İnsanların rütbeleri, dereceleri, makamları, mevkileri

iki kategoriye

ayrılır.

Birincisi dünyevî ve sûrî makam ve rütbelerdir, ikincisi gerçek mânevi rütbelerdir.

Bendeniz bu ikinci sınıf rütbe, derece ve makamlar hakkında birkaç laf edeceğim.

1. Kur’an-ı Kerim’in sarih, açık seçik beyanına göre, Allahü Teala insanları

Kendisine ibadet etsinler diye

yaratmıştır. Manevî derece ve rütbesi en yüksek olanlar dosdoğru ve ihlasla ibadet edenlerdir.

2. İslam dininde imandan sonra gelen

ikinci temel şart, günlük vakit namazlarının kılınmasıdır.

3. Hür ve mukim Müslüman erkekler

farz namazlarını cemaatle

kılmalıdır.

4. Kadınlar için cemaat şartı yoktur. Evlerinde kılmaları efdaldir.

5. İhlasla kılınmayan namaz dıştan bakıldığında şeklen namaz görünür ama Allah katında makbul olmaz.

6. Namazdan sonra

zekât

gelir. Zekât mal ve para ile yapılan bir ibadettir. Kur’an-ı Kerim’de

sekiz sınıf insana zekât verilebileceği

bildirilmiştir. Şeriat ve fıkıhta gerçek şahıs olmayan dernek, vakıf, cemaat gibi tüzel kişilere

(hükmî şahıslara)

zekât verilemeyeceği bildirilmiştir. Zekât parası ve malı

temlik

şeklinde verilir, yani

veren temlik eder, alan temellük eder.

Vakıflara, derneklere, cemaatlere verilen zekâtlar zekât yerine geçmez.

Bu konudaki ictihad ve fetvalar bâtıldır ve geçersizdir.

Zekâtlarını fıkha ve Şeriata uygun şekilde vermeyenlerin üzerlerinden

zekât borcu kalkmaz, yeniden vermeleri gerekir.

Zekât parasıyla cami bile yapılmaz.

7. İmkânı olan Müslümanların zekâttan başka

malî sadakalar

vermeleri, hayır ve hasenat yapmaları gerekir. Zekât açık verilebilir ama sadakalar mümkün olduğu kadar gizli verilmelidir. Öyle ki sağ el ile verilen sadakayı sol el bilmesin.

8. Ramazan ayında tutulan,

bazen yirmi dokuz bazen otuz gün olan oruç da farz ibadetlerdendir.

9. İmkânı olan Müslümanların ömürlerinde bir kere

Hacc’a gitmeleri

farzdır.

10. Faydalı ilimlerle yapılan ibadetler: İnsanları iman etmeye çağırmak… İman edenlerin inançlarının sahih olması için çalışmak… Halka, öğrenilmesi farz olan ilmihalini doğru olarak öğretme çalışmaları… Halkın İslam, Kur’an, Sünnet, Şeriat ahlakı ile mütehalli

(ziynetli, süslü)

olmasına çalışmak… İnsanları doğru yolda bilgilendirmek, aydınlatmak, uyarmak faaliyetleri…

11. İlmi, imkânı, ehliyeti, liyakati, icazeti olanların emr-i mâruf ve nehy-i münker farzını dosdoğru yerine getirmeleri.

12. İmanın altı, İslam’ın beş şartı vardır ama bunların dışında da dinimizin başka temel şartları bulunmaktadır. Bu diğer şartların Allah ile olan bütün işlerde ihlaslı olmak gelir. Bir Müslüman namaz kılsa ihlaslı olmasa; zekat verse, hayır hasenat yapsa ihlaslı olmasa; cihat yapsa ihlaslı olmasa onun namazı, hayır hasenatı, cihadı kabul edilmez. Sahih-i Müslim’de ihlassız âlimlerin, ihlassız hayırsever zenginlerin ve ihlassız mücahitlerin yüz üstü sürüklenerek Cehenneme atılacaklarına dair hadîs-i şerif vardır.

13. İslam’ın diğer temel şartlarından biri takvadır. Allah’ın emirlerini yerine getirmek, yasaklarından uzak durmak, Peygamberin ahlakı ile ahlaklanmaya çalışmak, Allah’a itaatkâr olmak, Ondan korkmak.

14. Dindar Müslüman adaletli olacaktır. Adalet İslam’ın diğer temel şartlarından olup Kur’an, Sünnet, icma-i ulema-i ümmet ile kesin farzdır. Bir Müslüman namaz kılsa, fakat âdil olmasa, zâlim olsa, o iyi bir Müslüman değildir.

15. İslam’ın diğer temel şartlarından biri cihad fi sebilillah yani Allah yolunda cihat etmektir. Müslüman öncelikle kendisi nefs-i emmaresi ile cihat etmelidir. Nefsiyle cihat etmeyen, nefsinin emrettiği kötülükleri yapan Müslüman derecesi yüksek bir Müslüman değil, düşük ve alçak bir Müslümandır.

16. İslam’ın diğer temel şartlarından biri “Allah’a, Resulü’ne (Salat ve selam olsun ona) ve bizden olan emir sahiplerine itaat etmektir.”

17. İyi kul Kur’anın yap dediklerini yapan, yapma dediklerini yapmayan kuldur.

18. İyi Müslüman Peygamberin emirlerini, sünnetini hayata uygulayan kimsedir.

19. Parayı ve maddeyi putlaştıran, çok seven, neredeyse dini imanı para olan insanlar bırakın iyi Müslüman olmak, onların Müslümanlığından bile şüphe edilir.

20. İslam ahlakının temel kurallarından biri nefsini beğenmemek, onu çok kötülemektir. Kendisini beğenen, gurur ve kibir sahibi olan kimselerde hayır yoktur.

21. Bütün mü’minleri sevmek İslam’ın temel prensiplerindir. İyi, olgun, derecesi yüksek Müslüman bütün mü’minleri tek bir ümmet olarak kabul eder.

22. İyi Müslümanlar Allah’la ticaret yaparlar. Malları ve canlarıyla.

İşte bir Müslümanın manevi derecesi yukarıda sıralanan maddelerin ışığında ölçülür. Böyle bir Müslümanın dünyada riyaseti, makamı, mevkii, rütbesi olmayabilir ama gerçekte üstün olan odur. Kur’an-ı Kerim’de “Allah katında en üstününüz, en takvalı olanınızdır” buyrulmuştur.

Manevi derecesi ve rütbesi çok yüksek olan bazı zevatı halk bilmez ve tanımaz. Onlar bilinmeyen gizli hazineler gibidir. Ancak keşif sahipleri onları sezebilir, fark edebilir.

Manevi derece ve rütbesi yüksek olan kimselerin duaları inşaallah makbuldür. Böyle kimseleri sezen ve keşfeden Müslümanların onların dua istemeleri, onların dua şemsiyeleri altında bulunmaları gerekir.

Diyelim ki İstanbul’da yaşıyorsunuz, doğu hududumuzda mesela Kars’ta manevi derecesi çok yüksek olan, duaları makbul olan, mübarek ve muhterem bir zat var. Bu kışta kıyamette onun ziyaretine gitmenize ve hayır duasını almanızda sizin için, bilseniz ne büyük hayırlar ve faydalar vardır.

Halk dünya rütbelerine meftundur ve yanılmaktadır. Bu dünya gafiller ve câhiller için bir aldanma yurdudur. 31 Ocak 2013