Milli Diktatör İsmet Paşa
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 19 Aralık 2018
ondan öncesi karanlıklar devridir.
yakın tarihimizdeki millî ve kendilerince
göklere çıkartırlar.
Yakın tarihimizin büyük zalimlerinden biri,
‘dır.
45’le 50 arasında
Bu zat,
1946 seçimlerinde hile, baskı, ikrah (korkutma) ile seçimleri CHP kazanmış, 1950’ye kadar bu şaibeli seçimin galibi olarak iktidarda kalmıştır.
Milli Şef İsmet Paşa neler yapmıştır?
1. Türk Ceza Kanununa
Müslümanların inanç, düşünce, görüş hürriyetlerine zincir vurmuştur.
2. Ülke sathında
, kimisini satmış, kimisini kiraya vermiş, kimisini yıktırmıştır.
3. İman-İslâm ve Kur’ân hizmetkârı
4.
onu İstanbul’dan Ankara’ya sürmüştür.
5.
6. Millî Şef İsmet Paşa hazretleri zamanında
Gerçek ezanın yerini tutmayan ve
diye başlayan
okumak zorundaydılar.
7. İsmet Paşa’nın
matbuat (gazeteler, dergiler) dinden bahsedemezler,
. Bu konuda, basın yayın genel müdürü yardımcısı
vardır.
8. İsmet Paşa zamanında,
9. Açıp gazete koleksiyonlarına bakın, bir tarihte Ticânî tarikatına mensup iki Müslüman Büyük Millet Meclisi dinleyici locasında Arapça ezan okudukları için yakalanmışlar ve kendilerine işkence edilmişti.
10.
11. İsmet Paşa’nın başbakanlarından biri “Bana otuz sene mühlet verin, dinin kökünü kazıyıp ortadan kaldırayım” meâlinde bir laf etmişti.
12. Bir başka İsmetî başbakan, “Komünizmi dizginlemek için dinden yararlanalım” diyenlere, “Ben kızıl zehri önlemek için yeşil zehri panzehir olarak kullanmam” cevabını vermiştir.
Diktatör İsmet Paşa zamanında
Batı Karadeniz bölgesinde
yaygındı…
İkinci Dünya Savaşı yıllarında İstanbul’da sıkıyönetim vardı…
1944’te, Milliyetçi ve Türkçülerin ileri gelenleri tutuklanmış
Halkın bir kısmının
Çarık alacak imkânı olmayan da yalınayak geziyordu.
Şimdi kalkmışlar
Yalanlarından biri de şudur:
Mustafa Kemal Paşa ile İsmet Paşa sıkı fıkı can ciğer dost ve arkadaşmış. Yalan, yalan, yalan…
“Ben rakı sofrasından emir almam!” diye rest çekmiş ve
harekete geçmişti.
O tarihlerde bir gece,
başlıklı bir haber konulduğunu bendenize
söylemişti.
ama Müslüman Türkiyeliler onların bu sevgilerini ve görüşlerini asla paylaşmazlar. Kuzguna yavrusu şahin görünürmüş…
büyük miktarda serveti/parası olduğu söyleniyor.
.
Bugünkü İslâm dünyasında, İslam’a uymayan çok yolsuzluk yapılıyor. Yüce dinimiz kenzi yani para istiflemeyi, yığmayı yasak ve haram kılmıştır. Para geçinmek, ticaret yapmak, üretmek, hizmetleri yürütmek, istihdam etmek, halka iş ve aş sağlamak için bir vasıtadır.
Para amaç değildir. Para ana değer değildir. Parayı kenz etmek yani yığmak, istiflemek ve çalıştırmamak günahtır. İki türlü kenz yapılabilir:
(1) Helal para kenz yapılır. Bu büyük günahtır.
(2) Haram ve kirli para kenz yapılabilir. Bu, birincisine nispetle bin misli günahtır.
Müslüman büyük tacirlerin, Müslüman sanayicilerin, Müslüman iş adamlarının elbette büyük paraları olacaktır ama
. Bu sermaye ile insanlar çalıştırılacak, onlara iş ve aş temin edilecek, ülke ve toplum kalkındırılacaktır. Bu para ile çeşitli hizmetler yapılacaktır. Para bu işlerde kullanılmaz da
konulursa kenz yapılmış olur.
Bundan on beş yıl kadar önce muhterem bir şeyh efendinin aracılığı ile
Bendeniz “Bu para güvendiğimiz dostlarımızdan filancanın nezdinde emanet olarak dursun” demiştim. Şeyh efendi “Böyle bir şey kenz olur” diyerek reddetmişti. Çok şükür, o para alınmamış ve biz de kenz günahından kurtulmuştuk.
Müslümanların çoğu
, belki nicesi hayatları boyunca kenz kelimesini bir kere bile işitmemişlerdir. Ümmet-i Muhammed
(Sallallahu aleyhi ve sellem)
para, riba, kenz konularında aydınlatılmalıdır.
Bugün ülkemizdeki Müslümanların büyük çoğunluğunun dini İslam’dır ama paraya kapitalist gözlüğüyle bakmaktadırlar. Allah’ın bize en güzel örnek ve model olarak göndermiş olduğu Resulullah efendimiz parayı sevmezler, nezdinde para tutmazlardı. Şu hadis-i şerifini hepimiz ezberlemeliyiz: “Uhud dağı kadar altınım olsa, borç ödemek için alıkoyacağım birkaç dinar dışında, bu paranın bir gece bile nezdimde kalmasından hoşlanmam, hepsini tasadduk ederim
(Allah rızası için sadaka olarak dağıtırım).“
Hayırlı ve helal işlerde kullanılan parada, sermayede hayır vardır. Hapsedilen, istiflenen,
Bir Müslüman, öldüğünde cenaze masraflarına harcanmak için beş on bin lirayı bir yere koymuş. Bu kenz sayılır mı, bilemem.
Adı “MÜSLÜMANIN PARA TALİMATNAMESİ” olacak bir talimatname çıkartılmalı, bunda para konusunda Kur’ân’ın, Sünnetin, Şeriatın, fıkhın, tasavvufun ve İslâm ahlâkının temel kuralları, emirleri, yasakları, öğütleri maddeler halinde Ümmet-i Muhammed’e bildirilmelidir. İslam’da parayı israf etmek büyük günahlardan ve haramlardandır. Bazı şımarık zenginler “Biz helalinden kazandık, zekatımızı veriyoruz
(sahiden veriyorlarsa yahut verdikleri zekat sayılıyorsa),
canımızın istediğini yaparız” mealinde konuşuyorlar.
Onlardaki para (helal olsa bile) emanettir. Bu parayı Allahın rızasına, Peygamberin öğüdüne ve Sünnetine, Şeriata ve ahlâka uygun şekilde kullanmak, çalıştırmak, harcamak zorundadır. Dinimiz israfı kesin şekilde, farz-ı ayn olarak haram kılmıştır. Kur’an israf edenler için “Onlar şeytanın kardeşleridir” buyuruyor.
Adamın parası var,
Haram haram harammm!.. Çünkü israf ediyor,
Ne yapmalı?..
50 bin liralık güzel bir oto almalı,
Çağımızda Müslümanların para ile olan muameleleri feci ve dehşet verici şekilde kötüdür. Genelde para imtihanını kaybetmiş durumdayız. Hele şu Mübarek’lerin 35 milyar dolarlık servetleri… 8 Şubat 2011