Kayseride Müessif Hadise
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 10 Aralık 2018
Kayseri, yakın zamana kadar Ehl-i Sünnetin kalelerindendi. Cumhuriyetten önce Kayseride güçlü İslam medreseleri vardı ve icazetli ulema ve fukaha yetiştirilirdi. Orada o kadar güçlü bir ilim ekolü vardı ki,
sözü dillerde dolaşırdı.
Medreselere paralel olarak tarikat ve tasavvuf hayatı da güçlüydü. Medreseler kapatıldıktan sonra da
Maalesef zamanımızdaki
akımları bu mübarek şehrimize de sızdılar. Son hadise Kayseride Ehl-i Sünnete bir meydan okumadır.
Doğrudan doğruya veya dolaylı olarak Ehl-i Sünnete meydan okunuyor ve bu konuda Sünnî Müslümanlar yeterli miktarda
yapmıyor… Bu hallere de mi düşecektik?
Türkiyemizde planlı, programlı ve kasıtlı şekilde bir
türetilmek istenmektedir.
İş o raddeye gelmiştir ki, resmî bir makam, büyük bir Ehl-i Sünnet hocasının telif etmiş olduğu Sahih-i Müslim Şerhini bile,
yayınlamaktan çekinmektedir.
Kayseride
, Buharîde yer alan sahih hadisler hakkında,
dediğini unutmadık.
Aşağıdaki satırlar, Kayserinin muhterem Sünnî halkınadır:
Selamdan sonra… Ehl-i Sünnet darbelenirken susmak caiz değildir.
Ulema, fukaha, suleha, meşayih, ziyalı Müslümanlar yanlışları tenkit edip, halkı uyarmazlarsa, emr-i mâruf ve nehy-i münker farzı terk edilmiş olur. Bu bir farz-ı kifayedir ama bilkülliyye terk edilirse bütün Ümmet sorumlu ve suçlu olur.
İyiliği desteklemek, kötülüğü kösteklemek farzı terk edilince azap gelir. Din konusundaki vahim yanlışları ve bid’atları tenkit etmemek, bu konuda halkı uyarmamak çok büyük bir fitnedir.
Müslümanlar vazifelerini yapmadıkları için bir beldenin veya ülkenin üzerine azab inerse, sadece kötülerin üzerine inmez, genel iner, kurunun yanında yaş da yanar.
Ehl-i Sünnete aykırı bütün inançlar ve görüşler bid’attir. Dinde her bid’at dalalettir. Mezhepsizlik ve fıkıh düşmanlığı korkunç ve yıkıcı bir bid’attir. Ehliyetsizlerin, ilimsizlerin, cahillerin
, dinden çıkartmak bir bid’attir.
Fıkıhsız, Şeriatsiz, cihadsız yeni bir İslam türetmeye yeltenmek küfürdür.
Soru: Camimizin minaresi çok güdük. Onu yıkıp uzun bir minare yapmamızı izin vermiyorlar. Yanına üç şerefeli çok uzun yeni bir minare inşa ettirmek istiyoruz. Ne dersiniz?
Cevap: İkinci uzun minareye hiç lüzum ve ihtiyaç yoktur. Bunun için para harcamak israf olur. Zamanımızda müezzinler minare şerefelerine çıkıp ezan okumuyor… Din, iman, Şeriat elden gidiyor, siz kalkmış minareden bahsediyorsunuz.
S. Camiin hoparlörleri ancak 120 desibel şiddetinde bağırabiliyor. Bunların yerine 150 desibellik çok güçlü yeni hoparlörler takmak istiyoruz. Ne dersiniz?
C. Ezan-ı Muhammedî okumak ses kirliliğine sebep olmaz, lakin hoparlörler haddinden fazla açılırsa ses kirliliği olur, hem ezana, hem Müslümanların kulaklarının zarlarına zarar verir.
Bir camiin içine ve minaresine ses tertibatı konulacaksa
Akustikten anlamayan kimseler işi berbat edebilir.
S. Yeni bir yaza yaklaşıyoruz.
Ne dersiniz?
