Krallıklar ve Cumhuriyetler
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 08 Aralık 2018
İngiltere krallığı… Norveç krallığı… İsveç krallığı… Hollanda krallığı… Danimarka krallığı… Lüksemburg Büyük Dukalığı… Japon imparatorluğu…
Sosyal mutabakat=uzlaşı var… Can ve mal güvenliği var…
Hukukun üstünlüğü prensibi var…
Köklü ve güçlü eğitim sistemleri, vasıflı liseleri var… Büyük kütüphaneler var… Şehirleri yemyeşil, parklar havuzlar göller var, trafiği hafifletmek için milyonlarca bisiklet var, bisiklet yolları var… Vasıflı siyaset var… Sorumluluk var, vahim bir kaza olsa, şahsî kusuru olmasa da sorumlu bakanları ve büyük bürokratları istifa ediyor…
Bazı cumhuriyetlerde, yukarıda saydığım hasletler ve erdemler yok… Şu cumhuriyetleri öncelikle şu krallıklar seviyesine çıkartsalar ne iyi olur.
Mâlumunuz
der. Erdemsiz cumhuriyet olmaz. Adaletsiz cumhuriyet lafta cumhuriyettir.
Fakir ve güçsüzlerin, adalet önünde güçlülerle, kodamanlarla, zenginlerle eşit olmadığı bir rejim sözde cumhuriyettir. Gerçek cumhuriyet ile diktatörlük kesinlikle bağdaşmaz ve uyuşmaz.
Cumhuriyetlerin çeşitleri vardır:
Anayasasının ikinci maddesinde
yazılıydı. İstanbul’da Dolmabahçe sarayında oturan bir
vardı. İdeal bir İslâm cumhuriyeti olmasa bile onun yine de bir İslâm Cumhuriyeti olduğunu kimse inkâr edemez.
Dış boyası cumhuriyet, içi diktatörlük olan sözde cumhuriyetler…
Sosyalizmin, demokrasinin yüz çeşidi olduğu gibi cumhuriyetin de hayli çeşidi vardır.
Krallık rejimi geri ve çağdışı bir rejimmiş… Eyvallah… Geri meri…
General Zambara, General Bambara rejimini deviriyor. Yaşasın cumhuriyet!
Orada cumhurbaşkanlığı kavgaları yok.
Japonya’nın bundan önceki İmparatoru
1926’dan 1989’a kadar
Üstelik, Japonya ikinci dünya harbini kaybedip, kayıtsız şartsız teslim olduğu halde Amerika onu tahtından indirememişti.
Birileri çıkıp
demesin sakın.
Bu bir suç mudur?
Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Son bahardan sonra kışın geleceğini en geri zekâlılar bile bilir.
Vesayetçi egemen azınlıklar Türkiye gibi yağlı ballı bir sofrayı öyle kolay kolay terk etmez.
Türkiye’nin İslâmlaşması İsrail’in sonu olur.
Türkiye’yi parçalamak,
Ülkemizde
ve yine
var. Suyun başında Pakraduniler var.
Birileri dindar postuna bürünerek İslâm’ın ve Müslümanların içini boşaltmaya çalışıyor.
Siyonistler, haçlılar, İslâm düşmanları Ehl-i Sünnetin yerine ılımlı ve light Fazlurrahman dinini getirmek istiyor.
Kâfirler, münafıklar, tağutîler musalli Müslüman istemiyor, musalla Müslümanı istiyor.
Onların aldatmaca din dersi kitaplarının başında besmele yoktur, Paşa resmi vardır.
Onlar cep telefonu başlı, bilgisayar başlı başsız başsız Müslümanlar istiyor.
Aman Müslümanlar birleşip tek bir Ümmet olmasınlar.
Birbirleriyle çekişip tepişirlerse ne âlâ…
Aman İslâm hanımları ve kızları Kur’ân’a Sünnete uygun şer’î tesettüre bürünmesinler; şeytanî tesettüre bürünsünler.
Aman Müslüman çocuklar ve gençler İslâm mekteplerinde okumasın.
Sabah ezanları okunurken dindar geçinenlerin bir kısmı yataklarında leşler gibi horul horul mışıl mışıl tosur tosur uyusunlar. Uyusunlar da büyüsünler.
atalarının 1928’den önceki Türkçe mezar taşlarının kitabelerini okuyamasınlar.
Kuşlar uçsun, din baronları uçsun… Hoparlörler yüz küsur desibel bağırsın… Şadırvanlardan sular şarıl şarıl aksın… Müslümanlar din düşmanı tv’leri seyr etsin… En pahalı cep telefonları ile zevzeklik ve gevezelik etsin… Yazın Osmanlı şerbetleri içilsin.
Benim büyük şeyhim senin küçük şeyhini döver… Benim cemaatim en büyük, öteki cemaatler küçük mü küçük…
Peki, şu zinanın serbest bırakılması işi ne oluyor? İslâm dini haram yemeye izin veriyor mu? Niçin bu kadar haram yeniyor?
Ribalar, yüksek binalar, âhir zaman alametleri. 01.12.2014