M. Kemal Paşa ne Demiş?
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 08 Aralık 2018
Aşağıdaki paragraf M. Kemal Paşa’nın beyanıdır. Millî Eğitim Bakanlığı’nın resmî sitesinde yer almaktadır:
Bunların lüzumuna, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır; rejimi ve devrimleri benimsemiştir. Bunları zayıf düşürecek
Hemen müdahale edecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla, nesi varsa onunla kendi eserini koruyacaktır…”
Burada ne deniliyor: Devrimci gençlik, memleketin polisi, jandarması, ordusu, adliyesi var demeyecek; Kemalizm’i ve devrimleri
koruyacaktır…
Cumhurbaşkanı’nın,
Memleketin polisi, jandarması, ordusu, adliyesi var demeden taşla, sopayla, silahla ideolojik rejim korunacaktır
Kemalistlerin kendi ideolojilerini korumak için davranmaları haktır da; Müslüman halkın canını, malını, ekmeğini, dükkânını, ülkesini, devletini korumaya hakkı yok mudur?
kendi gözlerindeki merteği görmüyor da ötekilerin gözündeki saman çöpüne kafayı takıyor…
Kurbanlık koyun gibi başını taşlarına, sopalarına, bıçaklarına uysalca uzatacak mı?
Sokakta, meydanda, Gezi Parkı’nın altında kanunsuz gösteriler yapılır, dükkânlar tahrip edilir, vitrin camları kırılır, tezgâhlar alaşağı edilirse; elbette esnafın kendini korumaya, göstericilere karşı meşru müdafaa yapmaya hakkı olur.
vatandaşların en tabiî hakkıdır.
Bu iktidar yanlış işler yapsa da… Seçimle gelmiş bir iktidar ancak seçimle gitmelidir. Bunun yolu da açıktır.
Bendeniz 27 Mayıs 1960’ta, 12 Mart 1971’de, 12 Eylül 1980’de seçimsiz, tepeden inme, zorba iktidar değişikliklerini yaşamış ve görmüş bir vatandaşım.
Evet devletin polisi, jandarması, adliyesi vardır. Bunların bir ideolojinin, egemen azınlıkların, sektlerin, cemaatlerin, gizli güçlerin, Kriptoların, Sabataycıların kontrolünde değil; halkın, vatanın, devletin hizmetinde olmalıdır.
Polisi, jandarmayı, adliyeyi ele geçirmek isteyenlere fırsat ve imkân verilmemelidir.
*En büyük dert dertsizliktir. Ölüm dışında her derdin çaresi ve devası vardır ama dertsizliğin yoktur.
*Çile çekmeden kemal=olgunluk olmaz. Çile ya tarikatlarda olduğu gibi kendi isteğiyle çekilir yahut kader ona çektirir.
*Lüks eviyle, lüks yazlığı, lüks otomobili, lüks giysileri, yediği lüks yemeklerle övünüp caka satanlar için kullanılacak en hafif sıfat beyinsizliktir.
*Eroin, kokain, bonzai mi daha tehlikelidir; cep telefonu, televizyon, siyaset dedikoduları mı? İkinciler, ikinciler…
*Yaşamak için ihtiyacı kadar yemek… İşte bilgelik… Tıkınmak için yaşamak… İşte hikmetsizlik…
*Kadınlarla erkekler her hususta eşitse, bu eşitliği kabul eden ülkelerin parlamentolarında niçin kadın ve erkek vekil sayısı eşit değil?.. Niçin ordularında kadın askerlerle erkek erkekler eşit sayıda değil?..
*O vefa konusunda köpeklerden aşağıda, onlar daha vefalı.
*Çeneni kapat, konuştukça saçmalıyor ve dökülüyorsun!..
*Medenî adam simit, kaşar peyniri, bir elma, yanında çay, büyük zevk ve haz almış… Medeniyetsiz bedevî herif en lüks ve pahalı yemekleri yerken onun kadar zevk alamamış.
*Bütün reklamlara inanan, geri zekâlı bir
gördüm.
*Hastaneye yürüyerek gitmiş, muayene olmuş, sedyeyle çıkarmışlar.
*Benim çocukluğumda annesini babasını öldüren katilleri
Artık idam cezası uygulanmıyor.
*Dedikodu ve magazin kültürü bağımlılığı, insanı insanlıktan çıkartır.
*Dünyevîleşen Müslüman belâsını bulur.
İstanbul’un trafiği düzelir mi? Bence düzelmez. Düzelir diyen ortaya çıksın ve düzeltsin bakalım.
İstanbul trafiğinin düzelmesi için tekliflerim, çare ve çözümlerim şunlardır:
1. Kökten tedbirler alınacak
Bu çok zor bir iştir.
2. Şehirdeki
3. Sabahları ve akşamları
4. Köprü ücretlerine büyük zam yapılacaktır.
5. Şehri terk etmek isteyenlere devlet yardım edecektir.
6. İşi Avrupa veya Asya yakasında olanların evleri de oralarda olacaktır.
7. Çocuklar, evlerine yakın okullarda okuyacaklar,
8. Ana yollara
ve bisiklet yaygın hale getirilecektir.
9. Otomobili fetiş haline getiren; statü, şan, şeref sayan geri ve aptal zihniyet ile mücadele edilecektir.
10. Saatli bomba haline gelen İstanbul
, bir gün gelecek, büyük bir patlama olacaktır. 08.12.2014