Cuma

 

İstanbul Yakacık’ta bir Mason locasında patlama olması, Masonluğu bir anda Türkiye’nin gündemine getirdi. Masonların en hoşlanmadığı şey, açığa çıkmaları, göze batmalarıdır. Bu uluslararası çok güçlü kuruluşun ana prensiplerinden biri gizliliktir. Masonluk sırlarla dolu bir teşekküldür. Türkiye’de bu konuda halk yığınları, hattâ okur-yazarlar, çokbilmiş geçinenler fazla bir malumata sahip değillerdir. Masonluğa muhalif olanlar vakitlerini ucuz bir edebiyatla geçirirler. Aslında ilk yapılması gereken şey, ilmî bir araştırma enstitüsü kurmak ve Masonluk hakkında sahih bilgilere ve belgelere dayanan ciddî tedkikler yapmaktır. Masonluk hakkında bilinmesi gereken gerçekler şunlardır:

(1) Türkiye Masonları, tek bir Mason teşkilâtı bünyesinde birleşmiş değillerdir. Ülkemizde, -benim bildiğime göre- birbirinden ayrı ve kopuk dört Mason teşkilâtı bulunmaktadır. Masonlar birbirlerini kardeş ilân ederler ama bu dört ayrı locanın üyeleri pek de kardeşçe geçinmezler. Hattâ, zaman zaman birbirlerini kıyasıya tenkid ettikleri de olur.

(2) Allah’a inanç konusunda Masonlar birbirine zıt iki gruba ayrılmışlardır: “Kainatın Yüce Mimarı”nı yani Allah’ı kabul eden teist Masonlar; bunların karşısında ateist ve agnostik Masonlar.

(3) Masonluk kendisini dinlerin üzerinde görür. Allah’a inanan Masonlar localarına Müslümanları, Hıristiyanları, Yahudileri kabul ederler, Mason olunca hepsi de “Kardeş” olur.

(4) Türkiye Masonlarının hepsi istisnasız su katılmadık Atatürkçü ve Kemalist geçinirler. Ancak 1935’te Mustafa Kemal Mason localarını kapattırmıştı. Daha sonra ikinci cumhurbaşkanı nâm-ı diğer Millî Şef İsmet İnönü zamanında Masonluk tekrar açıldı, yasallaştırıldı. Onlar kapalı bulundukları yıllar için “Masonluğun uyku devri” derler. Masonlar localarını kapattıran bir devlet büyüğünü nasıl candan sevebilirler? Bu da onların sırlarından biridir.

(5) Masonluk uluslararası gizli bir teşkilâttır. Onların kendi tabirleriyle evrenseldir. Tabiatıyla kökü dışarıdadır.

(6) Masonluk elitist-seçkinci bir teşkilâttır. Tahsilsizleri, işçileri, çiftçileri, fakirleri aralarına almazlar. Mason olabilmek için yüksek tabakaya mensub olmak gerekir. Bende 1930’lu yıllardan kalma “Muhibban-ı Hürriyet” locasına ait bir yazı var, biri tramvay deposunda memurluk yapan iki vatandaşımız Mason olmak için müracaat etmişler, müracaatı inceleyen raportör “Bunlar her ne kadar namuslu ve dürüst vatandaşlar ise de, içtimai seviyeleri Mason olmalarına yeterli değildir, binaenaleyh taleplerinin reddine…”
diye şerh vermiştir.

(7) Masonlar birbirlerini son derece tutarlar, korurlar. Onlar makamları, mevkileri, memuriyetleri, kürsüleri kendi üyelerine kardeşlerine verirler. Bu konuda Mason olmayan bir aday, Mason olandan daha ehliyetli olsa yine işe alınmaz. Masonluk ehliyetten önce gelir.

(8) Masonlar ülke rantlarını kendi aralarında paylaşırlar. Geçim sıkıntısı çeken tek bir Mason gösteremezsiniz, refahları yerindedir.

(9) Türkiye Masonlarının İslâm dinine karşı tutumları: İngiltere’de, ABD’de, vaktiyle İmparatorluk Almanya’sında Masonlar dinle iyi geçinirler, en azından açıkça savaşmazlardı. Türkiye’de ise, Masonluk İslâm dinine, Kur’ân hükümlerine, Şeriata karşıdır. Üç yıldızlı kardeşlerin bir kısmı İslâm düşmanlığında hayli agresif hareket etmektedirler. Bu tutumlarıyla insan haklarına, medeniyete ters düştükleri tartışmasız bir gerçektir.

