Kölelik resmen kaldırılmıştır ama realitede yaygınlaşarak, yoğunlaşarak, genelleşerek devam etmektedir. Batı medeniyeti bir kölelikler medeniyetidir.

En tahripkâr kölelik para ve madde köleliğidir.

Seks köleliği… Aklı, fikri apış arasında olan bir manyak istediği kadar ben hürüm diye bağırsın, o bir seks kölesidir.

Uyuşturucu köleliği.

Medya köleliği.

Sapık ve bozuk ideolojiler köleliği.

Yalanlara dolanlara köle olmuş insanlık.

Mutluluğu, mutluluğunu aramayan, onu elde etmek için çalışmayan her insan köledir.

Avaz avaz olanca sesleriyle hürriyet şarkıları okuyan milyonlarca köle.

Yığınları köleleştiren riyakâr medeniyet.

Hürriyet, fıtrata uygun bir hayat sürmekle elde edilir.

Doğru inançlara sahip olmamak bir köleliktir.

Robotlar, zombiler asla hür olamaz.

Hürriyet cevheri insanın içinde olmalı ki, hür olabilsin.

Marksisme, Darvinizme, Feminizme, Nazizme şu veya bu ….izme din gibi iman etmiş köleler nasıl hür olacak?

İnsan bu dünyada mutlu olamasa da, mutlaka mutlu olmayı istemelidir ve bu uğurda çalışmalıdır.

Çeşit çeşit statülerin köleleri…

Cep telefonu manyakları…

Oto-toplum, trafik kurbanı köleler.

Lüks meskenlerin, lüks mobilyaların köleleri.

Egoistler… Cimriler… Holiganlar… Fanatikler… Militanlar…

Akılları vicdanları işkembelerinde olanlar…

Tüketim toplumu köleleri…

Lüks ve israf köleleri…

Vesikalı seks köleleri, seks hürriyeti istiyoruz diye bağırsalar ne yazar.

Beyinleri iğne ucu kadar olan bal arıları ve karıncalar bile insandan daha hür.

Sapıkların hür olma şansı yok. Sapıklığın kölesi olmak ne korkunç bir esarettir.

Resmî ideoloji köleleri yetiştiren bir eğitim sistemi, gerçek fıtrî hürriyetin önündeki en büyük engeldir.

Hürriyete somut bir örnek vereyim:

Meyve ağaçları tomurcuklandı, çiçek açmaya başladı. Sen içinden suları kristal gibi berrak bir pınar akan bir harika bir bahçeye gidiyorsun. Bir badem ağacının altına yaygı seriyorsun. Basit soğuk nevalelerin var, semaverde çay demleniyor. Yanında kaliteli üç dört hür insan. Mavi gökte beyaz bulutlar, dallarda ötüşen kuşlar… Hiç kötü söz etmeden sohbet ediyorsunuz. Kültür, edebiyat, sanat, mimarlık, hikemiyat… Vaktin nasıl geçtiğini bilemiyorsunuz… Etraftaki tarlalar yemyeşil… Birine tohumları yağlı bir bitki ekmişler, o sapsarı… Uzaktan bir ezan sesi geliyor. Rüzgârın musikisi… Gökte çok yükseklerde başı sonu belli olmayan bir leylek sürüsü kuzeye doğru uçuyor… Halının üzerinde bir Fuzulî Divanı… Bir ara oradakilerden biri neyle segâh ayini icra ediyor… Her şey o kadar güzel ki… Zaman durmuş… Siz çok memnun, çok mesrur, çok mutlu, çok huzurlusunuz…

Söyleyin bana, şu yirmi küsur milyonluk dev şehirden böylesine hür, böylesine mes’ut kaç kişi çıkar acaba?

**

BOZUK ve GEÇERSİZ İCTİHADLAR

BUGÜN Türkiye’de, mutlak müctehid rütbesine ve seviyesine yükselmiş bir tek kimse yoktur.

