* Senin için “Dindar adamdır, temizdir, güvenlidir, kesinlikle haram yemez, herkese iyilik yapar, efendidir, naziktir…” deniliyorsa ne mutlu sana. Yok bunun aksine “Şu hacı yok mu, deveyi hamuduyla yutar, aksi herifin tekidir, herkesi kırar, ona güvenilmez…” şeklinde konuşuluyorsa vah sana, yazık sana.

* Çeneni tutabiliyorsan; konuştukların, söylediklerin hayırlı, faydalı şeylerse seni tebrik ederim. Abuk sabuk konuşuyorsan, bilmediğin her konuya burnunu sokuyorsan, “Benim şeyhim en büyük, öteki şeyhler en küçük… Benim tarikatım veya cemaatim en hak, ötekilerin hepsi berbat” gibi eşekce laflar ediyorsan yazıklar olsun sana.

*

Kendini övüyorsan sen asla kâmil bir kişi değilsin.

Kâmil insanlar kendilerini övmezler, başkaları onları över. Bu övgüler onların nazarında bir kıymet ifade etmez, sövgülerle bir tutulur.

* Para, mal, mülk, maddî menfaat peşinde koşuyorsan sakın ululuk taslama, kendine pâye vermeye kalkma. Yükselebilmek için yükünün hafif olması gerekir. Kuyruğuna kabak bağlı kaz uçamaz.

* Müslümanlık amel, aksiyon, hal dinidir. Sen lâf Müslümanı mısın, yoksa amel ve hal Müslümanı mı?

* Bilenler gerektiği zaman konuşurlar. Bilmeyenlerin konuşması, hem konuşan hem de onu dinleyen için vebaldir.

* “Allah’tan korkuyor musun?” sorusuna ne cevap vereceksin? “Korkuyorum” desen yalan söylemiş olacaksın, çünkü Allah’tan hakkıyla korkmuyorsun. “Korkmuyorum” desen küstahlık etmiş, küfre düşmüş olacaksın. Başını önüne eğ ve sus.

* “Bozuk düzenlerde, dârü’l-harbte haram para toplanır ve yenir” diyerek hayli hortumlama yapmışsın. Bu kadar ateşe nasıl dayanacaksın?

* Arabın Türke, Lazın Kürde, Çerkezin Boşnağa üstünlüğü yoktur. İslâm’da üstünlük ancak ilimle, irfanla, takvayla, ihlâsla, istikametle (doğruluk dürüstlük) hayır ve hasenatladır. Emanetleri, işleri ehil olmadıkları halde hemşehrilerine, ihvanına, yandaşlarına ve yoldaşlarına verdiğin için büyük suç işliyorsun.

* Karı satmak, uyuşturucu ticareti yapmak, yol kesmek, saçı bitmedik yetimin hakkını yemek, vatana hıyanet etmek, adam öldürmek, ırza tecavüz etmek… Bunlar mı daha ağır ve vahimdir, yoksa din sömürüsü yaparak servet sahibi olmak, Müslümanları aldatmak mı?.. Elbette din sömürüsü daha ağır, daha vahim, daha büyük bir suçtur.

* Adam diyanet yerine dinayet, tefsir yerine tesfir diyor ve sonra din hakkında işkembe-i kübrasından ahkâm kesiyor, uluorta konuşuyor. Bu bir âhir zaman âlâmetidir.

* İslâmcının biri namaz kılmıyormuş. Şuurlu, uyanık, kendisine yararlı ve zararlı şeyleri bilen bir Müslüman olsaydı kılardı; O Müslüman değil, İslâmcıdır.

* En iyi ticaret Allah ile yapılandır. Burada bir fakire yardım edersin, hesabına yazılır, âhirette kat kat karşılığını alır, mutluluk kazanırsın. İnsanlar niçin bu ticarete koşa koşa yönelmiyorlar?

* Lüks otomobiliyle övünen, caka satan, böbürlenen, gurur ve kibirlenen adam ne kadar zavallıdır.

