Kabaklar ve Vasıflılar

Kabak gibi adamdan politikacı olur mu? Elbette olur, bizde böyleleri var. Olur ama iyi, vasıflı, yararlı politikacı olamaz.

Her hizmet ve meslekte kalite meselesi çok önemlidir. AHÇI var, ahçı var. DOKTOR var, doktor var. YAZAR var, yazar var…

Rahmetli Adnan Kahveci çok kaliteli bir vatandaş, çok kaliteli bir politikacı idi ve siyasete kalite getirilmesini istiyordu.

Bu memleket, bu devlet, bu halk bugünkü perişan duruma geldiyse, bunda vasıfsız ve ehliyetsiz politikacıların büyük miktarda tuzu biberi vardır.

Vasıflı politikacı nasıl bir insan, nasıl bir vatandaştır?

Bir kere BİLGİ, KÜLTÜR boyutu gelişmiş olacaktır. Evinde kütüphanesi bulunacak, günde birkaç saat okuyacaktır. Ülke meselelerini bilecek, dünyayı tanıyacaktır. Yazılı lisan, yâni edebiyat kültürü olacaktır. Tarih bilecektir. Mantık okumuş mantıklı bir insan olması şarttır. Yeterli miktarda sosyoloji, antropoloji, lisaniyat, beşerî ve iktisadî coğrafya, hukuk, siyaset kültürü sahibi olacaktır.

İkincisi AKSİYON, AHLÂK, KARAKTER sahibi olacaktır. On milyonlarca halk sürünürken sık sık milletvekili maaşlarına zam, kıyak emeklilik istemeyecektir. Yalan söylemeyecek, emanetin her türlüsüne asla hıyanet etmeyecek, vaad ettiği zaman o sözünden kesinlikle dönmeyecek, halkı aldatmayacak; mürüvvetli, sabırlı, kerim, cesur, şeci’, iffetli olacaktır.

Üçüncüsü SANAT, ESTETİK, GÜZELLİK boyutudur. Milletin vekili olan zatın hiçbir çirkinliğe yeşil ışık yakmaması, izin vermemesi gerekir. Son elli yıl içinde Türkiye ne kadar çirkinleşti. Şehirler beton yığını haline geldi, ekolojik düzen bozuldu, yeni yapılan binalar maddeten mamur, mânen harap oldu.

Türkiye, yeterli sayıda vasıflı politikacı çıkartıp onlara vekâlet veremediği için bugünkü duruma düşmüştür.

Siyaset değirmenini herkes çevirebilir… Çevirir ama işte böyle çevirir; devleti de, milleti de, ülkeyi de batırır.

Türkiye’de artık demokrasi yok, medya-krasi var.

Koskoca ülke birkaç medya baba-patronunun oyuncağı, çiftliği haline gelmiştir. Onların tekelleşmesi, kartelleşmesi, efsanevî servetlerini daha da çoğaltması, devlet ihalelerine girmesi, borsada oyun oynaması için düzenlemeler yapılıyor. Kimler yapıyor? Politikacılar, bir kısım milletvekilleri.

Bir zat, yirmi beş yıl önce küçük bir otomobil parçası dükkanı sahibi iken şimdi ülkenin en zengin adamı olmuştur. Neyle, nasıl zengin olmuştur? Medya ile. Şimdi nice parti ağası, nice milletvekili bu adamın karşısında iki büklüm durmaktadır. Böyle politikacılardan bu ülkeye, bu millete, bu devlete ne hayır gelir.

Vasıflı politikacı, kendisi dindar ve inançlı olmasa bile, mensubu bulunduğu milletin dinine saygı gösterir. Hiçbir vasıflı aydın militanca, fanatik bir şekilde din ve mukaddesat düşmanlığı yapmaz. Yazar Gülay Göktürk hanımefendiyi vasıflı bir aydın, haysiyetli bir düşünür yapan, ateist olmasına rağmen başörtülü kızların haklarını koruması, din ve inanç hürriyetini desteklemesidir.

Bir Meclis’teki bütün politikacıların hepsinin de vasıflı olması gerekmez. Yeterli sayıda vasıflı politikacı bütün Meclisi vasıflı hale getirir.

1924’te, Trabzon Mebusu (milletvekili) şehid-i muhterem Ali Şükrü bey vasıflı bir politikacı, vasıflı bir vatandaş, vasıflı bir münevver idi. Milletin mukaddesatına, tarihî ve kültürel hüviyetine sahip çıktığı için Topal Osman tarafından kahpece ve kancıkça öldürülmüştür.

Geçenlerde vefat eden Osman Bölükbaşı güçlü, vasıflı, haysiyetli bir politikacı idi. İcabında tek başına muhalefet yapıyordu. Milletvekilliği düşürülmüş, tutuklanmış, hapse atılmış, ama yolundan dönmemiştir.

Vasıflı politikacı tek başına bir ümmet, bir partidir.

Irkçı ve faşist Güney Afrika’da tam yirmi sekiz sene korkunç şartlar altında hapishanede yatan Nelson Mandela da vasıflı bir politikacıydı.

Vasıflı politikacı, parti başkanına köle gibi itaat etmez.

O, bir oy verme robotu değildir.

Partilerin elbette bir iç disiplini olmalıdır ama bizdeki gibi değil.

Vasıflı politikacı gerektiğinde milletvekilliğini bırakıp sine-i millete dönmesini bilen kişidir. Vasıflı politikacı milletvekili

maaşlarına zam yapılırken ucuz ve göstermelik bir muhalefet yapıp da, zam kanunlaşınca

“Yan cebime koy”

demez.

Vasıflı politikacıdan parti başkanı da korkar, çekinir. Vasıflı politikacı dün ak dediğine, bugün kara demez. Vasıflı politikacı bukalemun gibi renk değiştirmez.

Vasıflı politikacı bakanlıklarda iş takip etmez

. Partizanlık yaparak ehliyetsiz kimselere memuriyet ve devlet işçiliği temin etmez. Orman köylülerinden oy almak için ormanları kestirtmez.

Vasıflı politikacı, vasıfsız politikacılardan daha cesur, daha gözükara, daha atak olur.

Muhalifleri, vasıflı politikacıdan çekinir, ona korkuyla karışık bir saygı gösterir.

Vasıflıları, iyileri, vatanseverleri, ahlâk ve fazilet sahibi olanları tenzih ederek söylüyorum: Politika işlerine vasıfsızların hakim olduğu, kabak gibi adamların kabak gibi siyaset yaptıkları bir ülke batmaya mahkumdur.

Vasıflı politikacının kendisi, eşi, kızları çağdaş olabilir ama o, başörtülü oldukları için tahsilleri engellenen, bin türlü eza, cefa, hakarete mâruz kalan dindar kızların haklarını sonuna kadar korur, onlardan yana olur.

Amerika’da güçlü bir insan hakları derneği, başörtülü fotoğraf yüzünden Müslüman bir vatandaşına pasaport vermeyi reddeden bir Fransız konsolosunu protesto etmiştir.

Vasıflılık böyle olur.

Vasıflı politikacı Meclis’te yumruklaşmaz, kavga etmez, hakaretler savurmaz. Onun en büyük tokadı lisanıdır.

Söğüp saymadan, öyle bir laf eder ki, vasıfsız ve kaba karşıtları o lafla yere serilir.

16 Mayıs 2002