Müctehid, dolayısıyla fakih olabilmek için icazet sahibi olmak gerekir. Kopuksuz silsileli sahih bir icazete sahip olmadan; fakih, din âlimi, müfessir, muhaddis, müftü, kadı olunamaz.

Ehl-i Sünnet dışı reformcuların, bid’atçilerin, light ve ılımlı İslâmcıların, ilahiyatçıların hiçbiri ulema ve fukaha sınıfına mensup değildir.

İlahiyatçılar ikiye ayrılır: Bid’atçiler, yerli oryantalistler. Bunların Ehl-i Sünnete aykırı beyanlarına, ictihadlarına, fetvalarına, görüşlerine asla itibar edilmez.

Ehl-i Sünnete bağlı Sünnî ilahiyatçılar. Bunların doğru fikir, görüş, kitaplarına ihtiyatlı olmak şartıyla itibar edilir.

Afganî’yi imam kabul edenlere, bir miktar ilimleri olsa da güvenilmez ve itibar edilmez.

Gulüvve sapmış, aşırı gitmiş İbn Teymiye takipçilerine itibar edilmez.

M. Kemal’in ölümünden sonra Dönmeler tarafından fabrike edilmiş Kemalizme bağlı olan ilahiyatçılara kesinlikle itibar edilmez; onlar din âlimi, fakih, müftü kabul edilmez.

Bin meselede Ehl-i Sünnete uygun, bir meselede aykırı düşüyor; ona da itibar edilmez.

İctihad ve fetva sırf Allah rızası için ihlâsla yapılmalı ve verilmelidir.

Siyaset için yapılan ictihadlar makbul değildir.

Dünya menfaati yapılan ictihadlar makbul değildir.

Dinde reform küfre köprüdür.

Dinde yenilik ve değişiklik yapılamaz.

Light ve ılımlı İslâm bir küfür projesidir.

Kur’ânın üç yüz küsur kesin ayeti tarihseldir, günümüzde geçerli değildir diyenler; bu söz ve inançlarıyla İslâm’ın dışına çıkmışlardır.

Feminizm İslâm dışı bir ideolojidir. Feminizmin İslâma, Kur’âna, Sünnete, Şeriata, akl-ı selime, hikmete aykırı ve zıt görüşlerini kabullenenler çok yanlış bir yola girmişlerdir.

Sünneti inkâr küfre köprüdür.

Mezhepsizlik küfre köprüdür.

Telfik-i mezahib dini oyuncak etmektir.

Şeriatsız ve fıkıhsız bir İslâm türetmek sapıklıktır.

İslâm’ı beşerî bir hümanizmaya ve ideolojiye dönüştürmek istiyorlar. Müslümanlar bu tuzaklara düşmeyiniz.

Kur’ân-ı Kerim AllahüTealanın kadim Kelamıdır, onda yanlışlık yoktur.

Resulullahın (Salât ve selam olsun ona) Sünneti hidayet yoludur. O asla değiştirilemez, hükümleri göz ardı edilemez.

Şeriat, Kur’ân’dan ve Sünnetten çıkartılmış hükümlerin tamamına verilen addır, Şeriat kutsaldır, tahkir ve tahfif edenler dinden çıkar.

Dinlerarası Diyalog ve Hoşgörü çığırı 1960’larda Vatican tarafından çıkartılmış bozuk ve sapık bir cereyandır.

Zamanımızda üç ibrahimî din vardır, üçünün bağlıları da ehl-i necat ve ehl-i Cennettir inancı küfre götürür.

Dinini kurtarmak, doğru yolda olmak isteyen herkes FIRKA-İ NÂCİYE Ehl-i Sünnet ve Cemaat dairesi içinde bulunmalı, bu çizgide yürümeli; icazetli râsih ve muhlis ulemaya, fukahaya, mürşidlere tâbi olmalıdır.

Cenab-ı Hak hepimizin yardımcısı olsun, ayaklarımızı kaymaktan korusun.

10.04.2018