Kırksekiz Önemli Madde
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 02 Mart 2019
Cuma
1. İtikadta ehl-i sünnet ve cemaat mezhebine bağlı olmak; İmam-ı Eş’arî ve İmam-ı Mâtüridî’den birini inanç meselelerinde önder kabul etmek.
2. İslâm Şeriatı’nın uygulamaya ait hükümlerini, dört mezhebden birini kabul ederek hayata tatbik etmek.
3. Diğer üç mezhebi de hak bilmek.
4. Muhtelefün fih (üzerinde ittifak olmayan, çeşitli hükümler bulunan) konularda ve meselelerde tartışmamak, taassuba kaçmamak.
5. İslâm hükümlerinin kaynaklarını Kitab, Sünnet, icma ve kıyas olmak üzere dört kaynak olarak kabul etmek.
6. Peygamber’i imam, model, örnek, rehber, kılavuz olarak kabul etmek. Sünnetinden ayrılmamak.
7. Mezhebsizliği, telfik-i mezâhibi hoş görmemek, lakin bunların taraftarları ile tartışmamak ve onlara düşmanlık etmemek.
8. Aşırı taassubtan ve tesamühten (fanatizm ve tolerans) kaçınmak, orta yolda olmak.
9. Başka meşrebten de olsalar, aramızda ihtilaf da bulunsa mü’minleri sevmek, kardeş bilmek.
10. Beş vakit namazı dosdoğru kılmak.
11. Farz namazları camilerde cemaatle eda etmek; camiden ve cemaatten kopmamak, uzaklaşmamak.
12. Üstünlük, kerem, fadl sebebini tarikatta, mezhebte, cemaatte değil; takvada, ilimde, irfanda, hayr u hasenatta bilmek.
13. Büyük cihad yapmak, yâni kendi nefsiyle mücadele etmek.
14. Zekât ve sadaka vermek. Zekâtı, Şeriat’ın ve fıkhın hükümleri üzere öncelikle darlık ve sefalet çeken Müslümanlara vermek.
15. Şeyhini, önderini, hocasını, mürşidini Peygamber’den daha fazla sevmemek.
16. Tarikatını, mezhebini, meşrebini, cemaatini din ile özdeşleştirmemek.
17. Gururdan, kibirden, kendini beğenmekten, ucbtan, herkesi hor ve hakir görmekten kaçınmak.
18. Nefs-i emmaresini öylesine kötü görmek ki, bütün dünya halkı onu kötülemekte bir araya gelseler, onun kadar kötüleyemesinler.
19. İsraftan, aşırı tüketimden, lüksten, ölçüsüzce konfordan uzak durmak, kanaatli olmak.
20. Az konuşmak, az yemek, az uyumak.
21. Açık veya gizli faize, ribaya bulaşmamak, Şeriat’ın bey’ bi’l-bâtıl dediği muameleleri yapmamak. Haram ve şüpheli kazançtan, ateşten kaçar gibi kaçmak.
22. Hayvanları, bitkileri, çevreyi korumak, onlara hiçbir şekilde zarar vermemek.
23. Başka hocalara, şeyhlere, din büyüklerine kendi hocası, şeyhi, büyüğü gibi hürmet etmek.
24. Emanetlere hıyanet etmemek. İşleri, memuriyetleri, makam ve mevkileri, vazifeleri akrabalarına, eşine dostuna, tarikat yoldaşına, kendi partisi mensubuna değil sadece ve sadece ehil ve layık olana vermek.
25. Belâlardan, kazalardan, musibetlerden korunmak için sadaka vermek, sadakayı mânevî bir sigorta olarak kabul etmek.
26. Din kardeşlerinin gizli ayıplarını, kusurlarını, günahlarını araştırmamak. Bunları öğrendiği takdirde ayıplamamak, aleyhlerinde bulunmamak. Hadîste, “Allah, din kardeşini bir ayıbından dolayı ayıplayan kimseye aynı aybı vermeden onun canını almaz” buyurulmuştur.