* Sabah namazına, cami yaptırma derneği üyeleri bari gelselerdi. Hiç olmazsa on kişilik bir cemaat olurdu.

* Dürüst ve namuslu adam on bin dolar haram parayı almaz, bir milyon dolar da olsa almaz. On bin dolara tenezzül etmez, bir milyon dolara ise hiç ihtiyacı yoktur ki, niçin alsın?

* Başörtüsü ve tesettür düşmanlarına Yakup Kadri’nin “Çarşafa ve Peçeye dair” başlıklı nefis yazısını okutmak lazım. Acaba nasıl bir tepki gösterirler?

* Cep telefonları kanser yapıyormuş… Her lüksün bir faturası var.

* Kibar ve görgülü insanlar, çok aç olsalar bile çılgın gibi, siler süpürürcesine, sömürürcesine deli gibi yemek yemezler.

* Hem Müslüman, hem de âhireti düşünmüyor ve orası için hazırlık yapmıyor, azık toplamıyor. Bu ne biçim Müslümandır?

* Ehil ve layık olmayana ilim, hüner, marifet, sanat öğretmek doğru değildir. Hırsıza çilingirlik öğretilirse ne yapar? Irz düşmanına hipnotizma öğretilirse ne haltlar etmez ki? Bırakın bed-mâyeler cahil kalsın.

* Ateistin en büyük hatâsı, kendisi inanmadığı için Allah’ı yok sanmasıdır. Vücudundaki zerreler Allah Allah diyor da haberi yok.

* Efendi kimseler için en büyük azab, nâ-danlarla (cahil, kendini ve haddini bilmez) birlikte olmaktır.

* Nemrud, Firavun, Şeddat, Neron… Kendini İslâm’ın temsilcisi ve Müslümanların rehberi sanan kişilerin lüks, konfor, şatafat ve tantanada bu kâfirlerle yarışmaya kalkmalarından daha ayıp şey ne olabilir?

* Din binasından bir taş sökmek bile büyük yıkıma sebebiyet verir. Din bir bütündür, en küçük parçası bile korunmalıdır.

* Hem Müslüman, hem de dini imanı para. Bir Müslümanın iki dini olur mu?

* O adam akıllı olsaydı, akılcı (rasyonalist) olmazdı.

* Din âlimi olmayanlar, dinî bilgileri doğrudan doğruya Kur’ân’dan ve Sünnet’ten çıkartamazlar; ilmihal kitaplarından öğrenirler.

* Mezhep disiplin, nizam, birlik demektir; mezhepsizlik ise anarşi ve keşmekeş.

* Çeçenler ilk cihad hareketini Şeriat ve Tarikat kanatlarıyla uçarak yaptılar ve başarılı oldular. Sonra Arap dünyasından Selefiler ve Vehhabiler geldi, tasavvufa ve tarikata karşıydılar, savaşı kaybettiler.

* Müslüman bir ülke ve devlet olmayan ABD gücünü koruyarak daha uzun müddet yaşayabilir mi? Büyük İslâm âlimleri ve bilgeleri, “Gayr-i müslim bir devlet, adaletli olursa payidar olur” demişlerdir. ABD İsrail konusunda, Irak konusunda, İslâm âlemine karşı tutumunda adaletli midir, değil midir? Adaletli değilse bir müddet sonra zaafa uğrayacak, çökecektir.

Abbasî halifesi Harunürreşid, Frank kralı Şarlman’a elçisi ile bir çalar saati hediye olarak yollamıştı. Şarlman’ın yanındaki yüksek papazlar, devlet adamları bu âlete şaşkınlıkla bakmışlar, bunun içinde acaba şeytan mı var? demişlerdi. Şimdi İslâm dünyasının halkı, Şarlman’ın papazları ve vezirleri gibi Batı’nın, Japonya’nın yaptığı elektronik âletlere, ezan okuyan saatlere şaşkınlık ve hayranlık içinde bakıyor.