Bayramın ikinci günü büyük medya gazeteleri ve televizyonları, dolaylı olarak İslâm ve Müslümanlar aleyhinde, kurban kesimini bahane ederek ver yansın ettiler. Her yer kan içindeymiş; sokak, cadde, anayol kenarlarında açıkta kurban kesilmiş; hayvanların işkembeleri ve bağırsakları etrafa atılmış; hastalık olurmuş, temiz değilmiş; bu manzara AB’ye girmemize engel olurmuş… Daha neler neler. Bazı gazeteler helikopter kiralamışlar ve tepeden fotoğraflar çekmişler.

Sanki kurban Türkiye’de bu sene kesilmeye başlandı… Böyle manzaralar her sene görülüyor. Bunun kabahatlisi, kurban kesen dindar halk mıdır, yoksa bu ülkenin idarecileri ve sorumluları mıdır?

Bugünkü düzen Türkiye’yi köylüleştirmiş, gecekondu ve varoş kültürü seviyesine düşürmüştür. Kurban kesiminde göze çarpan aksaklıklar kırsal kesim, gecekondu, varoş kültüründen kaynaklanmaktadır.

İslâm dini kurban edilecek hayvana eziyet edilmesini kesinlikle kabul etmez. Dinimiz hayvanın gözleri bağlansın, itilip kakılmasın, kesmeyi iyi bilen biri tarafından keskin bıçakla, acı vermeden kesilsin, kesilmeden önce su ve yiyecek verilsin, okşansın diye tavsiye ediyor.

Devlet ve belediyeler sağlıklı kurban kesimi yerleri yapmalıdır. Halka, kurban keserken riayet etmesi gereken hususlar öğretilmelidir.

Kurban, Türkiye’deki hakim din olan İslâm’ın vâcib (Yapılması gereken) bir ibadetidir. Ateist bile olsa, hiçbir aydının ve okumuşun bu ibadete karşı çıkmaması gerekir. Medeniyet, başkalarının, halkın, çoğunluğun dinî haklarına hürmet etmeyi gerektirir.

Bu sene Avrupa’da bazı ülkeler Müslümanların kurban kesimini yasakladılar. Şap hastalığı yüzünden. Böyle bir sakınca olmasaydı, karışmayacaklardı.

Türkiye’de kendilerini ilerici, aydın, üstün, mutlaka haklı sanan bir zümre İslâm’a, Müslümanlara, kurbana, tesettüre karışıp duruyor, birtakım baskılar yapıyor, dil uzatıyor. Bunlar yarı aydın oluşun, gerçek mânasıyla medenî olamayışın, zorbalığın işaretidir.

İleri, medenî, demokrat Batı ülkelerinde hayvan kesimi birtakım katı kurallara, nizamlara, kanunlara bağlanmıştır. Lakin, istisnâî olarak Müslümanların ve Musevilerin hayvanları kendi dinlerinin emr ettiği şekilde kesmeleri için izin vermektedirler.

Kurbanda büyük hikmetler vardır. Materyalistler, pozitivistler, ateistler, çağdaşlar bunları anlayamaz.

Ben hayvanları çok severim, köydeki bağ evimde bulduğum bir akrebi bile öldürmedim, bitişikteki ormana attım. Avcılık yapmam, balık tutmam, cana kıymam. Fakat her yıl kurbanı keserim. Çünkü bu Allah’ın bir emridir. Kur’anla, Sünnetle, icmâ-i ümmetle sâbittir; bütün Şeriat ve fıkıh kitaplarında yazılıdır.

Kuzu kesimini doğru bulmam. Hayvan büyümeli, yavrulamalı, birkaç yıl yaşamalı, ondan sonra kesilebilir. Böylesi hem vicdana, hem de iktisat kurallarına daha uygundur.

Büyük medya sorumluları, Türkiye’nin dehşetli bir buhran içinde olduğu; on milyarlarca dolar hacminde yolsuzluklar yapıldığı; ülkede yüz milyar dolardan fazla kara para bulunduğu; bankaların diplerinin delinip soyulduğu; siyasetin, iktisadın, eğitimin, üniversitelerin bittiği bir devirde hâlâ kurbanla uğraşmaktan hayâ etmiyorlar.

