Küçük Ev İşletmeleri
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 18 Kasım 2018
Birkaç yıl içinde tam yüz bin küçük âile işletmesi kurulacak… Fakir âilelerin, yoksul dul kadınların, işsizlerin, az gelirli bir işi olup da kazancını biraz arttırmak isteyenlerin küçük işleri…
Yüz belki de yüzlerce çeşit küçük iş… Örnekler vereyim:
Fakir Nefise hanım evinde
yapıp, sipariş edenlere satacak.
Geçim sıkıntısı çeken Mücteba hanım,
Başka biri
yapıp satacak.
yapıp kiloyla satacak.
Ham yeşil cevizden yapılan
Bunları hangi Müşerref veya Mübeccel hanımlar yapabilir?.. Yüzde biri yapabilir. İşte o yüzde birler yapacak.
Çalışkan, temiz, hamarat, azimli, sabırlı, becerikli, devamlılık şuuruna sahip kimseler.
Eline üç kuruş geçince eski telefonunu atıp, yerine taksitle pahalı telefon alan beyinsizlerin işi değildir bunlar.
Aza kanaat edenler yapabilir bunları.
sıkıntıdan kurtulacak.
Eline birkaç kuruş geçince, eskiden bir şekerle içerken, çaya iki şeker atanların işi değildir bu.
İş listesi bitmedi:
Bilgisayarlı
alacak, evde kırkpare işleri yapacak. Bildiğimiz, sanatsız sıradan çeyiz işleri değil, müzelerdeki koleksiyonlardaki eski Osmanlı işlemelerinin replikalarını yapacak.
Minicik bir tezgahı olacak,
Yüz bin kişi içinden yüz (binde bir)
çıkacak, çok kaliteli sanat eseri çömlekler yapıp satacak.
Kırsal kesimde içinde zerre kadar sakaroz, glükoz bulunmayan
Dağlama sanatı…
Sahillerden, dere kenarlarından
Yazma sanatı…
Küçük basit el tezgahlarında
paspartulu çerçeveler yapılıp satılacak.
Hasır seccadeler…
Evde yapılıp, madenî sırt kaplarına konulup çarşı pazarda satılan börekler.
Böyle beş yüz çeşit sanat, zenaat…
Bunları herkes yapamaz. Becerikli, sabırlı, azimli, kanaatli kaliteli insanların işleridir bunlar.
Ayda 500, 750, 1000 lira ek gelir elde etmek için arı gibi çalışacak insanların işleri.
Devlet gölge etmesin, başka ihsana lüzum yoktur.
Zehra hanım evinde börek yapıp isteyenlere satıyor,
Ayda yedi yüz lira ek gelirden vergi alınmaz.
Böyle marjinal işlerde, asgarî ücret, sigorta düşünülmez.
Yüz öğrenciden biri böyle bir iş yapmalıdır.
Böyle ürünlerin, eserlerin satılacağı yerler, mekânlar olmalıdır.
Kaç sene oluyor, Kırım’da Bahçesaray’da Kırım hanlarının sarayı önündeki köprü civarında evde yaptıkları börekleri çörekleri satan Tatar hanımları görmüş ve bir şeyler satın almıştım.
Pazar günleri şehrin çeşitli yerlerinde böyle pazarlar kurulmalıdır.
Bunların sakıncaları olabilir ama
Bu tekliflerim hayata geçirilebilse,
Nitekim, bir ara Beyazıt meydanında kurulan pazara Ermenistandan, Türkmenistandan, Gürcistandan gelenler oluyordu. Caminin yanında, yere serilmiş
Orta Asyadan gelmiş ipek kumaşlar da bulunuyordu. Bendeniz bu pazarlarda hayli gezmiş, alış veriş etmişimdir.
Bu yazımdan,
Maydanoz beyzadeler bir şey anlamayacaktır. 09.11.2017