1. Trabzon milletvekili büyük vatansever, şerefli ve haysiyetli insan merhum

Ali Şükrü

beyi tuzağa düşürüp kancıkça ve namussuzca şehit ettirenleri lanetliyorum.

2. Merhum

İskilipli Âtıf Efendiyi,

savcı hapis cezası istemişken, idam cezasına mahkûm ettirip asan katmerli ve gaddar zalimleri lanetliyorum.

3. Türkiye Müslümanlarının din, inanç, inandığı gibi yaşamak hak ve hürriyetlerini ayaklar altına alıp, dinî kurumlarını kapatıp yasaklayan, on binden fazla camiyi, mescidi, medreseyi, tekkeyi, vakıf binasını satan, kiraya veren, yıktıran, harap eden zalimleri lanetliyorum.

4. Ezan-ı Muhammedî okunmasını yasaklayıp, okuyanlara cani muamelesi yapıp zindanlara atan, işkence eden zihniyeti kınamaların en keskini ile kınıyorum.

5. Türkiye Müslümanlarını,

atalarının mezar taşlarını okuyamayacak kadar kara cahil

bırakanlara lanet ediyorum.

6. Suçsuz ve mâsum ulemaya, fukahaya, meşayihe zulm edenleri, onları mahkemelerde sündürüp zindanlarda çürütenleri, sürgüne gönderenleri, bazısını idam ettirenleri lanetliyorum.

7. Şapka Kanunun yerdi diye

Erzurumlu zavallı Bohçacı kadını

(Şalcı Bacı)

idam ettirenlere lanet olsun.

8.

27 Mayıs darbecilerine

yazıklar olsun, yuflar olsun, Adnan Menderes’i ve iki bakanını astıranlara lanet olsun.

9.

12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 darbelerini yapanlara

lanet olsun.

10. Zalimlere lanet olsun…

11. Birkaç dindar Müslüman bir evde toplanıp çay içip, sohbet edip, dinî risaleler okudular diye onlara cani muamelesi yapan, onları tutuklayan, zindana atan, ağır cezalarda süründürenlere lanet olsun.

12. On yıllar boyunca, şiddete yönelik olmayan dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı

din görevlilerini, Müslüman yazarları, dervişleri, sofuları; baskı, korku, tehdit altında yaşatan, fırsat buldukça onları yakalayan, zindana atan zalimlere

lanet olsun.

13. Büyük din alimi, faziletli insan

Bulgaristanlı Ezherî Ahmed Davudoğlu

hocaefendiyi

dinî nikâhla ilgili bir fetvasından dolayı

ağır cezaya verip ağır hapse mahkûm ettiren ve zindana koyan zalimlere lanet olsun.

14. Memleketi, milleti, devleti öncelikle dış düşmanlara, ikinci olarak yurt içinde silahlı isyan hareketi başlatıp terör yapan çetelere karşı korumakla vazifeli olan

ordumuzu din düşmanlığına, darbeciliğe, resmî ideoloji ve vesayet rejimi savunuculuğuna âlet edenlere

yazıklar olsun, yuf olsun.

15.

Darbelerin gölgesinde zengin olanlara lanet olsun.

Sadece onlara değil,

siyasî nüfuzlarını haram kazançlara, haram rantlara âlet ederek Karun gibi zengin ve maldar olan sivillere de lanet

olsun.

16. Türkiye’nin, Ortadoğu’nun Japonya’sı olmasını engelleyenlere lanet olsun.

17. Fakir fukara çocukları ateş hattında iken, kendi latilokum mahdumları cephe gerisinde keyif süren nüfuzlu kodaman vicdansızlara yazıklar olsun.

18. Uzun yıllar boyunca kasıtlı, yüksek, müzmin bir enflasyonla ülkeyi, halkı, devleti

yüz milyarlarca dolar soyan eşkıyaya

lanet olsun.

19. Şahsîdir: Vatanını, halkını, devletini

(rejimi değil!)

seven ve koruyan, âdil hukuka ve yasalara aykırı hiçbir suçu bulunmayan bir vatandaş olduğum halde,

sırf dindar olduğum için bendenizi uzun yıllar boyunca mahkemelerde süründüren, ağır hapis cezalarına çarptıran, zindanlara atan, altı yıla yakın bir müddet yurt dışında yaşamaya mahkûm eden,

iki günlük gazetemi süresiz olarak kapatıp müesseselerimi çökerten zalimlere hakkım haram olsun.

Daha yazacak çok şey var. Sanırım bu kadarı bugünlük yeter.

* (İkinci yazı) Bir Yol Ayrımındasın

Her sabah bir yol ayrımındasın. Yolların birinde Mevlâ’ya gider, ötekisinde belaya gider yazılıdır. Seçim/tercih hürriyetin vardır. Canın isterse Mevla’ya giden yolu seçersin, istersen bela yolunu.

Mevla’ya giden yolu Kur’ân, Sünnet, Şeriat ve İslam ahlâkı kitapları sana anlatıyor.

Sabah güneşten önce kalkar, abdest alır namaz kılarsan Mevla yoluna girersin. Sonra öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazları.

İbadetleri ihlasla, yani sadece Allahın rızasını kazanmak için dosdoğru eda etmelisin. Bütün gün insanlara ve yaratıklara adaletle, insafla muamele etmelisin. İslam zulme izin vermez.

Sabah kahvaltısında, öğle yemeğinde, ikindi çayında ve akşam taamında israf etmemelisin. Mevla ve O’nun Resulü

(Salat ve selam olsun ona)

öyle öğütlüyor.

Her gün olduğu gibi ribadan/faizden, bâtıl alışverişlerden, haram kazançlardan uzak duracaksın. Aklın fikrin bir açı doyurmakta, bir fakire yardım etmekte, hayır hasenat yapmakta olmalı.

Allahın sana verdiklerinin bir kısmını başkalarına infak et, paylaş. Her gün faydalı ilim öğren. Sakın faydasız veya zararlı ilim edinme.

Dilini gıybetten, nemîmeden, insanları üzüp incitmekten koru. Bil ki dilin, seni Cennete koymaya veya Cehenneme düşürmeye vesile olur.

Gözlerini harama bakmaktan, kulaklarını haram dinlemekten koru. İslam’ın, Kur’ân’ın, Sünnetin, Şeriatın iyi dediklerine kötü deme, kötü dediklerini iyi deme.

Annen babandan hayır dua almak için çalış. Komşularının meleği ol. Nefsini sakın övme, beğenme, aklama… Bilmez misin ki, o senin en büyük düşmanındır. Sakın kıldığın namazlar, tuttuğun oruçlar, verdiğin zekat ve sadakalar seni gurura ve ‘ucba götürmesin.

Dünyadaki vazifelerini aksaksız yap ama ebedî kalınacak âhirete dönük ol. Sakın lüks, israf, gösteriş, beyinsizlik tuzaklarına düşme.

Kimseye yalakalık, yağcılık, meddahlık yapma. Bilmiyor musun, Resulullah “Meddahların suratlarına toprak saçınız” buyurmuştur. Yükselmek mi istiyorsun: Kendini hor gör…

Şu dünya hayatında sana mutlaka rehber lazımdır. Kur’ân’ı, Sünneti, Şeriatı, onları iyi bilen ve hayatlarına uygulayan rabbanî ulema, süleha ve fukahayı, kâmil mürşidleri rehber edin.

Sen rehbersiz, kılavuzsun, mürşidsiz, yol göstericisiz bu korkunç seyahatte Mevlaya giden yolu çok zor bulursun, belki de bulamazsın.

Ne diyeyim?.. Yolun açık olsun…1 Ekim 2012