*Kur’ân Kelamullahtır… Kur’âna tutunan, onun emirlerini yerine getiren, yasaklarından kaçınan, öğütlerini tutan inşaallah kurtulur.

*Kur’ân şifadır.

*Kur’ân Müslüman(lar)ın düsturudur, anayasasadır.

*Kur’ânı sadece okuyup da, emirlerine yasaklarına öğütlerine kulak asmayan yaman bir çelişki, büyük bir zarar içindedir.

*Kur’âna tâbi olan Müslüman aziz, Kur’âna sırt çeviren zelil olur.

*Kur’ânda açıkça belirtilmiş hadler, sınırlar, ukubat=cezalar vardır. Onları çiğneyen, onları hayata uygulamayan Müslüman toplumlar sonunda perişan olur.

*Kur’âna, Sünnete, Şeriata aykırı yollarla elde edilen zenginlikler, refahlar, genişlikler, keyf ve eğlenceler keramet değil, istidractır ve sonu azabtır.

*Kur’ân yalanı, iftirayı, kazfı, nifakı, bağyi, fitne ve fesadı, ribayı, zinayı, hırsızlığı, haram yollarla gelir etmeyi ve zenginleşmeyi, kibri, gururu, tefrikayı yasak kılmıştır.

*Kur’ân bütün mü’minlerin tek bir Ümmet olmasını ister. Birlik ister, parçalanma, bölünme, çekişme istemez.

*Kur’ân mü’minlerin Allaha, Resulüne (Salat ve selam olsun ona) ve kendilerinden olan emir sahiplerine itaat etmelerini ister.

*Kur’ânda imandan sonra en fazla zikr edilen ve üzerinde durulan İslâmın ikinci şartı namazdır.

*Kur’ân Allahla ilgili bütün işlerimizde ihlaslı olmamızı bildirir.

*Kur’ân bizi âhiret hayatına hazırlanmaya, büyük yolculuk için azık toplamaya davet eder.

*Kur’ân bizi iyi, güzel, üstün ahlâklı olmaya çağırır.

*Kur’ân bizi şeytana karşı uyanık olmaya ve ona uymamaya çağırır.

*Kur’ân bizi, kafirleri dost ve velî=idareci edinmeme konusunda uyarır.

*Kur’ân bize, Allah katında tek hak, geçerli, makbul dinin İslâm olduğunu, Allahın İslâmdan başka bir dini kabul etmeyeceğini bildirir.

*Kur’ân hür İslâm kadın ve kızlarına tesettürü emr eder.

*Kur’ân bütün fuhşiyyatı=azgınlıkları yasak kılar.

*Kur’ân kardeşlerimizin bize yaptıkları kötülükleri iyilikle def’ etmemizi, savmamızı tavsiye eder.

*Kur’ân gıybeti yasak ve haram kılmıştır. Gıybet edenler, ölü kardeşinin etini yemiş gibi iğrenç bir suç işlemiş olur.

*Kur’ân tecessüsü, yani başkalarının gizli günah ve ayıplarını araştırıp fâş etmeyi yasak kılar.

*Kur’ân “Bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” der.

*Kur’ân, bizi Allahtan başkasının kurtaramayacağını bildirir.

*Kur’ân muttaqileri, Allahtan korkan, O’ndan çekinen, O’na itaat eden, O’nun rızasını kazanmaya çalışanları Cennetle, ebedî saadetle müjdeler.

*Kur’ân müşrikleri, kafirleri, zalimleri, münafıkları, azgınları tehdit eder. Tevbe etmeden ölürlerse akıbetlerinin çok kötü olacağını haber verir.

*Kur’ân bütün mü’minlerin kardeş olduğunu bildirir.

*Kur’ân dünya hayatının fani, gelip geçici olduğunu, dünya mallarının, çoluk çocuğun, makam ve mevkilerin bir varmış bir yokmuş olduğunu, bunların bizler için bir sınav mahiyetinde olduğunu haber verir.

*Kur’ân dünya hayatında yaptıklarımızın Mahkeme-i Kübrada hesabını vereceğimizi bildirir.

