ÇarşambaDünyanın huzuru her geçen gün biraz daha bozuluyor. İsrail’de olup bitenlere bakınız. Can güvenliği yok, sabahleyin evinden çıkan insanlar akşamleyin sağ olarak yuvalarına döneceklerine dair bir garantiye sahip değiller. Terör olayları, kamikazeler, ölüler, yaralılar, feryatlar, kan, gözyaşı… Niçin oluyor bunca facia? Araplar çok kötü de ondan mı? 1948’de Filistin’de bir Yahudi devleti kuruldu. Filistin boş bir ülke miydi? Orada yaşayan bir millet yok muydu? Onların topraklarını aldılar, kimini öldürdüler, kimini kaçırdılar ve başka bir halkı oralara yerleştirdiler. Dünyanın her yerinden Filistin’e Yahudi nüfus getirttiler. Doğru ve âdil bir şey miydi böyle bir devlet kurmak. Oralarda iki bin yıl önce Yahudiler yaşıyormuş… Böyle bir mantıkla bir halk topraklarından atılıp, yerine başka bir halk getirilirse, dünyanın birçok ülkesinin sahip değiştirmesi gerekir. Yunanlılar, “Anadolu (Onlar Küçük Asya diyor) toprakları eskiden, bizim atalarımız olan Bizanslıların elindeydi. Türkler gelip gasbettiler, o topraklar bizimdir, bir gün geri alacağız” diyorlar.

Bütün Yahudiler siyonist değildir. Siyonizm Yahudilik için faydalı ve hayırlı bir şey değildir. İşte aradan yarım asır geçti ve İsrail devleti büyük sıkıntılar içinde.

Filistin konusunda âdil ve kalıcı bir barış yapılabilir mi? Zor bir şey ama bu mümkündür. Yahudilerin içinde, Filistin’de bir Arap-Yahudi devleti kurulmasından yana olanlar var. Devletin adı Filistin olacak, biri Yahudi, biri Arap iki kısımdan meydana gelen bir federasyon olacak. Yahudilerin çoğunluğu böyle bir çözümü düşünmek bile istemiyor.

Dindar Ortodoks Yahudiler içinde iki zıt görüş mevcut. Bir kısmı Nil’den Fırat’a kadar büyük bir İsrail hayalini besliyor bir kısmı ise, Yahudi devleti, beklenen Mesih (Mesih-i Mevud) zuhur etmeden önce kurulduğu için yanlış yapıldı diyerek İsrail’in aleyhinde bulunuyor.

Filistin meselesi nereye doğru gidiyor? Yahudilikte, Hıristiyanlıkta, Müslümanlıkta âhir zamanda yapılacak çok kanlı bir savaştan bahsediliyor. Batı terminolojisinde buna Armageddon savaşı adı verilirken, Müslümanlar Melhame-i Kübra diyor. Bence Ortadoğu ve dünya her geçen gün biraz daha böyle bir savaşa doğru ilerlemektedir.

Âhir zamanla ilgili bazı hadîslerde Yahudilerin Medine yakınlarına kadar ilerleyeceğinden bahsediliyor. İsrail’de nükleer silahlar var.Zora gelince kullanacaklardır.

Terör iyi bir şey değil. İnsanların, vücutlarına patlayıcı madde sararak bunu patlatmaları korkunç bir fedakârlıktır. Onlar bunu keyiflerinden yapmıyor. Ümitsizlikten, çılgınlıktan yapıyorlar. Başka çareleri kalmamıştır. Vatanları ellerinden gitmiş, toprakları alınmış, can güvenlikleri yok, zulüm son haddine varmış, çare ve çözüm yolları kapanmış. Böyle yaşamaktansa kamikaze olurum daha iyi diyor.

Amerika İsrail’i kayıtsız şartsız destekliyor, koruyor ve Arap dünyasını, İslâm dünyasını hiçe sayıyor. Dünya jandarmalığına soyunan bir süper gücün bu siyaseti doğru mudur? İşin başı adalettir. Yahudilerle Filistinliler arasında büyük bir ihtilaf var. Bu ihtilaf ancak adaletle çözülür, sona erdirilir. Adaletli olmayan bütün çözümler ve barışlar boştur.

Ben antisemit değilim. Yahudilerin içinde çok akıllı, insaflı, uzak görüşlü, sâlim düşünceli kimseler var. Keşke onların uyarılarına kulak verilse.

