Kendimize Söz Vermek
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 04 Şubat 2019
Perşembe
Tanıdığım bir zat günlerden bir gün, kendi nefsiyle şöyle bir ahid yapmış: “Bu günden itibaren hiç yalan söylemeyeceğim…”
Ne güzel bir başlangıç. Hepimiz kendimize kesin prensipler koymalıyız:
– Bu andan itibaren artık hiç yalan söylemeyeceğim.
– Bir vaatte bulunursam verdiğim sözü tutacağım; yapamayacağım sözleri vermeyeceğim.
– Emanetlere riayet edeceğim, asla hıyanet etmeyeceğim. Param, sağlığım, gençliğim, ticaretim, memuriyetim, makamım, mevkiim, çoluk çocuğum, kabiliyetlerim hep birer emanettir; onların hakkını vereceğim.
– Gevezelik ve zevzeklik yapmayacağım; zarurî, faydalı, hayırlı konuşup yazacağım.
– Kimsenin gıybetini yapmayacağım, kimseye iftira etmeyeceğim, başkalarının gizli, ayıp ve günahlarını araştırmayacağım. Kendi ayıp, günah ve kusurlarıma üzülmekten, başkalarınınkini görmeye vaktim ve imkanım olmayacak.
– Allah’ın bana vermiş olduğu nimet ve kazançlardan başkalarını da nafakalandıracağım.
– Kanaatli olacağım; gösterişten, aşırı tüketimden, israftan, saçıp savurmaktan uzak duracağım.
– Çok uyumaktan, çok yemekten, çok konuşmaktan kaçınacağım.
– Ucuz, yavan, basit yemekleri hor görmeyeceğim. Tarhana çorbası, bulgur pilavı ve hoşaftan ibaret bir yemeği büyük bir ziyafet olarak göreceğim. Bana rızık olarak ikram edilmiş olan basit, sade ve ucuz yiyecekleri hor görmek, kötülemek gibi bir nankörlükten ve terbiyesizlikten Allah’a sığınacağım.
– Nefsimi en büyük düşman olarak göreceğim.
– Kendimi dünya üzerindeki Müslümanların rütbe ve derece olarak en sonuncusu, kulların en zayıfı ve hakîri olarak göreceğim. “Benden daha hakîri vardır, ben sondan birinci değil ikinci olabilirim…” demenin dehşetli bir gurur ve kibir olduğunu bileceğim.
– Her gün mutlaka iyilik yapacağım, imkanlarım nispetinde sadaka vereceğim. Hayır yapacak bir yer ve kimse bulamazsam, bu iş için ayırdığım parayı bir sadaka kutusuna veya zarfına koyacağım; benden çıkmış olacak, ilk fırsatta hakkeden birine ulaştıracağım.
– Para ve madde ile bir hayır yapamazsam tebessüm ederek, güler yüz göstererek, sıkıntılı ve dertli insanları teselli edip ferahlandırarak iyilik yapacağım.
– Her gün kendi kötülüklerime, ülkemdeki kötülüklere, İslâm dünyasındaki kötülüklere, bütün insanlık alemindeki kötülüklere üzüleceğim. Kalben onlara buğz edeceğim; kültürüm ve ehliyetim yeterli ise fiilen, lisanen, kalemle onlara karşı emr-i mâruf ve nehy-i münker yapacağım.
– Kur’an-ı Kerim’de ribacılar için “Onlar Allah’a ve Resulüne savaş ilan etmişlerdir…” buyurulmaktadır. Açık ve gizli hiçbir riba işine girmeyeceğim, riba tuzağına düşmeyeceğim.
– Haram kazançlardan, gelirlerden, yiyeceklerden; ateşten kaçtığım gibi kaçacağım. Sadece haramlardan değil, şüpheli ve şâibelilerden de uzak duracağım.
– Bana yapılan kötülükleri iyilikle uzaklaştırmaya çalışacağım.
– Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) “Merhamet etmeyene merhamet edilmez” buyurmuştur. Rahmete nail olmak için, merhametli olacağım; gaddarlıktan, taş kalplilikten, zalimlikten uzak duracağım.
– Evcil ve vahşi hayvanlara kötülük etmeyeceğim. Zevk için, haz duymak için avcılık yapmayacağım. Bitkilere, yeşilliğe, hattâ taşlara, topraklara, sulara zarar vermeyeceğim.
– Ülkemin bütününü evim gibi bileceğim ve koruyacağım. “Türkiye benim vatanımdır, çöplüğüm değil…” şuuruna sahip olacağım.
– Aç gözlü olmayacağım, zarurî ihtiyaçlarımın dışında ihtiyaçlarımı çoğaltmayacağım. Her yeni ihtiyacın benim için bir dert ve sıkıntı olduğunu bileceğim.
– Herkese hüsn-i zan edeceğim; gerekiyorsa adem-i itimat…
– Komşularımı kardeş ve akraba bileceğim, onlara eziyet etmeyeceğim onları üzecek hareket ve davranışlardan kaçınacağım. Sıkıntılı ve üzüntülü zamanlarında destek verip teselli edeceğim; sevinçlerini paylaşacağım.
– Orta halli bir maişete (geçime) sahipsem aylık bütçemde kitap, kültür, sanat harcamaları için bir bölüm bulunacak. Yemeden içmeden, giyimden kuşamdan, gezip tozmadan keseceğim, bunlar için harcama yapacağım.
– Bugünden itibaren faydalı, değerli, güzel kitaplardan oluşacak bir kütüphane kurmaya başlayacağım. Kendi kafama göre kitap almayacağım; ehil kimselere danışarak alacağım.
Evet, her gün bizim için yeni bir başlangıç olmalıdır. Peygamberimiz (sâlât ve selam olsun O’na)”İki günü birbirine eşit olan zarardadır” buyurmuşlardır. Müslümanın her günü, bir öncekinden hayırlar, iyilikler, güzellikler, terakkiler bakımından ileri olmalıdır. Eski hamam, eski tas… Müslümana yakışmaz.
Bazıları birtakım hayırları yapmak, bazı kötülükleri terk etmek için ileri tarihler verirler; “Gelecek Ramazan’da sigarayı bırakacağım…” veya “Namaza başlayacağım…” gibi. Be mübarek, gelecek Ramazan’a bir hayli zaman var, şu hayırları hemen bugün uygulamaya başlasana!
Ahir zamanda vakit çok hızlı geçecekmiş, çağımızın insanlarının düşünmeye, kendilerini derleyip toparlamaya zamanları yok. Bir koşuşturma, bir hayhuydur gidiyor. Hadis-i şerifte, “Hesaba çekilmezden önce siz kendi muhasebenizi yapınız” buyuruluyor. Yirmibirinci asrın telaşlı insanları bu muhasebeye vakit ayırmadıkları için ileride çok pişman olacaklardır.
Daha iyi, daha vasıflı, daha güçlü, daha üstün insanlar, vatandaşlar, Müslümanlar olmak için derin derin düşünmeli ve kesin kararlar vermeliyiz. 05 Aralık 2003