Bendeniz aklımın yettiği kadar İslam mantığı ile düşünmeye çalışırım, olup bitenlere islamî gözle bakarım. Kültürüm, ufuk açım ne kadarsa, bu bana o kadar aydınlıkta bakmak imkânı verir.

2014 yılının sonuna doğru, bir değil, birçok yazımda gelecek yılda çok önemli, büyük, vahim hadiseler olacağını yazmıştım, Yazılarımdan birine

“Bu Yazımı Saklayınız”

başlığını koymuştum.

Keşke yanılmış olsaydım da, ülkemiz halkımız devletimiz huzura, sükuna, iç barışa kavuşmuş olsaydı.

Bazı sorulara cevap vereceğim:

SORU: Türkiye iyiye mi gidiyor, kötüye mi?… CEVAP: Maalesef kötüye gidiyor.

NİÇİN?.. Benim esas aldığım islamî kriterlere göre bozukluklar, sapıklıklar, azgınlıklar, fenalıklar gittikçe artmaktadır.

BU kriterler bugün için geçersiz olabilir mi?… Bendeniz böyle bir şeyi kabul edemem, geçersiz olduklarını kabul edersem (Allah saklasın) Müslüman olmaktan çıkarım. Bendeniz sapık tarihsellik ve tatiliye mezhebine karşıyım.

ANA sebep nedir?.. İslam’dan, Kur’andan, Sünnet’ten uzaklaşılması, Allah ile ezelde yapılmış olan ahd ve misaka aykırı hıyanet edilmesidir.

TÜRKİYE Müslüman bir ülke midir?.. İsmen resmen görünüş itibarıyla Müslümandır ama İslamı bilen ve hayata uygulayan gerçek dindarlar azınlıktadır ve İslama, Kur’ana, Sünnete aykırı sayısız kötülük alenen açıkta açıkça küstahça meydan okurcasına işlenmektedir. Ülkemizde maalesef korkunç bir isyan tuğyan ve irtidat hareketi mevcuttur.

MÜSLÜMANLAR buna karşı, farz olan mutlaka yapılması gereken emr-i mâruf ve nehy-i münker vazifesini ve farizasını yapıyor mu?.. Bin kere maalesef, yeteri kadar yapmıyorlar.

İSLAM’A Kur’ana Sünnete Şeriata aykırı kötülüklerin, azgınlıkların birkaçını sayar mısınız?.. (1) İtikadın bozulması… (2) Dine bid’atlerin sokulması…(3) Namazın büyük ölçüde yitirilip terk edilmesi… (4) Çocuklara, gençlere, halka İslam’ın doğru olarak öğretilmemesi… (5) Derin şer güçlerinin İslam’ın içini boşaltması ve Müslümanları dünyevileştirmesi… (6) Halkın yarısını teşkil eden kadın ve kızların kasıtlı olarak bozulması, bir kısmının Süslümanlaştırılması… (7) Müslümanların teşkilatlı ve medenî bir Ümmet olmaktan çıkartılıp birbirinden kopuk sürüler haline getirilmesi… (8) Mü’minlerin kendisine biat ve itaat edeceği râşid bir Halife veya İmam olmaması… (9) Eğitim sisteminin gayr-i islamî ve gayr-i millî olması… (10) İslam ahlakından, kriterlerinden, normlarından uzaklaşılması… (11) Cihad fi sebilillah’ın terki ve tâtili… (12) Ribanın, zinanın, şeddâdî binaların, israfın, lüksün, Nemrudî hayat tarzının, küffara benzemenin, yalanın dolanın, nifak ve şikakın, aleni fısk ve fücurun, her türlü beyinsizliğin yaygın hale gelmesi… (13) Din sömürüsünün korkunç, dehşet verici boyutlara ulaşması…

KURTULUŞ ümidi yok mudur?.. Bu ne biçim sorudur? Elbette kurtuluş ümidi vardır ama bunun sebep ve vesilelerine sımsıkı yapışmak gerekir. Bu vesileler şunlardır: Tashih-i itikat… Halka ve gençliğe ilmihalini, İslamın doğru yorumunu öğretmek… Beş vakit namazı dosdoğru kılmak… Kur’anın kesin emirlerini, farzlarını yerine getirmek; kesin yasaklarından haramlarından uzak durmak… Gerçek mânasıyla Allah rızası için büyük ve küçük cihad yapmak… Ümmet birliğini kurmak… Râşid bir Halifeye biat ve itaat etmek… Kitabullah’ı re’y ve heva ile yorumlamamak… Resulullah efendimizi (Salat ve selam olsun ona) önder, seyyid, kaaid, örnek, model kabul etmek, onun yolundan gitmek, Sünnetine uymak… Kadın ve kızları islamî sınırların içine sokmak…

ÖZET şudur: Müslüman bir toplum kurtulmak, necat bulmak, iflah olmak, galip gelmek, yücelmek, aziz olmak istiyorsa; Rabb olarak Allahtan, Kitab olarak Kur’andan, Din olarak İslam’dan, Nebi olarak Muhammed Mustafa aleyhissalatü vesselamdan, Şeriat olarak İslam Şeriatinden, Ümmet olarak Ümmet-i Muhammed’ten razı olmalı; Kitabullah’a ve Sünnete uymalı, namazı dosdoğru kılmalı, birlik ve beraberlik içinde olmalıdır. Bunlar yapılmazsa kurtuluş olmaz, işler daha da bozulur.

Tarihe bakalım: Mâzide nice toplum, beyinsizlikleri yüzünden helâk olmuştur. Suriye’nin başına gelenlerden ibret almayan Müslüman bir toplumun geleceğinden korkulur.

(İkinci Yazı) Doğalgaz Isıtır ve Yakar

İsraf: Kış geliyor, kış geliyor… Kar yağınca zenginler kış sporları merkezlerine gidecek, lüks otellerde fink atacak. Zengin çocukları kartopu oynayacak.

Fakirler ne yapacak?

Geçen kış nice orta halli vatandaş doğal gazla ısınamadı. Doğalgaz ısıtıyordu ama faturası yakıyordu.

Kapısı ve penceresi olmayan harabede kalan kadıncağız ile sucuda az bir paraya çalışan oğlu ne yapacaklar?

Kış gelince zengin Müslümanlar gerçek sütle ve gerçek sahleple yapılmış gerçek ve lüks sahleplerini yudumlarken aktüel dedikodular yapacak, İktidar-Cemaat savaşının son durumunu tartışacaklar. Oğlu askerde aklını kaçırmış olan Sinoplu kadın tek odalı barınağında ne yapacak? Onun gerçek sahlep içmeye değil, aromalı sahtesini içmeye bile parası yok. Doğalgaz geldiği sene bir yazı yayınlamış ve şimdilik ucuz ve konforlu ama gelecekte bununla sadece ısınmayacaksınız, yanacaksınız demiştim, dediklerim çıktı!..

Rükneti beyin dairesinde soba borusu yokmuş. Bütçesi doğalgaza müsait değil. Küçük bir soba kurup korkunç soğuklarda odun kömür yakacak ama baca yok, baca deliği yok. Ah, biz ne kadar tedbirli ve uzağı gören bir toplumuz.

Ey zenginler, yiyin için, ısının, gülün, oynayın!

Ey miskinler, fakirler, mülteciler, parasızlar titreyin donun!

Ey âsiyab, dön dön dön!.. 21.10.2015