli işlerde mutlaka ehil ve güvenli kimselerle istişare eder. Kendini beğenmiş, kimseye sormadan kendi kafasına göre iş yapan bir Müslüman, iyi bir Müslüman değildir. Peygamber Aleyhisselâtü vesselâm bile Ashab-ı Güzini ile istişare etmiş, sen kim oluyorsun da, kendi yetersiz aklınla burnunun doğrultusuna gidiyorsun? Beyimiz dernek başkanıymış, bilmem ne başkanıymış, salahiyet onun elindeymiş, canının istediğini yaparmış…Yaparsın ama kötü Müslüman olursun, moloz Müslüman olursun, beyinsiz Müslüman olursun.

(20) Güzel olmayan, güzellik sergilemeyen bir Müslüman, iyi bir Müslüman değildir. Müslümanın evi (fakir de olsa) güzeldir.Müslüman fiziki bakımdan yakışıklı olmasa, yine de güzel insandır. Müslümanlar, kadın olsun erkek olsun, ihtiyarladıkça güzelleşirler. Müslümanın konuşması, hareketleri, davranışları hep güzeldir. Çirkinlikler sergileyen kimseler iyi Müslüman değil, kötü Müslümandır.

(21) İyi Müslüman, şu dünya hayatında Peygamberi (salât ve selâm olsun O’na) en büyük örnek, model, başkan, kılavuz olarak kabul eder. Bütün gücüyle O’nun getirdiği dine ve Şeriata sarılır, O’nun Sünnetini (elinden geldiği kadar) uygular. Yaptığı her işte, her teşebbüste “Peygamber, benim bu yaptığımı görse ne derdi?” diye düşünür. “Muhammed Resulullah” diyor, sonra yaptıkları, zihniyeti, ahlâkı, işi gücü, her şeyi Peygambere ters düşüyor. Böyle Müslümana iyi ve yüksek Müslüman değil, kötü ve alçak Müslüman denir! 10 Ağustos 2005