Mehdi
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 14 Şubat 2019
Perşembe
ABD’li bayan Jeane Dixon, bir milyarda bir çıkan önsezili, gelecekte olacak bazı şeyleri görebilen bir kimseymiş. Ruth Montgomery adlı yazar bundan otuz beş-kırk yıl kadar önce bu kadınla ilgili bir kitap yazmış, ünlü Reader’s Digest dergisi bu kitabın özetini yayınlamış; adı geçen derginin Fransızca nüshası Selection’un Ağustos 1965 tarihli sayısında bu özeti okudum. Jeane Dixon başkan Kennedy’nin öldürüleceğini önceden keşf etmiş, haber vermiş, lâf dinletememiş. Rusların uzaya ilk Sputnik’i atacaklarını da önceden bilmiş. Çin’in komünistlerin idaresine geçeceğini de haber vermiş. Dixon birkaç kehanetinde yanılmış, onlar yüzde üç beş nisbetindeymiş.
Jeane Dixon’un geleceğe ait keşiflerini, kehanetlerini okurken Ortadoğuyu ve İslâm dünyasını ilgilendiren bir husus dikkatimi çekti. “Ortadoğu’da 5 Şubat 1962’de doğacak bir çocuk, ileride dünyanın çehresini değiştirecek, çeşitli dinî fırkaları ve inançları birleştirecek, tesir ve nüfuzu 1999’a kadar artacak, en sonunda yeryüzünde bütün iyi niyetli insanlar için barış günleri gelecek. ..” diyordu. Dixon âhir zamanda patlayacak büyük savaş ve kıyımın (Holocoste) tarihi olarak 1980’li yılları gösteriyor ki, o hususta yanılmıştır.
Amerikalı kâhinenin 5 Ağustos 1962’de doğacağı ve yeryüzünde büyük bir barış kuracağını söylediği kimse Müslümanların âhir zamanda bekledikleri Mehdi midir?
Mehdi hakkında Resûlullah efendimizden bize ulaşmış hadîs-i şerifler bulunmaktadır. Bunları İbn Hacer el-Mekkî el-Heytemî “El-Kavlü’l-Muhtasar fî Alâmâti’l-Mehdiyyi’l-Muntazar” adlı kitabıyla, Celâlüddin Süyût’î’nin tasnif etmiş olduğu konu ile ilgili hadîsleri bir araya getirmiş olan Ali Bin Hüsamüddin el-Muttakî’nin “Kitabü’l-Bürhan fî Alâmati’l-Mehdi” adlı eserinde okumak mümkündür.
Beklenen Mehdi ile ilgili hadîslerde bazı rümuzlu, gizlenmiş hususlar bulunmaktadır. Birtakım safdiller açık isim, adres, tarih isterler ve ararlar. İleride olacak şeyler mugayyebattandır. Resûlullah efendimiz ve kendilerine bilgi verilen İslâm uluları bu gibi konularda çok açık ve kesin konuşmamışlardır.
Mehdi hakkında hadîslerden öğrendiğimiz bazı bilgiler şunlardır:
1. Kıyamet’ten önce Mehdi muhakkak gelecektir.
2. Mehdi hakimiyeti ele aldıktan sonra yeryüzü adaletle dolacaktır.
3. Mehdi, Ehl-i Beyt’ten (Peygamber sülalesinden) olacaktır; babasının ismi Abdullah, kendi ismi Muhammed veya Ahmed (İkisi de Resulullah efendimizin isimlerindendir) olacaktır.
4. Mehdi’nin ahlâkı Resulullah efendimizin ahlâkı gibi yüksek bir ahlâk olacaktır.
5. Mehdi Şeriatı, Sünneti ihya ve tecdid edecektir.
6. Kemer burunlu, açık alınlı, ince kaşlı, nurlu-parlak yüzlü, gözlerinin siyahı büyük olacaktır.
7. Mehdi zamanında Suriye’de (Şam), Irak’ta, Mekke ve Medine’de, Kudüs’te büyük hadiseler, savaşlar olacaktır.
8. Mehdi’nin gözleri sürmeli, sakalı sık olacak, yüzünde bir ben bulunacaktır.
Mehdi’nin zuhuruna tekaddüm eden zamanda yeryüzünde, bilhassa İslâm dünyasında büyük fitneler, fesatlar, kıtaller çıkacaktır; Ortadoğu hercümerc olacaktır.
