Meselenin İçyüzü
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 05 Ocak 2019
Pazartesi
PKK terörünün iç yüzünü anlamak isteyenlerin aşağıda madde madde yazacağım hususlara dikkat etmeleri gerekir. Meselenin künhü yüzde yüz anlaşılmasa bile, bunları okuyanlar “hımmm…” diyecekler.
(1) 1984’e kadar Ermeni ASALA terör hareketi vardı. Sonra ASALA’nın faaliyetleri bıçakla kesilmişçesine sona erdirildi ve yerine PKK hareketi çıkartıldı.
(2) PKK hareketinin beynini birtakım Ermeniler teşkil etmektedir. “Efendim, adamın ismi Kürt ismi, dini
Müslümanlıktır. Nasıl olur?..” demeyiniz. Ülkemizde çok sayıda
bulunmaktadır.
(3) Kürt milliyetçiliği ve PKK hareketinin İsraille, Siyonizmle, Yahudilerle çok yakın ve direkt alâkası vardır. İsrail 50 yılı aşan bir zamandan beri bu meseleyi kurcalamakta, kaynatıp pişirmektedir. Zahirde Kürt ve Müslüman görünen niceleri Yahudi asıllıdır. Bu konuda Amerika’da bazı ilmi araştırmalar yayınlanmış bulunuyor.
(4) Bundan on, onbeş sene kadar önce bir ara Ağrı Dağı civarında Türkiye ordusuyla PKK militanları arasında dehşetli bir çatışma çıkmıştı. Bu çatışmanın en ateşli, en civcivli, en kızgın zamanında
ı
(5) Ermeni kilisesinin çok ileri gelen bir şahsiyeti bir Fransız medya organına beyanat vermiş ve Türkiye’de şu anda Ermeni kökenli iki milyon kişinin bulunduğunu iddia etmiştir.
(6) 1915’ten sonraki yıllarda ve İstiklâl savaşı esnasında Doğuda korkunç kıyımlar olmuş, Ermenilerden ve Türklerden hayli nüfus kırılmıştır. Bir ara Amerikan misyonerleri gelmişler, sünnetsiz Ermeni yetimlerini toplayıp götürmüşlerdir.
ş
(7) 1984’ten bu yana devam eden PKK terörünün tozu dumanı içinde “birileri” şu ana kadar yüz milyarlarca dolarlık rantlar elde etmişlerdir.
(8) Bu rantlardan birincisi uyuşturucu ticaretidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin hazırlattığı araştırma raporlarında uyuşturucuların bazen helikopterlerle taşındığı yazılıdır.
(9) Yine terörün toz dumanı içinde akıllara durgunluk verecek miktarda silah ve cephane kaçakçılığı ve ticareti yapılmıştır.
(10) Gazeteci Avni Özgürel Radikal Gazetesi’nde yayınlanan bir röportajda, (röportajı yapan: Neşe Düzel) bir ara PKK’nın Türk ordusuna karşı kullandığı mermilerin
ı
söylemiştir.
(11) Birileri bu PKK savaşından o kadar yararlanmakta, zenginleşmekte, efsanevi servetler elde etmektedirler ki, bu savaşın bitmesine asla rıza göstermemektedir. Nitekim, Abdullah Öcalan, Avni Özgürel’e,
şeklinde konuşmuştur. (Yukarıda bahsettiğim röportajdan…)
(12) PKK hareketinin en büyük zararı Kürtleredir. Zaman bunu gösterecektir.
(13) Başta Ortadoğu olmak üzere İslâm dünyasındaki kavmiyetçilik hareketlerini Müslümanlar çıkartmamışlar; birtakım Siyonistler, Misyonerler, sömürgeciler, emperyalistler çıkartmıştır. Meşhur Türk milliyetçisi Tekin Alp’i düşünelim.
Bizim meşhur Ziya Gökalp de başlangıçta Kürtçüydü, hatta Kürt grameri veya lügatı konulu bir kitap yayınlamıştı. Sonra Türkçülüğe dönmüştür.
(14) Diyarbakır’da on vatandaşımızın ve kardeşimizin ölümüne sebep olan bombayı TİT
adlı bir teşkilatın hazırladığı iddia ediliyor.
Aklı başında hiçbir Kürt vatandaşımızın bu gibi düzmece haberlere itimat etmemesi gerekir.
(15) Amerika ve İsrail, Ortadoğu’da iki büyük Müslüman ülkeyi savaştırmak istiyorlar. Böylece bunları parçalayacaklar, milyonlarca Müslüman ölecek, iki ülke harap olacak, iki devlet çökecek, İslâm düşmanları da bayram yapacaklar. Benim burada söz ettiğim senaryoyu hayali ve paranoyak bulanlara, “sekiz sene süren İran-Irak savaşını kimler çıkarttı?..” derim. İran ve Irak’ı Amerika ve İsrail kışkırtmışlar, korkunç facialara, kıyımlara, yıkımlara sebebiyet vermişlerdir.
(16) Türkler ve Kürtler (Türkleşmiş ve Kürtleşmiş vatandaşlar) kardeştir. Aynı ülkeyi, aynı vatanı paylaşıyorlar, nimetlerinden yararlanıyorlar. Mutlaka barış ve uzlaşma içinde yaşamaları gerekir. Yakın tarihimizde bu ülkede sadece Kürtlere değil, Müslüman Türklere de çok zulüm ve baskı yapılmıştır. Devletimizi, bu zulüm ve baskılardan tenzih ederim. Kabahat ve suç devlette değil, siyasi iktidarlarda, resmî ideolojilerde, sistem ve düzendedir.
Kürtler ve Türkler, bu coğrafya üzerinde o kadar içiçedir ki, birbirlerinden ayrılmaları mümkün ve muhtemel değildir. Şu satırları yazdığım sırada İstanbul’un Eminönü ve Fatih ilçelerinde Kürt nüfus çoğunluktadır.
şı
19 Eylül 2006