C. Siz klima cihazını bırakın da, caminizde bilhassa sabah namazlarında cemaati çoğaltmaya bakın.
Bu devletin enkazından kırka yakın irili ufaklı devlet ve ülke çıkmıştır.
Zamanımızda cuma namazlarında camilerin dolması bir ölçü değildir, vakit namazlarında dolmaları gerekir. Namazı, cemaati bırakıp da cami kliması, cami kaloriferi, cami hoparlörü, cami tezyinatı=süslemesi, cami WC’si ile uğraşmak akl-ı selim sahibi Müslümanlara yakışmaz.
S. Camimizin hocasına lüks ve konforlu bir meşruta=lojman inşa ettirmek maksadıyla
C. Tekrarlıyorum: Din, iman, Şeriat elden gidiyor veya gitmiş, siz nelerle uğraşıyorsunuz.
Sadece asıl ve gerçek din hizmetleri için para toplanmalı ve bu paralar Şeriatın ve Hikmet-i İslamiyenin ışığında yerli yerinde akıllıca harcanmalıdır.
S.
C. Zekât parasıyla cami
Şeriat ve fıkıh buna izin vermiyor.
Müslümanların, içlerinde Allah’a ibadet edecekleri camiler yaptırması elbette çok hayırlıdır, fakat camiler zekât paralarıyla değil, başka paralarla yapılmalıdır. İslam’da niyet çok önemlidir.
Cami inşalarına siyaset, benlik karıştırılmamalıdır.
Allahü Teala kötü niyetle yaptırılan o mescidin yıkılmasını emretmiştir, Efendimiz de
yıktırmıştır. Cami binası yapıldıktan sonra en önemli işler şunlardır:
Camiin minberinde cemaati uyaracak hutbeler okumak, kürsisinden va’z u nasihat etmek… Büyük ve müzeyyen bir cami yapıldı, mihrabına yukarıda vasıflarını saydığım gerçek bir imam geçirilmedi, bir
geçirildi.
S. Çocuğumu liseye gönderiyorum. Oğlum veya kızım zaman zaman namaz da kılıyor…
C. Oğlunuzun veya kızınızın Müslümanca yetişmesi için bunlar yeterli değildir. Bugün Türkiye’de hiçbir okulda gerçek İslam eğitimi ve terbiyesi verilmemektedir.
Önce öğrenilmesi farz olan ilmihal ve ahlak bilgilerini öğrettiriniz. Sonra onların nefs derecesini nefs-i emmare derekesinden, nefs-i levvame derecesine yükseltme çarelerini arayınız. Zamanımızda para, mal, servet put haline gelmiştir.
. Resulullah Efendimiz
buyurmuştur.
. Bu saydığım haslet ve değerleri ancak
verebilir;
Benim çocuğum 9817’nci Paşa Koleji’ne gidiyor, o kolejin eğitim sistemi yüksektir, çocuğum kaliteli bir eğitim görüyor gibi şeytanî kuruntuları bırakınız.
S. 2013 yılında Türkiye’de yaşayan bir Müslümanın eğlenmeye, dinlenmeye, gezip tozmaya, lüks hayat sürmeye, israf yapmaya hakkı var mıdır?
C. Avam Müslümanlar yoruldukları vakit,
Onların bütün güçleriyle şu sekiz ana değere, ihlaslı ve uygun şekilde hizmet ederler:
. Şu kuralı unutmayalım:
Yani sıradan ebrar ve iyiler için hasenat olacak şey, manevi derecesi yüksek mukarrebler için günah ve kötülük olabilir.
S. Allah bana para verdi, zengin oldum, zekâtımı ödüyorum. İki yüz bin liralık lüks bir otomobil alabilir miyim?
C.
Otomobil alırken ihtiyacınızı göz önüne almanız gerekir.
Akıllı ve vicdanlı Müslümanlar otomobili fetiş ve statü haline getirmezler. Böyle bir beyinsizliğe düşmeyiniz.
Unutmayınız ki malınızın hesabını vereceksiniz. 01 Mayıs 2013