Kafası Kırılan Kürt Çocuğu
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 27 Aralık 2018
Cuma
Ülkemizde bu yaştaki çocuklar âqil ve baliğ olur. Bu çocuk maazallah ölseydi doğrudan doğruya Cennet’e gitmezdi, mükellef olduğu için hesaba çekilirdi. Dinimizin kuralı böyledir.
Bu çocuğun, devletin bir kolluk vazifelisi tarafından dipçiklenmesi doğru mudur? Uzaklaştırılmak ve tesirsiz bırakılmak istenmesi doğrudur. Kafatasının kırılması çok yanlıştır. Bu çocuğun kafası oyun oynarken, bakkala ekmek almaya giderken, okul yolundayken kırılmamıştır. Devlete taş atarken kırılmıştır.
Başbakanın bu hadise üzerine oraya hemen bir uçak gönderip çocuğu Ankara veya İstanbul’a annesi ve babası ile birlikte tedaviye göndermesi iyi olurdu, bu yapılmamıştır.
Adalet herkese hakkettiğini, layık olduğunu vermek demektir.
Cezaları âdilâne verilmelidir.
Çocuk yüzde yüz mâsum ve suçsuz değildir. Bu çocuğa taş attıranlar suçludur.
Yakın tarihimizde bütün Türkler, bütün Kürtler, bütün Çerkesler, bütün Arnavutlar ve ülkemizde yaşayan diğer İslâmî unsurların tamamı zulme destek vermemiş, yardımcı olmamıştır ama bir kısım Türkler, Kürtler, Çerkesler, Lazlar ve diğerleri yardımcı olmuşlardır.
İslâm uğrunda sadece Kürtler değil, diğer unsurlar da şehit vermişlerdir.
ama bendeniz bunun tartışmasına girmek istemem.
Türkiye’deki Kürtlerin durumunu, Filistin’deki Arapların durumuna benzetmek, tam bir paralellik kurmak yanlıştır.
Kürtlerin içinde şu anda kimlik değiştirmiş bir sürü
Bunların peşinden giderlerse iki cihanda rezil, rüsvay ve perişan olurlar.
Bu ülkede 78 etnik köken, 78 alt kimlikle unsur bulunmaktadır.
Türk ve Kürt et ve deri gibidir, ayrılmaları imkânsızdır. Kürt bölgesi kurulacakmış…
Kürt nüfus Türkiye’nin tamamına yayılmıştır.
Emperyalistler, misyonerler, fesatçılar,
kavmiyetçilik vebası ile yıktılar. İnsanlar kavimlerini sevebilir, kavimlerine hizmet etmek için çalışabilir ama
Türk kavmiyetçiliğinin önderi kimdir?
(veya sözlüğü)
(Bu kitabın bir nüshası Sinop’ta Dr. Rıza Nur kütüphanesindeymiş. Bir akademisyen almış ve iade etmemiş…)
Bu Yahudi, kitaplarından birine
başlıklı iğrenç bir bölüm koymamış mıdır?
Yakın tarihimizde Kürtlerden de bozuk ideolojiye, bozuk düzene hizmet etmiş, yaltaklanmış kimseler çıkmıştır. Kavim bir realitedir, bir olgudur.
Filistin Müslümanları ile Türkiye’deki Kürt Müslümanlarını bir tutmak yanlıştır. Türkiye’nin devleti başkadır,
. Devlet, üzerinde bulunduğumuz
Onu batırmaya ve düşürmeye çalışmak intihar olur, çılgınlık olur.
Müslüman Kürtler,
ile kurtulamazlar, izzete kavuşamazlar.
Bu memlekette
Müslümanca düşünelim…Müslümanlığın metodlarıyla hareket edelim…Kürt olalım ama Kürtçülük yapmayalım.
Papaza kızıp oruç bozmayalım… Ben bir Türk olarak, Salih bir Kürt kardeşimi, fâsık bir Türk’e tercih ediyorum. Siz de böyle yapın.
Ana babalara sesleniyorum: Evlâtlarınızın katilleri olmayınız. Hiçbir anne ve baba evlâdını katl etmez, burada kullandığım katil sözcüğü mecazî mânâdadır. Dilimizde “Kızını dövmeyen dizini döver” diye bir atasözü vardır.
15, 16, 17 yaşlarındaki kızları, İstanbul gibi canavar bir şehirde başıboş bırakmak, onları korumamak cinayet değil de nedir? Bu yaştaki kız çocukları tecrübesizdir, kendini koruyacak birikime sahip değildir.
(öldürülen kızın)
Toplum da, devlet de suçludur.
Demek ki, onun ana babası çocuklarını iyi yetiştirememiştir. Oğlum iyi yaşasın, oğlumun lüks bir Porsche’si olsun, oğlumun her dediği olsun diyen zengin bir aile oğlunu mânen katl ve katil etmiş olur.
diyen bir ana baba, o kız öldürülürse elbette suçlu olur. Evet suç sadece katil gençte değildir.
1.Kızın ailesi de suçludur.
2. Katil gencin ailesi de suçludur.
3. Eğitim sistemi de suçludur.
4. Toplum da suçludur.
5. Devlet de suçludur.
Okullarımızda uyuşturucu kullanma yaşı 11’e düşmüştür. Okullarda genç nesillere güçlü bir
verilmemektedir.
Her ülkenin kendi sosyal ve kültürel yapısına göre ahlâkî değerleri vardır. Bu değerleri yıkarsanız toplum çöker.
Türk toplumunun temeli ailedir. Aile çökerse toplum da çöker. Aile sarsılır ve zayıflarsa toplum da sarsılır ve zayıflar. Bizim kültürümüzde, Batı’nın yitirmiş olduğu iki temel değer vardır,
Türkiye uluslararası çocuk ve kadın hakları ile ilgili uluslararası sözleşmelere imza koymuştur.
Kadın Hakları Sözleşmesinde
(seks kölesi)
meâlinde bir madde vardır. Türkiye bu maddeye riayet etmemekte; TC antetli resmî belgeyle (vesika) bazı bedbaht kadınlara yasal olarak ve serbestçe fahişelik yapmak hakkını vermektedir.
Böyle rezalet olmaz!..
Vahşice öldürülen kız konusu, sadece bir boyutuyla ele alınmamalı, bütünüyle ele alınmalıdır. Liselerde ve üniversitelerde kız çocuğu okutan aileler dikkatli olsunlar,
Yavrularını denetlesinler, yavrularını uyarsınlar, yavrularının ayaklarının kaymaması için onların eteklerinden tutsunlar. Serbestliğin de bir hududu vardır.
Zavallı kız denetlenseydi, kontrol altında tutulsaydı, kendisini bekleyen tehlike konusunda uyarılsaydı, korunsaydı bu facia yaşanmamış olacaktı. Anneler ve babalar, mecazî mânâda kızlarınızın katili olmayınız.
(Estetik ameliyatla yüzü değiştirilmek… Bambaşka bir kimlik edinmek… Kaybolmak…Yakalanmamak…) 02 Mayıs 2009