Lânetli Soyguncular
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 26 Şubat 2019
Perşembe
Bazı okuyucularım ve dostlarım “İsim belirtmiyorsun… Belli başlı yüz önemli Sabataycı’nın listesini yayınla da öğrenelim… Atatürkçü, milliyetçi, Türkçü, İslâmî kesimde milyarlarca dolar götüren birtakım adamlardan bahsediyorsun, adlarını niçin yazmıyorsun?.. Ankara’da ve İstanbul’da bütün işlerden yüzde on komisyon alarak efsanevî servetler elde eden çeteler kimlerdir?..” gibi istek ve serzenişlerde bulunuyorlar. Onlara derim ki:
Uğur Mumcu’nun nasıl havaya uçurulduğunu biliyorsunuz. Türkiye’yi soyup soğana çeviren çetelerle, uyuşturucu ticaretiyle, silah işiyle, PKK bahanesiyle çevrilen kirli dolaplarla ilgili sağlam bilgiler ve belgeler bulmuş ve bunları neşretmeye hazırlanıyordu ilgililer onu yok ettiler.
Böyle muazzam paralar vuran adamlar hiçbir şeyden korkmaz ve çekinmezler. Bu ülkenin bir numaralı idarecisi cumhurbaşkanıdır. Çok şeyler biliyor ama şu anda o da bir şey yapamıyor. Uyarmaya kalktı ve bir sürü terbiyesizliğe ve küstahlığa mâruz kaldı.
lâfına muhatap oldu.
Türkiye’deki pislik öyle basit gangsterlik hadiselerinden ibaret değildir.
Büyük yolsuzluklar, büyük rüşvetler, büyük vurgunlar konusunda sesini fazla çıkartanı tavuk gibi boğazlayıverirler. Faili meçhul dosyalara bir tanesi daha eklenir…
Türkiye bu şekilde gidemez. Dehşetli pislik, korkunç gerginlik, tedirginlik vardır. Ülke, millet, devlet bu yükü daha fazla çekemez. İleride vuku bulacak gümbürtü için,
tâbirini kullanmayacağım.
Türkiye’nin sorumluları, beşerî iradeleri ile pisliği temizlemez, suçluları cezalandırmaz, haram servetlerine el koyamazlarsa devreye ilahî irade girecek ve büyük bir sille inecektir.
Bugün Türkiye’de büyük bir zulüm vardır. Bunca yolsuzluk, bunca rüşvet, bunca yamukluk, bunca haramilik zulüm değil de nedir? Milyonlarca vatandaşımız işsiz kalmış, perişan olmuştur. Böyle giderse ileride büyük kütleler yemeye ekmek bulamayacaktır. Sanayiimiz, ziraatimiz, hayvancılığımız, ticaretimiz çökmüştür, çökertilmiştir.
Sorumluların vicdanları sızlamasa bile, bunca saçı bitmemiş yetimin âhı yerde kalmaz.
Halk kan ağlıyor, esnaf dükkan kapatıyor, fabrikalar ve atölyeler kapılarına kilit asıyor ama mutlu ve putlu azınlık diskoteklerde, lüks restoranlarda, eğlence yerlerinde su gibi para harcıyor, gel keyfim gel kekâh sefih bir hayat sürüyor.
Peygamberimiz bir hadîs-i şerifinde
buyuruyor. Zulme uğrayan Müslüman da olsa, gayr-i müslim de olsa Allah-ü Teâlâ onun dua ve şikayetine icabet eder. Zâlimler korksunlar, titresinler.
Ne olduk diye böbürlenmesinler, ne olacağız diye düşünsünler. Allah’ın lâneti, gazabı, azabı onların üzerinedir. ABD’ye, İsviçre’ye kaçırdıkları paraları afiyetle yiyemeyeceklerdir. Batı ülkelerinde milyonlarca dolara aldıkları lüks villalarda mutlu yaşayamayacaklardır. Kazalar, onulmaz hastalıklar, felaketler, musibetler, belâlar, uğursuzluklar onların peşlerini bırakmayacaktır. Hem bu dünyada, hem de hesap ve ceza âlemi olan âhirette rezil ü rüsvay olacaklardır.
Eski çağlardaki haydutlar bugünkülerden çok insaflı imiş. Çakırcalı, Balçıklı Edhem,
gibi eşkiya bazen zenginden alır yoksula verirmiş. Merhum üstad
bu şakinin, evli bir kadınla ilişki kurduğu için,
yazar. Tetiğe basmadan önce de
demiştir.
Büyük hırsızları, vurguncuları devlet cezalandıramıyorsa,
İlahî sillenin ne zaman, nasıl, nereden geleceği belli olmaz. Aradan bazen yıllar geçer, dünyevî dosyalar kapanır, unutulur; ansızın ilahî yumruk tepelerine iniverir. Bu bazen korkunç bir kaza, bazen feci bir hastalık, bazen dehşetli bir uğursuzluk şeklinde tezahür eder.
nice mâsum vatandaşın, nice hoca ve şeyhin, nice zavallı suçsuz Müslümanın kanına giren cellat ruhlu, vicdansız, merhametsiz bir herif aradan yıllar geçtikten sonra ağır bir hastalığa tutulmuş,
Allah’ın, meleklerin, insanların lâneti zâlimler, rüşvetçiler, vurguncular üzerinedir.
Peygamber aleyhisselatü vesselam deveye binmiş bir kadının, hayvana lânet ettiğini duyunca
meâlinde uyarıda bulunmuştur.
Yer ve sema halkı hırsızlara, talancılara, soygunculara lanet ediyor. Bu lânet onları yiyip bitirecektir. Son krizden sonra gözü yaşlı binlerce kadın bileziklerini bozdurmak için kuyumculara gitti, lakin kuyumcular bunca kişinin talebine cevap veremedi.
İflah olmaz bir güruh şu güzelim memleketimizi ne hale getirdi. Kudurmuş gibi çaldılar, soydular, hortumladılar. Bir milyon dolar vuran, “Bu bana yeter” demedi. Bir milyar dolar vuran bile durmadı. Paranın tadını almışlardı. Çılgın, gibi, deli gibi, domuz gibi daha fazla, daha fazla, en fazla vurmak için yarışıyorlardı. Yaşları ilerlerse de durmuyorlardı.
Bunlardan birinin adını yazsam, beni mahkemeye verecek ve tazminat alacaktır. Çünkü elimde belge yok. Sadece tevâtür derecesine varmış rivayetlerle onları mahkûm etmek mümkün değil.
Milletin ağzını bıçak açmıyor. Bu halkı bu hale getirenler elbette büyük belâlara, büyük cezalara uğrayacaklardır.
Zâlimler, haydutlar, talancılar çılgın gibi. Onlara nasihat ve uyarı kurşunları işlemez. Vicdanları gergedan derisi gibi kalındır, kalpleri nasır tutmuştur.
09 Mart 2001