Halk kan ağlıyor. Yirmi milyondan fazla işsiz var. Fabrikalar, atölyeler, iş yerleri, dükkanlar kapanıyor. Yalnız basın sahasında beş binden fazla işsiz varmış. Milyarlarca dolarla oynayan medya patronları nasıl kurban etti bunca basın emekçisini?

Türkiye Müslüman bir ülkedir. Kurban kesilecek, Ramazanda oruç tutulacak, cuma günleri topluca namaz kılınacak, her gün beş vakit ezan okunacaktır. Müslümanların cenazeleri, İslâm dininin hükümlerine göre yıkanıp, kefenlenip, namazları kılınıp toprağa öyle verilecektir. Ne kadar baskı yapılırsa yapılsın, İslâm’ın tesettür emrine uyulacaktır. Çok küçük bir azınlık olan dinsizler bunları kaldırabileceklerini sanmasınlar. Emekleri, yaygaraları, çırpınmaları boşunadır.

Müslümanların bugün çektikleri bazı sıkıntılar, mâruz kaldıkları zilletler dinsizlerin güçlü olmasından değil, dindar kesimin zaaflarındandır. Din sömürüsü Ehl-i İslâm’ın belini bükmektedir. Din baronları Müslümanları bugünkü hale düşürmüşlerdir. Din sömürüsü kalkınca, din baronları ekarte edilince Müslümanlar selamete çıkacak, Allah’ın izniyle izzet bulacaklardır.

İslâmla, Müslümanlarla, kurbanla uğraşan dinsiz medyacılara birkaç lâf söylemek isterim:

İki haftadan beri internet haberlerini takip ediyorum. Tek kelimeyle korkunçtur onların bazı yayınları. Eski MİT’çilerden Mehmet Eymür’ün “Atin” adlı bir haber sitesi var; kurbanın vahşet olduğunu iddia eden bizim çok ilerici, çok çağdaş gazetecilerimiz ve televizyoncularımız o sitedeki bilgileri, belgeleri, dehşetli gerçekleri niçin gündemlerine almıyorlar?

Atin’de (Anadolu Türk İnternet) 1987’de MİT tarafından hazırlanmış olan “Banker Raporu”nun tamamı neşredilmiştir. Oradaki bilgiler akıllara durgunluk verecek, insanın aklını başından alacak, dudakları uçuklatacak mahiyettedir. Bazı politika büyükleri, bazı kodaman bürokratlar, birtakım iş adamları nasıl pisliğe batmışlar, birer birer yazılmış. O tarihte bu rapor hasıraltı edilmişti. Ama kader-i ilahînin şu cilvesine bakınız ki, M. Eymür Amerika’ya gitmek zorunda kaldı ve yıllar sonra o korkunç, o dehşetli, o atom bombası gibi raporu patlattı.

Bu rapordaki bilgiler yanlışsa, ilgililerin tekzip etmeleri, çürütmeleri gerekir. Müdafaa (savunma) hakkı kutsaldır, bu hakkı herkes kullanmalıdır.

M.Eymür’ün sitesinde, Çankaya’da Cumhurbaşkanına “Nankör kedi!” diye bağrırarak hakaret eden şu mâlum ve mâhut politikacı hakkında da, kitap çapında geniş bir rapor yayınlanmış bulunuyor.

Medyacılar, “Böyle kurban kesersek AB’ye giremeyiz” gibi hezeyan ve safsataları bıraksınlar da, kendi evlerindeki pisliklere baksınlar. Türkiye’nin içinde bulunduğu batakta büyük medyanın da büyük hissesi ve rolü vardır. Büyük gazete ve televizyon patronlarından Sabataycı biri, koskoca bankanın dibini delip içini nasıl boşaltmıştır? Avrupalılar kendi ülkelerinde yaşayan Müslümanların kurban kesmesine izin veriyorlar. AB’ye girmemize engel olacak husus kurban değil, efsanê çapındaki pislik, yolsuzluk, kokuşma, talan, vurgun, hırsızlıktır.

Türkiye bugünkü haliyle AB’ye alınırsa, Avrupa mutlaka ve muhakkak batar. Kurban yüzünden mi? Hayır, kokuşma, pislik, ahlâksızlık yüzünden. Bunları kurban kesenler yapmıyor, kendilerini ilerici, milleti gerici sanan dinsizler yapıyor. 10 Mart 2001