11 Eylül hadiselerinden sonra Amerika bütün İslâm dünyasını dizginlemek için planlar programlar yapmaya, çare ve çözümler araştırmaya başladı. Tahmin edebildiklerim ve görebildiklerim şunlar:

1. Bütün İslâm ülkelerinde din eğitimi ya kaldırılacak, yahut sulandırılacak, yeni nesillerin dindar Müslüman olarak yetiştirilmelerinin önüne geçilecektir.

2. Birçok İslâm ülkesinde Müslümanlaşmış crypto Yahudiler vardır. Siyasî iktidarın köşe ve köprü başları onlara verilecektir.

3. Kendisi Yahudi kökenli olmayan büyük adamların karılarının Yahudi veya dönme olması sağlanacaktır.

4. İlahî ve gerçek İslâm’ın yerini almak üzere, reforme edilmiş, fıkıh ve Şeriat hükümlerinden arındırılmış, sulandırılmış yeni bir İslâm çıkartılacaktır. Bu iş için vicdanları ve dimağları satılık birtakım ilahiyatçılar kullanılacaktır.

5. Müslümanların arasına sürüyle casus, ajan, provokatör, reformcu sokularak Ümmet-i Muhammed bin parçaya ayrılacak; parçala, böl, hükmet prensibi uygulanacaktır.

6. İslâm ülkelerinin başına fantoş, kukla rejimler ve iktidarlar geçirilecektir.

İslâm dinini, Müslümanları, Müslüman dünyasını ehlileştirme hareketlerinde Amerikalıların en büyük yardımcıları birtakım Yahudilerdir. Ancak, Amerika’nın büyük düşünürlerinden Samuel Huntington, “Medeniyetlerin Çatışması” adlı kitabında, Batı medeniyeti ile İslâm medeniyeti arasında çıkacak topyekûn savaşın galibinin Müslümanlar olacağı hususunda bir kehanette bulunmaktadır.

İslâm ve Kur’an Allah’ın himayesindedir. Hiçbir beşerî irade ve güç İslâm’ı ve Kur’an’ı ortadan kaldırmaya, tahrif etmeye muvaffak olamaz.

Bazı Amerikan gazeteleri, Afganistan’da Taliban’a karşı kazanılan ilk zaferlerden sonra yaygaraya başlamışlar, “Hani İslâm yenilmezdi, hani Amerika yenilecekti…” diyerek acele hükümler vermişlerdir. Savaş yeni başlamıştır ve uzun sürecektir. Bizzat Başkan Bush da böyle söylemedi mi? Olanlara bakarak hüküm verilmez, olacakları da düşünmek, tasavvur etmek gerekir. İkinci Dünya Savaşı’nın ilk yıllarında Hitler Almanyası büyük zaferler kazanmıştı ama sonunda mağlup oldu. İslâm dünyası büyük bir coğrafya üzerine yayılmış bir buçuk milyar insandan meydana gelmektedir. Afganistan’da Taliban’ın Amerika’yla konvansiyonel bir savaş yapması mümkün değildir. Tutunabilirse sarp dağlarda, yüksek yaylalarda gerilla savaşı yapacaktır. Hem İslâm dünyası sadece Afganistan’dan ibaret değildir. Amerika orada Kuzey İttifakı güçlerini kullanıyor. Kuzey İttifakı bir birlik değildir. Rusları kovduktan sonra kendi aralarında uzun yıllar savaşmışlar, kendi halklarını öldürmüş, kendi ülkelerini harap etmişlerdir. İttifak liderleri içinde nice kişi uyuşturucu ticaretinden milyonlarca dolar kazanmıştır.

Dünya, mecazî mânada büyük bir kışa yaklaşıyor. Büyük fırtınalar, kasırgalar, tayfunlar kopacaktır. Savaşlar, kan, ateş, sıkıntılar, kıtlık, zulüm, zulüm, zulüm.. Gafiller ektiklerini biçiyor. Maalesef İslâm dünyasında da çok kötülükler, dinsizlikler, sapıklıklar, azgınlıklar, isyanlar, tuğyanlar görüldü. Çeşitli beyinsizlikler, din sömürücülükleri Âlem-i İslâm’ı kasıp kavurdu. Para putlaştırıldı. Cahil ve gafiller bu fâni ve yalan dünyayı kendileri için sahte bir cennet yapmak istediler. Kur’an’ın, Sünnet’in, Şeriat’ın kurtarıcı prensipleri unutuldu. Müslümanlar yaptıklarının cezasını çekmeye hazır olsunlar. Keşke topluca dine dönsek, Kitabullah’a ve Sünnet’e sarılsak, kendimizi islah etsek de felaketlerden kurtulsak. 06 Aralık 2001