*Kur’ân iyiliklerimizin kat kat mükâfatlandırılacağını bildirir.

*Kur’ân kötülüklerimizin yanımıza kâr kalmayacağını kesin şekilde haber verir.

*Kur’ân bize sadece Allaha ibadet etmemiz gerektiğini anlatır.

*Kur’ân bize Rahmanın evliyası olduğunu bildirir.

*Kur’ân bize, mü’min kardeşlerimize karşı merhametli ve şefkatli, harbî ve mütecaviz kafirlere ve müşriklere karşı sert ve yavuz olmamızı bildirir.

*Kur’ân bize Allahın âdil olduğunu, adaleti sevdiğini, zulmü sevmediğini, Müslümanların âdil ve insaflı olmaları gerektiğini haber verir.

*Kur’ân bütün hikmetlerin, faydalı bilgilerin, kurtuluşa götürecek hükümlerin kaynağıdır.

*Kur’ânı kendi rey ve hevalarıyla tefsir edenler küfre düşebilir.

*Kur’ânı ancak icazetli, âlim, ârif, muttaqi, vera sahibi, ilmini hayata uygulayan, yüksek ahlâklı, Resulullah Efendimizin yolundan giden, mâruf ile emr, münkerden nehy eden gerçek müfessirler tefsir edebilir.

*Kur’ân bize “Resulullah size ne getirdiyse alın kabul edin” emrini veriyor. Efendimizin mütevatir, manen mütevatir, sahih hadislerini kabul etmek ve Sünnetine uymak temel bir emirdir.

*Kur’ân bize “Kendinizi ve ehlinizi (ailenizi, çoluk çocuğunuzu), yakıtı insanlarla taşlar olan Cehennem ateşinden ve azabından koruyun” buyurmaktadır. Kadınlarımızın kızlarımızın evladımızın Kur’ânın emirlerine ve yasaklarına uygun bir hayat sürüp sürmediğinden sorumluyuz.

*Kur’ân israfı (saçıp savurmayı) haram kılmakta ve müsrifler=savurganlar şeytanın kardeşleridir buyurmaktadır.

*Kur’ân “Kısasta sizin için hayat vardır” buyuruyor. Adalet ve kısas gereği idam cezasını hakkedenlere uygulamayan Müslüman bir toplum zulm etmiş ve kendi hayatına kasd etmiş olur.

*Kur’ân bütündür, onun bir kısım hükümlerine iman eden, bir kısmına iman etmeyenler mü’min ve Müslüman değildir.

*Kur’ân iffeti emr eder. İffet, namus, ırz ve neseb güvenliği değerlerini kabul etmeyen medeniyetler gerçek ve rahmanî medeniyet değil, şeytanî medeniyettir.

*Kur’âna aykırı metotlarla Kur’ân hizmeti yapılamaz.

***Kur’âna ihlasla hizmet edenler yücelir, Kur’ânı istihdam edenler alçalır.

*Müslümanlar Kur’âna ve Sünnete uysalar, İslâmı hakkıyla yaşasalar, Kur’ân medeniyetini ve nizamını kursalar; insanlık onlardaki iyilikleri, güzellikleri, adaleti, temizliği, güvenliği görerek fevc fevc (akın akın) Müslüman olur, hidayet bulur. Gayri-i Müslimlerin vebali Kur’ânı hayata uygulamayan Müslümanların üzerinedir.

*Kur’ânın hükümleri, hikmetleri eskimez, onlar Kıyamet’e kadar yürürlüktedir.

*Kur’ân müjdeler, uyarılar, teselliler, iyi haberler kitabıdır.

*Kur’ân Resulullahın (Salat ve selam olsun ona) Sünnetinin, hadîslerinin ışığında doğru olarak tefsir edilir.

*İnsanların en şereflileri Kur’ânı öğrenen ve öğretenlerdir. Nasıl öğrenen ve öğreten?.. İçindeki emirleri öğrenip hayata uygulayan… İçindeki yasakları öğrenip, bunlardan kaçınan… İçindeki öğütleri öğrenip bunları tutan… Kur’ânı düstur=anayasa kabul eden… 12.07.2014