Hadîslerde bu fitne zamanında Fırat nehrinin altındaki bir hazineden bahsediliyor. Halk bu hazineye üşüşecek ve bunların büyük kısmı öldürülecektir buyuruluyor. Peygamberimiz (Ebû Dâvud’un tahric ettiği bir hadiste) Müslümanlara Fırat’ın altından çıkacak hazine hususunda şu uyarıyı yapıyor: “Siz ona yetiştiğinizde yaklaşmayınız!”
Mehdi’nin zuhurundan önce güneş ve ay tutulmaları olacak, kuyruklu yıldız görülecek, birtakım ateşler zuhur edecektir.
Mehdi zamanında önemli ve büyük hadiseler bir tesbihin tanelerinin peşpeşe gelmeleri gibi gelecektir.
Hadîslerde Süfyanî ordusundan ve bu ordunun Medine’yi harap ettikten sonra Beyda denilen bir yerde hâk ile yeksan olacağından bahsediliyor. Süfyanî ordusu hangi ordudur? Her şeyin en doğrusunu Yüce Allah bilir.
Mehdi’den önceki zamanda İslâm dünyası içinde altmış kadar sahte nebi çıkacağı haber veriliyor. Zamanımızda birtakım sahte peygamberler türemiştir. Bunlar Hazret-i Muhammed aleyhissalatü vesselama iman etmiş gibi görünüyorlar ama sinsice O’nun getirmiş olduğu Şeriatı değiştirip bozmaya, Sünneti inkâr etmeye çalışıyorlar. “Peygamber bir postacı idi, öldükten sonra işi bitmiştir. Sünnet, İslâmî hükümlerin kaynağı değildir. Peygamberi bırakın, benim yaptığım Kur’ân yorumlarına tâbi olun, beni dinleyin, sizin inandığınız ilmihal Müslümanlığı bozuktur” gibi hezeyanlar sarfediyorlar.
Hadîs-i şerifte bildirilen fitne ve kıtal günleri gelip çatmıştır. Amerika, İngiltere dışındaki öteki devletlerin ve ülkelerin muhalefetine rağmen Irak’a saldırmaya hazırlanıyor. Bu savaşta nükleer, biyolojik, kimyevî silahların kullanılması ve büyük sayıda insanın ölmesi muhtemeldir. Zaten Irak’ta ambargo yüzünden şimdiye kadar bir milyon insan ölmüştür.
Mehdi’nin Kudüs’ü Yahudilerden alacağı haberini de hadîslerde öğreniyoruz. Ancak bu pek kolay olmayacaktır. Medine’de bile çatışmalar ve kitlevî ölümler olacağı da haber veriliyor.
Bundan önceki bazı yazılarımda haber vermiştim. Eyüp Sabri Paşa Kaside-i Bürde (Bânet Süad) şerhinde Mehdi’nin zuhuru hakkında en son muhtemel tarih olarak hicrî 1422’yi vermektedir.
Bir hadîste Mehdi zamanında çıkacak fitneler ve karışıklıklar esnasında azık toplanması nasihati yapılıyor. Azık iki türlüdür. Maddî azık. Onun yanında bir de mânevî azıklar vardır. Tashih-i itikad, beş vakit namazı dosdoğru kılmak, diğer ibadetleri eda etmek, bol bol sadaka vermek, dua etmek, günah ve azgınlıklardan vazgeçip İslah-ı hal eylemek, her hususta işlerini Allah’a tefviz etmek, elden geldiği kadar hafifü’l-haz (çoluk çocuk, mal mülk, dünya gaileleri hususunda hafif olmak).
Bakalım önümüzdeki günlerde, aylarda, yıllarda neler olacak? 14 Eylül 2002