Başkan Trump’ın eşi Melanie, Noel ayini için kilisede yapılan gece yarısı âyinine mini etekle gitti ve nice Hıristiyanlar tarafından bile tenkit edildi.

Hıristiyanlıkta da, tesettür ve edepli giyinmekle ilgili hükümler vardır.

Bir Müslüman olarak Melanie’nin kiliseye mini etekle gitmesini doğru bulmuyorum, kınıyor ve ayıplıyorum.

Onun bu davranışı, dine ve ahlâka bir meydan okuyuş olmuştur.

Kendisi Müslüman değildir, ona çarşafa giy diyen yoktur, sadece daha düzgün, daha ciddî, daha rabıtalı bir kıyafet giymeliydi diyorum.

Yarın bu kadın, kocasıyla birlikte bir cami veya İslâm merkezi ziyaretine, mini etek ve uzun topuklu ayakkabı ile giderse, dolaylı şekilde İslâm’a ve Müslümanlara hakaret etmiş olur.

Edepli giyinme medeniyet demektir.

Edepli giyinme Musevilikte, Hıristiyanlıkta, İslâm’da şarttır. ABD’yi püriten Hıristiyan zihniyeti ve ahlâkı ayakta tutuyordu. Bu ahlâk yıkılınca ABD de yıkılır.

***

ALMANYADAKİ nükleer santrallar, çalışma ruhsatları sona erince birer birer kapatılacakmış. Almanya ilmî araştırmalarda, teknikte, başarıda, güvenlikte, vasıflı elemanlara sahip olmakta, dikkatte, eğitimde bizden çok ileri… Biz ise, yepyeni nükleer santrallar yaptırıyoruz. Almanya mı haklı, biz mi…

***

Türkiye son kırk elli yıl içinde araziye, binaya, betona, otomobile, yakıta, lüks yollara, lüks ve israflı yaşam tarzına trilyonlarca dolar yatırdı ve batırdı. Bu paralar ihracata yönelik üretime, Güney Korede olduğu gibi otomobil ve elektronik sanayiine, diğer verimli sanayi dallarına, eğitime harcanmış olsaydı, ülkemiz dünyanın ilk beş ileri ülkesinden biri olabilirdi.

***

Türkiye’nin vesayetçi Kemalist laik eğitim sistemi iflas etmiştir. Son PİSA sınavlarında ülkemiz dibe vurdu, nal topladı, çakıldı kaldı. Singapur dünya birincisi oldu. Eğitim meselesini gündemimizin birinci maddesi haline getirmedikçe ve bu konuda gerekenleri yapmadıkça kurtulmamız ve yükselmemiz mümkün olamaz.

***

İsmet Paşa, ölüm yıldönümünde anılmış. Kendisini nasıl bilirim… Hiç iyi bilmem… Diktatörlük yapmış ve İslâmla Müslümanlarla savaşmıştır. Tek parti faşist vesayet rejiminin amansız Millî Şef’i idi… Türkiye gerilikler, sefalet, yolsuzluk, hastalık, fakirlik, ağır baskılar altında eziliyordu… Din hürriyeti yoktu. Bütün medreseler kapalıydı. Din dersi okutmak suçtu, yasaktı. Ezan bile okunamıyordu. Başbakanlığı zamanında on binden fazla cami, mescid, medrese, tekke, vakıf, taş mektep binası yıkılmış, satılmış, kiraya verilmiş, harap edilmiştir. Ayasofya onun zamanında müze yapılmıştır.

***

Birleşmiş Milletlerin kararına İsrail başbakanı çok kızmış, esmiş gürlemiş, tehditler savurmuş, bizi kimse engelleyemez demiş. Siyonist devlet, işgal altında tuttuğu Filistin topraklarına yeni Yahudi mahalleleri yapmaktan vaz geçse ve her yere garkad ağaçları dikse iyi eder.

***

Terör, ülke sathında kasırgalar estirir, askerlerimiz polislerimiz sivil vatandaşlarımızın ölürken birileri çılgın yılbaşı eğlenceleri yapacaklar. İçkiler içilecek, hindiler yenilecek, bin türlü azgınlık ve iffetsizlik yapılacak.

***

Bazı piyango bileti dükkanları önünde uzun kuyruklar oluşmuş. Piyango, kumar İslâm’da haramdır. Diyanet bu konuda halkı niçin etkili şekilde uyarmıyor…

***

Ünlü sporcunun biri geceleyin bir striptiz barını kapattırmış… Ben sporcunun ahlâklısını severim diyen zatın kulakları çınlasın.

***

Sıkı şekilde tavsiye ediyorum: internetten /SABAH Bir polisin genelev anıları/ kelimeleriyle arayın ve karşınıza çıkacak dillere destan röportajı dikkatlice okuyun. Bitirdikten sonra, bir kere daha okuyun… Daha sonra ayda en az bir kere okuyamaya devam edin. Böyle röportaj on yılda bir kere yapılabilir. 01.01.2017