Kavga ve Rekabeti Yıllar Boyunca İnkâr Etmişlerdi
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 09 Aralık 2018
Kavga ve Rekabeti Yıllar Boyunca İnkâr Etmişlerdi
Ülkemizde maalesef olumsuzluklar, hastalıklar, kötü şeyler var. Bunların giderilmesini, tedavisini istiyorsak inkâr etmemeli, saklamamalıyız.
İnkar etmeyi bırakın, olduğunu söyleyenleri yalan ve iftirayla, fitnecilikle suçladılar. Sonunda kavga değil, savaş açığa çıktı.
Açık ve şeffaf toplumlarda önemli hadiselerin, olguların üstleri örtülmez, halkla, kamuoyuyla paylaşılır ve bunlara karşı ciddî tedbirler alınır.
Bir ülkedeki büyük kavgalar ve iç savaşlar büyük bir yangına benzetilebilir. Yangın duyulmaz ise, inkâr edilir ise, vaktinde söndürülemez ise büyür ve her şeyi yakar yıkar. Yıllar boyunca inkâr edilen savaş işte bütün Türkiye’yi yakacak hale gelmiştir.
Suçsuz vatandaşları da yakacak hale gelmiştir. Türkiye’nin bütün dış düşmanları bu kavga ve savaş karşısında kına yakmış, zil takmış oynuyor. İçimizdeki olumsuz unsurlar da sevinçten oynuyor.
İki sene önce harekete geçilip tedbir alınmış olsaydı durum bu kadar vahim olmazdı. Önceki darbe teşebbüslerini inkâr ettiler; yalandır iftiradır böyle bir şey yok dediler. Devlet içinde devlet oluşmasına ses çıkartmadılar, engellemediler.
Nihayet ateş binayı sardı, ondan sonra yangın var diye feryada başladılar. Feryad ediyoruz ama çok genişleyen, her tarafı saran yangını söndürmekte zorlanıyoruz.
Devlet içindeki
, üniter devletin belini kırmıştır. Yangın bir değildir artık, kısa aralıklarla yeni yeni yangınlar baş gösteriyor. Birtakım gözü kara, çok cesur ve pervasız adamlar çılgın çıkışlar yapıyor.
Gemi alevler içinde, içinde savaş olduğu halde, darbe teşebbüsleriyle fırtına içinde korkunç dalgalar arasında yol alıyor. Gemiye bir şey olursa hepimiz yanacağız, batacağız.
Türkiye’nin ezici çoğunluğunu oluşturan
tek bir Ümmet çatısı altında toplanmış ve râşid bir İmama biat ve itaat etmiş olsalardı yangın ve savaş olmayacaktı.
Müslümanların
yok ki, nasihat etsin.
Bunlara durun, çılgınlığı bırakın, seçimle gelen seçimle gitsin, devlet gemisini batırmayın diyecek bir
Nicemiz yangının ve iç savaşın seyrine bakıyor. Yangını söndürmek, savaşı bitirmek için ne yapabiliriz? Bunu düşünüyor muyuz? Nerede bu ülkenin âqilleri, bilgeleri, havassı, seçkinleri?.. Peygamberimiz
buyurmuşlar.
Büyük korkum ve endişem şudur: Memleketimin tekrar şu cehennemî uçurumlara, gayyalara yuvarlanmasını istemem.
*Birinci uçurum:
uçurumu.
*İkinci uçurum:
uçurumu.
*Üçüncü uçurum:
uçurumu.
*Dördüncü uçurum: Dıştan yarı demokrasi şeklinde görünen
uçurumu.
*Beşinci uçurum:
uçurumu.
*Altıncı uçurum:
uçurumu.
Aşağıda sayacağım realiteleri görüyor ve idrak ediyorum:
*1’inci realite: Türkiye’nin Müslüman halkı kasıtlı, planlı şekilde bölünmüş, parçalanmış ve
oluşturulmuştur.
*2’nci realite: Sosyal barış ve mutabakat berhava edilmiş,
ve bu konuda hayli yol alınmıştır.
*3’üncü realite: Eğitimin seviyesi o kadar düşürülmüştür ki,
*4’üncü realite:
ve kolektif
yol açmışlardır.
*5’inci realite: Planlı ve kasıtlı şekilde
erozyona uğratılmıştır.
*6’ıncı realite: Yine planlı ve kasıtlı olarak
iffet ve hayâ kavramları darbelenmektedir.
*7’nci realite: Osmanlı Devleti’ni ve Hilafetini
yıkmıştı. Onlar şimdi de Cumhuriyeti yıkmak ve Türkiye’yi parçalamak istiyor.
*8’inci realite:
*9’uncu realite:
10 üzerinden 5’tir. Bu not ülkem, halkım ve devletim için yeterli değildir.
*10’uncu realite:
, nâdir istisnalar dışında İslâmın ve çağın seviyesinde değildir. 19.01.2014