27. Cahillerle selamlaşmak, merhabalaşmak, lakin onlarla asla sohbet etmemek, tartışmamak.
28. Devlet idaresi, siyaset, dünya işleri hususunda, “Siz ne haldeyseniz o şekilde idare olunursunuz” hadîs-i şerifini hatırdan çıkartmamak.
29. Müslüman bir toplum, emr-i mâruf ve nehy-i münker farzını külliyyen terkederse Allah’ın onlara azab indirmesinden korkmak. “Öyle bir fitneden korkunuz ki, içinizden sadece kötü olanlara isabet etmez” mealindeki âyeti hatırdan çıkartmamak.
30. Dinî konularda, “Bu hususta benim görüşüm şöyledir, re’yim böyledir” şeklinde konuşmamak. Müctehidlere, fakihlere, müftülere, din âlimlerine tâbi ve bağlı olmak.
31. Söylediği her söz doğru olmak. Lakin her doğrunun söylenmeyeceğini bilmek.
32. Din sömürüsünü, dini âlet ederek servet, şöhret, riyaset, nüfuz teminini; kadın satmak, eşkiyalık yapmak kadar, hattâ onlardan daha kötü ve çirkin bilmek.
33. “Zamanındaki imama veya emirü’l-mü’minîne biat etmeden ölen kişi sanki cahiliyet ölümü ile ölmüş olur” hadîsindeki tehdit ve uyarı karşısında zamanın imamı veya emîri kimse ona gıyaben biat etmek.
34. Her hususta, ifrat ve tefrit üzere olmamak, i’tidal üzere olmak.
35. Firasetsizlerden, ahmaklardan kaçmak; firasetli ve akıllı kimselerle birlikte olmak.
36. Yalan söylememek ve Müslümanları aldatmamak. Hadîste “Müslümanları aldatan bizden değildir” buyurulmuştur.
37. Maddî ve mânevî muhasebesini yapmak. Hadîste, “Hesaba çekilmezden önce siz kendi hesabınızı yapınız” buyuruluyor.
38. Bütün önemli işlerde, ehil ve uzman olan tecrübeli, firasetli, birikimli, geniş ufuklu kimselere danışmak.
39. Yapıcı tenkit ve uyarılara kulak vermek. Doğru da olsa tenkitlerden nefret eden, yalan da olsa övgülere bayılan kimseler münafık tabiatlı kişilerdir.
40. Akılcı değil akıllı insan olmak.
41. Bir delikten çıkan zararlı ve şerli mahluk tarafından ikinci defa sokulmayacak şekilde tedbirli, uyanık, dikkatli olmak.
42. Kötü bilginlere, sahte şeyhlere, uyduruk mücahidlere, din sömürüsü yapan baronlara destek olmamak, onlara para vermemek, onların peşlerinden gitmemek. Âmil âlimlere, kâmil mürşidlere, muhlis mücahidlere destek vermek, onlara tâbi olmak.
43. Kelle sayısı çokluğuna değil, keyfiyete önem vermek.
44. İslâm nurlarının kırsal kesimden, gecekondulardan, varoşlardan, taşradan büyük merkezleri aydınlatacağını değil, tam aksine büyük şehirlerden, metropollerden taşrayı ve köyleri aydınlatacağını kabul etmek.
45. Müslümanlar arasındaki müsbet, faydalı, zenginlik kazandıran çeşitlilikleri, farklılıkları tabiî görmek. Mezheb ve meşreb taassubuna kapılmamak.
46. Dervişle muhib arasındaki farkı bilmek, seyr-i süluk olmadan, çile çekmeden derviş olunamayacağını bilmek. Taçla, hırkayla, şalvar ve cübbeyle, ism ve resmle ucba ve gurura kapılmamak.
47. Şeriatsız tarikat olamayacağını temel prensip olarak kabul etmek.
48. Hakikî şeyhlerin ve kâmil mürşidlerin keşif ve keramet propagandası yapmaktan kaçındıklarını, böyle propagandalar yapan veya yaptıranların şeyh ve mürşid olmadığını bilmek. 17 Haziran 2000