Kimler Beyaz Atlara Binip Gider?
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 17 Mart 2019
Yarın 6 Mart Çarşamba günü saat 19.30’da Zeytinburnu Kültür Merkezinde sohbet edeceğim.
Giden bütün ünlüler iyi insan değildir.
(kriterleri)
dinden dine, dünya görüşünden dünya görüşüne göre değişir.
İslâmî ölçütlere göre
insanlığa çok acılar çektiren
İslâma göre, ölürken beyaz atlara binip gitmezler.
İmana, İslâma, Kur’âna, Peygambere (Salat ve selam olsun ona) ve Sünnetine, mukaddesata saldıranlar, Müslümanları ezenler, yer yüzünü fesada verenler iyi insan olamaz.
Zalimleri putlaştıranlar, küfrü övenler…
Kanunsuz suç ve cezalarla Müslümanları asıp kesenler.
Din âlimlerini, tarikat şeyhlerini idam sehpalarından sallandıranlar.
Bunlar mı beyaz atlara binip gittiler?
İyi gidenler elbette vardır. Onlar iman edenler, salih işler işleyenler, Allahın rızasını, Peygamberin şefaatini kazananlardır.
Ankarada bir sabah, zalim İstiklal Mahkemesi kararıyla idam edilen
iyi gitmiştir.
Doksan yaşına yakın, Menemene sürüklenerek hastahanede şehid edilen
iyi gitmiştir.
(Ne mümkün bunca âteşle şehîd-i ışkı gasl etmek / Cesed âteş, kefen âteş, hem âb-ı hoş-güvâr âteş!..)
Hilafet-i İslâmiyeyi kurtarmak için şehid olan Çanakkale askerleri… Sakarya askerleri…
1924’te Topal Osmana boğdurulan
Râsih ve muhlis ulema… Evliyaurrahman… Salih abid fadıl mü’minler… Muhadderat-ı İslâmiye… İman İslâm Kur’ân Sünnet Şeriat Ümmet-i Muhammed hâdimleri… Onlar iyi giderler.
Allahü Tealaya ve Resulüne savaş ilan edenler… Onların gidişi pek kötüdür.
Onları hayır duâlarla anıyoruz.
Akl-ı selim ve firaset sahibi Müslüman, saçma sapan, şeytanî konularla ömrünü ve vaktini ziyan etmez. Onun gündemi Allahın ve Resulullahın rızasına uygun olmalıdır.
O
gündemi ile gündemlidir. Dünya sınavını başarı ile vermek… Ekini ahirette biçilecek dünya tarlası… Ezelde, Elest Bezminde yaptığı ahd ü misaka uygun bir hayat sürmek…
Peygambere (Salât ve selam olsun ona) biat ve itaat etmek… Kur’ânın emirlerini yerine getirmek… Kitabullahın yasaklarından uzak dürmek… Allahın öğütlerine kulak verip onları tutmak… İlahî kitaptaki uyarıcı kıssalarından ibret almak…
Sünnete uymak (Sünnete sırt çevirenler helak olur)…
Mü’minlere acımak, onları sevmek… Kurtarıcı faydalı ilimleri öğrenmek… Öğrendiklerini hayata uygulamak… İttihad-ı İslâm… Uhuvvet-i imaniye…
Allahın ihsan buyurduğu nimetleri paylaşmak…
Zayıf Müslüman değil, güçlü ve vasıflı Müslüman olmak için neler yapılması gerekiyorsa onları yapmak… İslâm ahlâkı için çalışmak… Nefsiyle Büyük Cihad yapmak.
Okur yazar bütün Müslümanlara âcizane tavsiyem:
1915’te kaleme almış olduğu
başlıklı yazıyı şimdiye kadar hiç okumadı iseniz hemen 48 saat içinde dikkatle okuyunuz. Daha önce okumuş iseniz, tekrar okuyunuz. Lütfen ayda bir kere okuyunuz.
İslâma, Kur’âna, Sünnete aykırı şeytanî bir tesettür modası çıkartanları, bu yolla büyük servetler edinenleri bir kere daha kınıyor ve uyarıyorum.
Parası olan Müslümanlar, akıllı (akılsız) cep telefonlarına büyük meblağlar ödüyor. Zengin erkek Müslümanların çok güzel kıymetli sanatlı namaz takkeleri, hanımefendilerin el dokuması sade başörtüler edinmeleri gerekir. Benden hatırlatması.
Yüz kere yazdım, bu yüz birincisi olsun: Her Müslümanın cebinde veya çantasında mürekkepli bir dolmakalem ile güzel bir defter bulunmalıdır, bu deftere inci gibi güzel yazıyla notlar tutmalıdır. Müslüman eciş bücüş, kargacık burgacık yazı yazmaz.
Ben de çok para kazanıp zengin olayım, lüks ve şatafatlı bir hayat süreyim dersen, ayağın kayar, harama bulaşırsın ve belanı bulursun. Bunu hiç unutma.
Mü’minlere çok lazım olacak, hiç gecikmeden, muteber bir dua kitabından
bulup ezberlesinler. Her sabah ve her akşam üçer kere ihlâsla ve dikkatle kendinizi vererek okuyunuz. Çok büyük faidesi vardır. (Bismillahirrahmanirrahim… Bismillahihayril esma Bismillahillezi la yadurru… diye başlıyor.)
bütün Müslümanlara ve gençlere, beş vakit namaz kılmanın kesin farz olduğunu, kişinin namazı terk edip sadece cumaya gitmekle vazifesini yapmış olmayacağını sık sık etkili beyan ve öğütlerle hatırlatmalıdır.
Bunlara riayet zayıflayınca çökmüştür. (Ülkenin Batıya açılan penceresi Galatasaray Lisesinde 1868’den 1912’ye kadar, Müslüman öğrencilerin vakit namazlarını okul camiinde, okul imamının ardında cemaatle kılmaları mecburî idi.)
İslâmî olduğu söylenen o gazeteyi epeydir okumuyordum. Geçen gün aldırdım, göz gezdirdim. Dürüp büküp bir kenara koyunca “Yahu bu ne biçim Müslüman gazete” dedim.
Söz verip de davete icabet etmemek bir ayıpsa; gelemedim, mazeretler zuhur etti, kusuruma bakmayınız dememek bin ayıptır.
İslâm düşmanı azılı kâfirlerin, azılı münafıkların fitne fesat dolu beyanlarını, yazılarını merakla, iştiyakla içer gibi okumak ve dinlemek akl-ı selim sahibi Müslümana yakışmaz. O sözlerin sahipleri necistir, beyanları necasettir. Müslüman necisi, necaseti sevmez. 05.03.2019