Pazar

 

Yirmiiki tane Hıristiyan asıllı dekan ve rektör varmış…

Bunların çoğu Ermeni kökenli imiş…

Bunların evlerinin altında gizli şapeller (küçük kiliseler, ibadet odaları) varmış… üniversitehaber.com sitesi 29 Şubat tarihinde böyle bir haber verdi. Türkiye’deki kripto Hıristiyan ve Yahudilerle ilgili şimdiye kadar hayli yazı kaleme almış bulunuyorum. Evvelce vermiş olduğum bazı bilgileri bu vesile ile tazelemekte ve bunlara birtakım ekler yapmakta yarar görmekteyim.

Türkiye Ermeni Patriği II. Mesrob,

Paris’te yayınlanan günlük

La Croix

gazetesinin 29 Ağustos 2005 tarihli nüshasında,

ülkemizde şu anda 1.5 milyon Ermeni kökenli Türk ve Müslüman bulunduğunu iddia etmişti.

1915’te 200 bin Ermeni
(bunların çoğu kızmış)
Müslüman edilmiş.

Bugünkü 1.5 milyon kripto Ermeni kökenli Türk, onların torunlarıymış…

Yine Patrik’in beyanına göre her yıl 60 kadar Ermeni kökenli MüslümanPatrikhane’ye müracaat ederek Ermeni dinine geçiyormuş.

Ermeni kökenli 1.5 milyon vatandaşımızın zahirde Müslüman görünüp, yüreklerinde Ermeni dinini muhafaza ettiklerini iddia etmek mümkün değildir. Lâkin bunların az da olsa bir kısmının böyle olduğunu iddia etmek, akıl ve mantık dışı bir şey değildir. Doğudaki bir üniversitenin, İslâm’a ve Müslümanlara son derece düşman bir başının Ermeni kökenli olduğu artık kesin olarak biliniyor.

Ben bir Müslüman olarak, şayet ehliyeti ve liyakati varsa bir Ermeni’nin rektör ve dekan olmasına karşı çıkmam.

Yeter ki, iki kimlikli, kripto olmasın.

Tarihçi ve araştırıcı

Kevork Pamukçiyan

sağ olsa, bir fakültenin başına dekan olarak geçirilse benim buna bir itirazım olmaz. Fakat, asıl kimliğini gizleyecek, olmadığı halde Müslüman ve Türk görünecek, doğrusu bu şık işime gelmez. Midem bulanır, işkillenirim, rahatsız ve tedirgin olurum.

Rahmetli

Münevver Ayaşlı

hanımefendi bu konuda çok şeyler bilen bir canlı tarihti. Kitaplarında çok önemli cümleler bulunmaktadır.

Ülkemizin bir

de kripto Yahudiler, yahut Gizli Yahudiler

(G.Y.) problemi vardır. 23-29 Mayıs tarihli

Aksiyon

dergisinde Türkiye Musevî cemaatinin ileri gelenlerinden, geniş kültürlü bir zat ile röportaj yapılmıştı. İsmini vererek kendisini üzmek ve rahatsız etmek istemediğim

bu Yahudi’nin iddiasına göre, ülkemizde 1.5 milyon Yahudi Türk varmış.

Türkiye’de

bir miktar kripto Rum da bulunmaktadır.

Boğaziçi Üniversitesi profesörlerinden

Demir Demirgil

adlı zat çok ehliyetli, liyakatli, öğrencileri ve çevresi tarafından sevilen ve sayılan başarılı bir profesördü. İsmi takma idi. Kendisi Rum’du.

Ülkemizde dıştan Müslüman görünen, gerçekte ise Rum Ortodoks kilisesine mensup bulunan ünlü ve güçlü kişiler de mevcuttur. Geçenlerde, Tarih Kurumu Başkanı Profesör Yusuf Halaçoğlu, ülkemizdeki kriptolarla ilgili olarak hayli fırtınalar kopartan beyanlarda bulunmuş, büyük mahzuru
(sakıncası)
olmasa bunların bir kısmının listesini bile açıklayabileceğini söylemişti.

Son yapay başörtüsü krizinin kriptoların işi ve eseri olduğunda

en ufak bir şüphe yoktur. İslâm’a ve Müslümanlara agresif şekilde saldıran birtakım anlı şanlı, ünlü, eli bayraklı kişilerin

yüzde doksanı

kriptodur.

Bendeniz Osmanlı zihniyetine sahibim. Bu vatanı sevmesi, bu devlete sahip çıkması şartıyla Ehl-i Kitap’tan birinin, bir Hıristiyanın, bir Musevînin akademik bir mevkie, bir makama geçirilmesine karşı değilim.

Avram

(Abraham)

Galanti

sağ olsa ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne profesör veya dekan tayin edilse, bu tayine karşı çıkmam. Bu zat, harf devriminden bir yıl önce

“Arabî Harfleri Terakkimize Mâni Değildir”

ismini taşıyan bir kitap yayınlayarak, İslâm/Osmanlı yazısını savunmuştu.

Lâkin,

Tekin Alp

takma adıyla İslâm’a hakaretler kusan,

“Kahr olsun Şeriat”

diyen

Moiz Kohen’e

zerre kadar güvenmem. Avram Galanti ile onun arasında dağlar kadar fark vardır. Türkiye’deki azınlıkların İslâm’a ve Müslümanlara saygılı olmaları gerekir. Bendeniz İrlanda’da yaşayan bir Müslüman olsam, Katoliklerle iyi geçinirim. Onlara agresif şekilde saldırmam, kendileriyle ülfet ve ünsiyet ederim.

1915’te üzücü hadiseler olmuştur.

Bu üzücü hadiseleri bütünü ile ele almak gerekir. Van’ı işgal eden düşman Rus ordusunu kimler kurtarıcı gibi karşılamış ve Müslüman vatandaşlarını ve komşularını katletmiştir?

Osmanlı Ermenilerinin menfaati ve varlığı Osmanlı Devletini desteklemekte, Müslümanlarla iyi geçinmekte idi. Bir kısmı ihanet etti, çok yanlış işler yaptı ve bunun acısını hepsi birden çekti. Ermeni hadiselerinde Ermeniler zerre kadar kabahati, suçu, hıyaneti yok, onlar yüzde yüz pîr ü pâk, bütün kabahat Müslümanlarda… Böyle bir iddia son derece adaletsiz, yanlış ve taraflıdır, bir çarpıtmadır.

Erivan 19’uncu asırda bir İslâm Türk şehri idi.

Orada şimdi Müslüman nüfus kaldı mı, bir cami kaldı mı? Maalesef kalmadı… Sırası gelmişken

Ermeni meselesi

hakkında birkaç

internet sitesi ismi

vermek istiyorum: ermeni.org (Ermeni tezi taraftarı. Türkçe, İngilizce, Fransızca, Ermenice…), ermeni sorunu/ eraren / asam
(Bunlar Türk tezini destekliyor.)

Ülkemizde çeşitli kriptoları bilmeden, tanımadan olup bitenleri, yakın tarihi, bugünü anlamak mümkün değildir. 03 Mart 2008