(10) Türkiye’nin son iki asırdaki bütün ihtilâl, inkılâp, büyük değişim hareketlerinde Masonların büyük rolü ve parmağı bulunmaktadır. Profesör Ahmet Yüksel Özemre, “Tapınak Şövalyeleri” başlıklı gerçekten çok değerli makalesinde, Osmanlı devletini Aşırı Bektaşilerle, Masonların yıktığını beyan etmektedir.

(11) Yakın tarihin bazı ünlü İslâmcıları da Mason olmuşlardır. Cemaleddin Afganî bunlardan biridir. Bu zatı Müslümanlara büyük önder, büyük rehber, peşinden gidilecek lider olarak tanıtan bazı ilâhiyatçılar, Masonlukla İslâmcılığı nasıl uyuşturabiliyorlar? Bu konuda samimi açıklama yapmaları gerekir.

(12) Masonlukla Yahudiliğin ilişkileri: Masonluk tarihinin, Mason dogmalarının, Mason mitolojisinin Yahudilikle çok yakın ilgisi bulunmaktadır. Hazret-i Süleyman mabedini inşaa eden Hiram Usta, Masonların büyük atasıdır. Bilhassa geleneksel Masonlukta, Yahudi Kabbalasının büyük yeri ve tesiri bulunmaktadır.

(13) Türkiye Masonluğunda bozulma var mıdır? Bu konuda kesin hüküm verecek derecede bilgiye ve uzmanlığa sahip değilim. Ancak kulağıma şöyle bir rivayet geldi: İki yaşlı Mason, yeni Mason nesillerinden acı acı şikayet etmişler, “Bunlar Masonluğun da içine ettiler” demişler.Türkiye’de genel bir kokuşma, bozulma, yozlaşma görülmektedir, Masonların da bundan hisse ve nasiplerini almadıkları düşünülemez.

(14) Masonlar güçlü bir lobi midirler? Gerçekten güçlüdürler. Ancak zaman zaman güçleri azalmakta veya çoğalmaktadır. Adnan Menderes’in başvekalet (başbakanlık) müsteşarı Masonların “Üstad-ı Azam”ıydı. Müsteşar ve Üstad-ı Azam olarak Menderes’in gölgesinde ülkeyi el altından bir imparator gibi idare etmiştir. Yassıada mahkemesinde kendisine çok az bir ceza verilmiştir.

(15) Masonlar üniversite, medya, yüksek bürokrasi, yüksek finans, adalet sahalarında kadrolaşmışlardır.

(16) Genelkurmay Başkanlığı geçenlerde bir açıklama yaparak ordu mensubu subayların, Mason locası gibi gizli derneklere, lobilere girmelerinin doğru olmadığını bildirmiştir.

(17) İslâmiyet’i kadın-erkek eşitliği konusunda tenkid eden bir kısım Masonlar, localara kadın üye alınmaması konusunda acaba ne gibi gerekçe gösterirler?

(18) SultanAbdülhamid’i deviren güçlerin başında Masonlar ve Sabataycılar gelmektedir.

(19) Ondokuzuncu asrın sonuyla, yirminci asrın başlarında Fransa’da Masonluğa karşı bir hareket başlamıştı, ancak Katolikler bu savaşı sonunda kaybettiler. Türkiye halkı ezici çoğunluk olarak Masonluğu ve Masonları sevmez.

(20) Siyaset, eğitim, üniversite, iktisat, medya, finans sahalarında büyük ağırlığı olan Masonlar, Türkiye’yi ilerlettiler mi, gerilettiler mi? Onların güdümünde ülkemiz Ortadoğu’nun bir Japonya’sı, en azından bir Güney Kore’si olabildi mi? Ülkemizin güçlü, ağırlıklı lobisini teşkil eden Masonlar, bize şimdiye kadar kaç Nobel kazandırdılar?.. gibi konuları tartışmak yasak ve tabu değildir. Masonlar ülke, halk, devlet için mi çalışıyor, yoksa kendileri için mi? Her konuda gürültülü, patırtılı açıkoturumlar tertipleyen büyük televizyonlarımız Masonluk konusunu niçin gündeme getirmiyor? Masonların icraatını niçin sorgulamıyor? Bugünkü Türkiye onların ve Sabataycıların eseridir. 13 Mart 2004