Kısa Kısa
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 06 Ocak 2019
Pazar
İsrail’in ve ABD’nin İslâm dünyasında hakimiyetini sağlayacak olan Büyük Ortadoğu Projesinin gerçekleşmesinde Türkiye iki rol oynayabilir. Birincisi: Bunu gerçekleştirecek büyük katkıyı sağlayabilir, büyük yardım edebilir. İkincisi: Bunu akamete ve sekteye uğratabilir, fiyasko ile neticelenmesine yol açabilir.
* * *
Türkiye’de
bir iktidar olabilmek için iki meşruiyet yolu ve kaynağı vardır:
Bazen üçünden birden alınabilir. Bazen sadece İsrail ve ABD’den alınır. Bu takdirde çekişmeler, sürtüşmeler meydana gelir.
* * *
PKK terörünü anlamak ve çözebilmek için şu faktörlerin bilinmesi gerekir: (1) Bu hareketin 50 yıldan beri İsrail tarafından planlandığını ve bu işin içinde dıştan Müslüman Kürt görünen birtakım Yahudi Kürtlerin bulunduğunu, (2) 1984’de, ASALA Ermeni terör hareketinin âniden kesilip yerine PKK’nın getirildiğini… (3) PKK terörünün toz dumanı içinde dehşetli miktarda uyuşturucu ve silâh kaçakçılığı yapıldığını… (4) PKK terörünün bitmesi ve bitirilmesinden son derece hoşnud olması gereken birtakım kişilerin bu terörün sürmesini istedikleri ve bunun için ellerinden geleni yaptıklarını… (5) Ermeni Patrik’inin beyan ettiği üzere yurdumuzda iki milyon kripto Ermeni bulunduğunu… Daha başka faktörler vardır ama yukarıda saydığım beş husus bilinmedikçe PKK meselesi anlaşılmaz.
* * *
2006
yılı yaz mevsiminin çok sıcak geçeceğini meteoroloji uzmanları haber vermişlerdi. Ağustos, Eylül aylarının hayli hareketli ve kurak geçeceği şimdiden anlaşılıyor. Orman yangınlarına karşı tedbir alınmalıdır. İç siyaset bakımından da bazı yangınlar çıkabilir. Ülkenin parçalanmaması, birtakım çetelerin ortalığı kasıp kavurmaması için tedbirler alınmalıdır.
* * *
İktidar partisi homojen bir yapıya sahip değildir. Seçimlerden önce, bu kadar başarılı olacaklarını tahmin etmedikleri için listelerin alt taraflarına “Nasıl olsa kazanmazlar…” diyerek birtakım isimler yazdılar. Bunlar seçildi. Büyük bir sürpriz oldu.
* * *
Türkiye’deki büyük lobiler ve güçler hangileridir: (1) Beyaz Türkler yahut Sabataycılar. (2) Rumeli-Bektaşi-Arnavut lobisi (Bunların içinde bol miktarda kripto Yahudi vardır. Yani Arnavut veya Bektaşi geçiniyor ama aslında gizli Yahudi. (3) Çerkes lobisi. Bunların içinde de hayli, gayr-i Çerkes Kafkasya Yahudisi vardır. (4) Derin Devlet lobisi… (5) Mason lobisi. Hayli güç kaybetmiştir. (6) Bahaî lobisi. (7) Kürt lobisi. Bunların içinde de gizli Yahudiler vardır.
* * *
Maalesef bu cemaat
bir yol tutturmuştur. Milyonlarca dolar miktarında paralar ödenmektedir.
* * *
Son hadiseler göstermiştir ki,
büyük medya gücünü yitirmiştir. Artık eskisi gibi, provokatif ve düzmece senaryolarını başarılı bir şekilde sahneye koyamıyorlar.
* * *
Birtakım şer güçleri, ülkemizdeki Türkçülerle İslâmcıları birbirine düşman etmeye çalışıyor. Bu güçler, ilhamlarını, bir kitabına “Kahr Olsun Şeriat!” başlığını koyan Moiz Kohen Tekin Alp’ten alıyorlar. Maalesef bu oyuna gelen hayli milliyetçi ve İslâmcı vardır.
* * *
Belli aralıklarla Türkiye ekonomisi ve finansı
çökertilmektedir. Sun’î krizler oluşturulmaktadır. Önümüzdeki aylarda böyle yapay ve maksatlı krizler çıkartılabilir. Bir taşla iki kuş avlamayı hedefliyorlar: (1) Birileri, küçük bir mutlu azınlık milyarlarca dolar vuruyor. (2) Seçilmiş iktidarı devirip, yerine seçilmemiş bir iktidar getirmek istiyorlar.
* * *
ABD halkının yüzde 65’i Bush iktidarına karşıdır. Ancak bu çoğunluğun ağırlığı ve gücü azdır. ABD’ye Yahudiler ve Siyonistler hâkimdir. Bush ikinci kez başkanlık yapmaktadır. Giderayak dünyayı üçüncü büyük savaşa sürükleyecek çılgınlıklar yapabilir.
* * *
Türkiye’de bir
vardır. Bunlar,
Onlara göre ülkemiz çok sihhatli ve selâmetli bir yoldadır. Her şey düzgündür. Siyaset işleri fevkalâde iyi yürümektedir. İktisat ve finans dört dörtlüktür. Tek kelimeyle Türkiye pembe ufuklara doğru koşmaktadır… Maalesef durum böyle değildir. Ülkemiz içi ateş dolu bir uçurumun kenarındadır. Ülkeyi bölme plan ve senaryoları uygulamaya konulmuştur. İktisadî bakımdan çok küçük bir azınlık ülke gelirinin balını kaymağını yemektedir. Büyük işletmeler büyüdükçe büyüyor, semirdikçe semiriyor, küçükler ise her geçen gün biraz daha sarsılıp çöküyor. Eğitim iflâs etmiştir. Üniversiteler malum ideolojinin fidanlıkları ve müstahkem mevkileri haline getirilmiştir. Toplumda genel bir kokuşma, çözülme ve dağılma vardır. Liselerdeki üzücü cinayetler bunun göstergesi değil midir? Medyanın televole kültürü toplumumuzu vahim ve derin şekilde hasta etmiştir.
* * *
Ülkemizde çok iyi şeyler de var. Ancak, bunlar kokuşmayı, çürümeyi, çöküşü önler mi? İşte sual budur. Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale destanı yazıldı, Irak cephesinde Kûtülamare’de, başlarındaki generalle birlikte 12 bin kişilik İngiliz ordusu esir alındı ama sonunda devlet-i aliyye çöktü. Önemli olan sonuçtur. Türkiye bir su-i hâtimeye doğru mu gidiyor, yoksa bir hüsn-i hâtimeye doğru mu?
* * *
Bu memleketi, bu milleti, bu devleti sevenlerin yeterli aklı olsa derhal harekete geçerler, önümüzdeki sonbahara en az bir milyon tirajı olan, aynı zamanda ülkenin en etkili
gazetesi sıfatını kazanacak büyük ve güçlü bir gazete çıkartırlar.
Bunun maddî imkânları mevcut ama gerekli niyet ve irade yok. 31 Temmuz 2006