Mehmet Geçen ve Kinoa
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 24 Kasım 2018
Mehmet Geçen isimli vatandaşımız doğalgaz tesisatı kursu için Almanyaya gitmiş, orada
denilen bitkiyi tanımış.
Ona bazı kimseler ezberden ve işkembeden
Onları dinlememiş, tohumluk elde etmiş,
(50 dönüm)
Bitki toprağı sevmiş, yetişmiş. Sonbaharda hasat yapılacakmış.
Ne güzel bir haber değil mi Mehmet Geçen’in vasıflı bir Türkiyeli olduğu anlaşılıyor.
Dikkatsiz ve meraksızların gözü kinoa minoa görmez. Kafasını çalıştırmış, acaba bu bitki bizde yetişir mi demiş.
Yetişmez diyenlere kulak asmamış. Tohum elde etmiş. Baskildeki tarlasına ekmiş. Başarılı olmuş.
müteşebbis (girişimci) bir vatandaşımız.
Maalesef o bir istisnadır. Yeterli miktarda Mehmet Geçen’lerimiz olsa, birkaç sene içinde ülkemizde yüzlerce çeşit yeni tahıl, sebze, meyve yetiştirilebilir.
Biz şu anda bırakın kinoayı,
Berbat, ahlâksız, kalitesiz bir tüketim ve israf toplumu haline geldik.
Ziraatin (tarımın) da
vardır.
Şu anda bizde yetiştirilmeyen, dünyanın başka yerlerinde ziraati yapılan binlerce çeşit bitki var. Bunların hangisi Anadolu’muzda ve Trakya’mızda yetişebilir
Dünyada olduğu gibi bizde de iklim değişikliği var. Yeni iklim şartlarına göre ne gibi tohumlar ekmeliyiz
Kocaeli yarım adasındaki tarım arazilerine bakınız, çoğu boş duruyor, ekim biçim yok. Şehirlilere villa arazisi olarak satacaklar, para kazanacaklar, yan gelip yatacaklar…
Akşam oldu mu köy kahveleri dopdolu.
Türkiyenin çehresi değişir.
Tarım sahasında İsrail, Almanya, Japonya, Çin, öteki akıllı ülkeler ve milletler gibi olmalıyız. Denizi, gölü olmayan yerlerde tarla balıkçılığı yapmalıyız.
Türkiyeyi dünyanın bir numaralı
yapmalıyız, uçaklarla dünyaya çiçek ihraç etmeliyiz.
Japonyadan bonsai üstadları getirip cüce ağaçlar yetiştirmeli, dünyaya satmalıyız.
Elimize para geçince
yapmamalıyız.
En çorak bölgelerimizde bile çöl veya tundra bitkileri yetiştirip vatanımızı yemyeşil yapmalıyız.
her ülkeye ilaç diye ihraç etmeliyiz.
On binlerce köyümüzde
kurmalıyız.
Bu anlattıklarımın olması için
Tek cümle ile
gerekir.
Okullarımızdaki yüz gençten sadece biri girişimci olsa, yeterli merak ve dikkate sahip olsa, Türkiyemiz kısa zamanda bambaşka bir Türkiye olur.
İşin başında iki temel şart vardır:
Bilgi, kültür, ilmî araştırma.
Ahlâk, fazilet, sebat, azim, vatanseverlik.
Bugün olduğu gibi
ülke sağlıklı şekilde kalkınmaz. Kalkınmaz da ne olur Bugünkü gibi olur.
Bugünkü, üretime ve ihracata yönelik olmayan kısır döngü yapı ve mesken dev endüstrisi ile Türkiye yükselmez, ileride batar. Prens Sabahaddin’in
tezini gündemimize almalıyız. 07.08.2016