Çarşamba

 

Ülkede Müslümanlar çoğunlukta. Tarih Müslümanlardan yana. Kültür İslam kültürü. Kimliğin birinci faktörü İslam. Vesayet mesayet de olsa demokrasi var. Hayli hürriyet var. Medya oldukça serbest. İzin ve ruhsat almadan gazete, dergi yayınlama hürriyeti var. Parti ve dernek kurmak serbest…

Bütün bu imkanlara rağmen Müslümanlar hâlâ ikinci sınıf. Sizce bu işte bir anormallik yok mudur?

Güney Afrika’da çoğunluğu oluşturan zencilerin durumu çok daha kötü iken, onlar hürriyet ve haysiyetlerine kavuştular.

Irkçı Beyaz azınlığın saltanatını ve hâkimiyetini yıktılar.

Nelson Mandela

Güney Afrika hürriyet mücadelesinin bayrağı, sembolü, lideri olmuştu. Boşuna olmamıştı.

Tam 28 yıl çok zor şartlar altında bir adadaki hapishanede çile çekmişti.

Bizde de Beyazlar var, Zenciler var. Beyazların oligarşik sistemleri var. Siyasî seçimlerin neticesi ne olursa olsun, onların hegemonyası sürüyor. Zenciler, Beyazların hakimiyetini kıramıyor. Acaba niçin kıramıyor?

Demokrasi ise, yüzde yüz ve tam olmasa da yine var. Para ve maddî imkân var. On milyonlarca halk var. Yetişmiş elemanlar var.

Buradaki Zencilerin durumu oradaki zencilerinkinden çok daha müsait.

Güney Afrikadaki Zenci çoğunluğun siyasî hakları yoktu.

Seçemiyorlardı, seçilemiyorlardı.

Bizdeki Zencilerin seçme seçilme hakları var.

Bizde Beyaz ırkçılığı var ama Güney Afrikadaki kadar değil.

Peki buradaki Zenciler niçin oligarşik sistemin zincirlerini demokratik yol ve usullerle kıramıyor?

Ne gibi yanlışlar yapıyorlar?

Ben vaiz değilim, vaaz vermek istemediğim için bu yazıyı burada kesiyorum. Tek bir cümle ilave etmeme izin veriniz: Asıl kabahat Beyazlarda değil, Zencilerdedir.

(ikinci yazı) Siyonistlerin Dikkatlerine

Birinci madde: Siyonizm bir ideolojidir.

İkinci madde: Bu ideoloji Ortodoks Musevî dinine, inançlarına uygun ve paralel değildir. Birçok konuda din ile ideoloji arasında uyuşmazlık ve bağdaşmazlık vardır.

Üçüncü madde: Nazizm nasıl Almanya’ya, Alman halkına, Alman devletine felaket getirdiyse, Siyonizm de Yahudilere felaket getirecektir.

Dördüncü madde: Sadece Yahudilere felaket getirmeyecek, Ortadoğuya ve bütün dünyaya/insanlığa da felaket getirecektir.

Beşinci madde: Siyonizm ırkçı bir ideolojidir. Nazizm gibi.

Altıncı madde: Siyonizm ile semitizm özdeş değildir. Siyonizme karşı olmayı, Siyonizmi tenkit etmeyi antisemitizm (Yahudi düşmanlığı) olarak görmek yanlıştır, adaletsiz bir hükümdür.

Yedinci madde: Nice Yahudi hahamının ve bilgesinin Siyonizme ve İsrail devletine karşı olduğu inkâr edilemez bir gerçektir. Onların bu karşı oluşları ve tenkitleri antisemitizm değildir, sadece antisiyonizmdir.

Sekizinci madde: Hitlerin en büyük hatası Nazizm ideolojisi ile Almanyayı özdeşleştirmiş olmasıydı. Siyonistlerin en büyük ve ölümcül hatası da Siyonizm ile İsrailoğullarını, Yahudileri, Musevi dinini özdeşleştirmiş olmalarıdır.

Dokuzuncu madde: Siyonistlerin yüzde 90’ı dindar, Musevîliği hayata uygulayan, Ortodoks Yahudi inancını taşıyan kimseler değildir. Onların içinde

ateist Yahudiler bile vardır. Onlar Musevîliği ve Tevratı, dinleştirdikleri ideolojiye alet ediyor ve kullanıyor.

Onuncu madde: Siyonizmle, Siyonist İsrail ile adalet, insaf, hikmet (bilgelik) sınırları içinde mücadele etmek hem Yahudilere, hem İslam Alemine, hem de insanlığa hizmet etmek demektir.

