Kurban Tartışması
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 03 Mart 2019
Cuma
Atv’deki son Siyaset Meydanı programında
, Profesör Hayrettin Karaman’dan sitayişle bahsetti, onu büyük bir din otoritesi olarak gösterdi. Ben onun bir miktar ilme sahip olduğunu kabul ederim ama kendisini kesinlikle bir din otoritesi olarak kabul etmem. Karaman’ın hocası
Hayrettin Karaman’ı tenkit ve ikaz etmiştir. Benim nazarımda din otoritesi Ahmed Davudoğlu’dur.
Tabiî ki, yanlış bir fetva ve ruhsattır bu.
Onu Müslümanlara büyük bir önder olarak gösterir. Kimdir bu Afganî. Afganî değil, İranlıdır. Şiî olduğu halde kendisini sünnî olarak tanıtmıştır.
Doğrusu neyse öyle söylemesi gerekmez miydi?
Hem farmason, hem İslâm önderi… Olacak şey mi bu? Hayrettin Karaman’ın çok sevdiği
da şâibeli adamlardır.
Karaman ömrünü,
, mezhebleri birleştirme gayesine adamıştır.
o toplantıya mazlum hayvanların avukatı olarak katıldığını beyan etti. Kurban kesilmesini istemiyor, kurban parasının sadaka olarak verilmesini teklif ediyor.
gibi tabirleri doğrusu yadırgadım. Hayvan sevgisi başka şey, kurban kesmek başka şeydir. Ben köy evinde bulduğum akrepleri bile öldürmüyor, ormana atıyorum.
Lâkin bir Müslüman olarak elbette kurban keserim.
Diyanet bir kararında imkânı olan her Müslümanın kurban kesmesi gereğini açıkca beyan etmiş. Doğrusu da budur. Hayvanlara acı verilmesin, sokaklara, meydanlara işkembe, bağırsak atılmasın, cahil adamlar eziyet vererek kurban kesmesin… Bu isteklere itiraz eden mi var?
, Müslüman halkın hissiyatına tercüman olmuş. Ben kurbanımı kendim keserim, sonra bir kasap, derisini yüzer, parçalar diyor. Vardar beyin yazısı çok müsbet ve isabetli idi. Kendisini tebrik ediyorum.
Veteriner fakültesinden bir profesör, kesilecek kurbanların kesim esnasında acı çekmemeleri için
gerektiğini söyledi. Elektroşok küçükbaş hayvanlara tatbik ediliyormuş. Sadece baygınlık veriyorsa, bu geçtikten sonra
hayvan tekrar ayılıp kendine geliyorsa buna fazla bir şey demem. Lâkin büyükbaş hayvanların beynine bir kurşun sıkılacak, sonra kesilecekse bunu kabul edemem. Çünkü kesilmeden önce öldürülmüş oluyor. Bunu din ulemasının
müzakere edip ona göre bir karar vermesi gerekir.
Böyle bir iddianın gerçekle ilgisi yoktur. Belki birkaç istisnaî çocuk fazla etkilenir ama büyük çoğunluk bunu tabiî karşılar, bir ibadet ve hayır olarak görür.
Hüseyin Hatemi bey Kur’ân ayetleri ile ilgili açıklamalarında, islâmî
Kevser’i Hazret-i Fatıma olarak gösterdi. Hazret-i Hüseyin efendimizin Kerbelâ’da şehid edilişini de
olarak yorumladı. Tıpkı Hıristiyanların, kendi itikadlarınca
Ben bir ara kendimi ehl-i sünnet Müslümanı olarak tanıttığım zaman
hayli tepki gösterdi.
Dinî konularda kafalar çok karışık. Yapılacak iş şudur:
Yetmiş seksen sayfalık küçük bir kitap olarak bastırılacak. Aynı iş
dinde reform yapılamayacağı gibi konularda da yapılacak.
ben şahsen hiç iyi karşılamadım.
Diyanet’in din konusundaki yanlış yorumları mutlaka ilmin ve hikmetin ışığında cevaplandırması gerekir. Polemik yapılsın, muhataralı ve netameli konulara temas edilsin, mayınlı arazide dolaşılsın demiyorum ama
Hayvanlara kesinlikle acı verilmesin. Kesilmeden önce gözleri bağlansın. Etler fakirlere ve muhtaçlara dağıtılsın. Sokaklar, meydanlar kirletilmesin. Hayvanın kesilmeden önce ölmeyeceği kesin olarak bilinmedikçe ve elde sağlam fetva ve ruhsatlar bulunmadıkça elektroşok ve başka yollarla bayıltılmasın.
Bazıları Şeriatsız ve fıkıhsız bir İslâm hümanizması türetip bunu gerçek dinin yerine koymak istiyor. Bu gibi oyunlara karşı uyanık olmalıyız.
. Küfür, şirk, dalâlet, nifak, şikak, fitne, fesat, zulüm, israf, teaddi almış yürümüştür. Bunca kötülük içinde, kafalarını Müslümanların Allah rızası için kestikleri kurbanlara takan kimseler dengeli ve insaflı kişiler değildir. Niçin üzerinde T.C. damgası bulunan resmî vesikalarla fuhuş yapılmasına, kadın satılmasına karşı çıkmıyorlar? Niçin her yıl binlerce ton et, ekmeğin çöpe atılmasına isyan etmiyorlar? Niçin uyuşturucu mafyasının okul çocuklarının yüzde yetmiş dördünü zehirle tanıştırması karşısında feryad ü figan kopartmıyorlar? Bütün dünyada hergün milyonlarca hayvan kesiliyor ve etleri yeniliyor da Müslümanlar kurban kesince mi vahşet oluyor, suç oluyor?
Evet kabul ediyorum, Müslümanlar tarihî ârızalar yüzünden cahil kalmış, perişan olmuştur. Ümmet-i Muhammed bir yandan zalim dinsizlerin düşmanlığı, öbür yandan münafık ve alçak din sömürücülerinin hıyanetleri yüzünden sanki örs ile çekiç arasında kalmışlardır. Lâkin bu kötü durumdan kurtuluşun yolu reformculuk yapmak, ehl-i sünneti dışlamak değil, aksine sahih itikada ve şer’î ahkama sımsıkı sarılmaktır.
Resûlullah Efendimiz (Salât ve selâm olsun O’na) “Ümmetim içinde bir ihtilâf çıkarsa, siz sevad-ı a’zama (büyük karaltıya, çoğunluğa) tabi olunuz” buyurmuşlardır. İtikad, ibadet, muamelât, ahlâk, tasavvuf konularında sevad-ı a’zam ehl-i sünnet topluluğudur. Şaz fikir ve görüşlere sahip, reformcu kimselerin peşine düşmeyiniz.
Kurban; Kitabla, Sünnetle, ondört asırlık icma ile sabit bir ibadettir. Yerine getirelim. 04 Mart 2000