On birinci madde: Siyonizmle Museviliği, Siyonizmle Yahudiliği özdeşleştirmek, antisiyonistleri antisemit olarak göstermek yalancılıktır, sahtekarlıktır, adaletsizliktir.

Onikinci madde: Filistin konusunda (1) kalıcı, (2) gerçek, (3) âdil bir barış istemek antisemizm değildir.

Yukarıdaki 11 maddeyi insaflı ve bilge Yahudilerin dikkatlerine sunuyorum. Kimse beni ön yargılı olarak antisemitizm ile suçlamasın. Maddelere, tutarlı gerekçelerle cevap versinler. Hangisi yalandır, yanlıştır?

Antisemitizm yaygaralarıyla, ön yargılarla, iddiaları ve suçlamaları gerekçesiz olarak reddetmekle hiçbir şeyi isbat edemezler, kendilerini savunmuş olmazlar.

(Üçüncü yazı) Din Büyükleri Böyle Şeyler Yaptırtmaz

Gerçek ulema, fukaha ve meşayih, Müslümanların zekatlarını ve sadakalarını Kur’ana, Sünnete, Şeriata aykırı olarak toplatmaz…

Şayet bunları vekalet usulüyle ve fıkha yüzde yüz mutabık olarak toplatırlarsa, bir kuruşlarını bile zimmetlerine geçirmezler, tamamını yerli yerinde sarf ederler (harcarlar).

Büyük müctehid imamlarımızdan

İmamı Şafiî hazretleri Mekke’de ikamet ederlerdi.

Zengin ve hamiyetperver bir zat kendilerine bir miktar para gönderdi ve bunu Mekke-i Mükerremenin muttaki (takvalı) ulemasına dağıtmanızı rica ederim dedi. Hazret bir liste yaptı ve parayı ulemaya dağıttı. Çok sıkıntıda olmasına rağmen kendisine para ayırmadı. Yakınlarından biri sordu: Maddî sıkıntı içinde olmanıza rağmen niçin kendinize de bir pay ayırmadınız? Şu cevabı verdi: Takva şartı vardı, ondan korktum… Halbuki o takva ve verada çok yüksek seviyede idi…

Bazı İslamî gruplar Müslümanların zekatlarını topluyor ve zekatların bir kısmı ile başlarındaki zatların reklamlarını yapıyor. Hazret çok büyük… Hazret büyük mü büyük… Hazret şöyle dindar böyle dindar… Hazret kutbü’l-aktab… Hazret baştan başa keramet…

Zekat paralarıyla böyle reklamlar yapılması Kur’ana, Sünnete, Şeriata, ahlak-ı İslamiyeye, vicdana, insafa aykırıdır. Hiçbir büyük zat böyle bir şeye izin vermez. Büyüklükle bu reklam bir arada olmaz.

Şayet müritleri ısrar edip ille de sizin reklamınızı yapacağız derlerse onları tard eder kovar. Büyüklerin büyüklüğü tevâzuları ve mahiyetleri ile ölçülür.

Resul-i Kibriya aleyhi ekmelüttahaya Efendimiz insanoğullarının seyyidi ve derece itibarıyla en büyüğü olmalarına rağmen ne kadar mütevazı yaşamışlardı. Eline bazen büyük mallar ve servetler geçerdi de bunları son kuruşuna kadar sarf eder, kendisine bir şey ayırmazdı. Her şeyi dağıtır, bazen kendisi aç kalırdı.

Aylar geçerdi de hanımlarının ocaklarında ateş yanmazdı, pişirecek bir şey olmadığı için. Medine dışındaki bir otlakta birkaç devesi vardı. Onların sütlerini sağarlar, kırbalar içinde kendisine getirirler; biraz süt içerek birkaç hurma yiyerek ayakta duracak kadar beslenmeye çalışırdı.

Ölümünden sonra Mü’minlerin Annesi Âişe radiyallahu anha her et ve buğday ekmeği yediğinde ağlardı. Sordular: Ey validemiz niçin ağlıyorsunuz? Ben Resulullah Efendimizin (Salat ve selam olsun ona) ömrü boyunca bu ikisini birlikte doyarak yediğini görmedim cevabını verirdi.

Gerçek İslam büyükleri gösterişten, reklamdan, şöhretten, lüks hayattan, benlikten, tantanadan uzak dururlar. Böyle şeyleri kendileri asla istemez. Bağlıları yapmaya kalkışırsa onlara izin vermezler. Ne günlere kaldık!..

Zekat paraları ile neler yapılıyor…

22 Temmuz 2010