“Mini”ye de razıyız
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 14 Şubat 2019
Salı
Geçtiğimiz günlerde Saadet Lideri Sayın Kutan’ın FP’nin kapatılmasıyla ilgili hukuksuzlukları birbir sayması üzerine “bir ipliğini çeksen kırk yama dökülüyor” demiştik ya; tıpkı onun gibi, ülkemizin hangi meselesini gündeme alıp, bir ipliğini çeksen kırk yama dökülüyor.
Haberlere bakılırsa iktidarı oluşturan üç kafadar adına “mini demokrasi paketi” dedikleri şeyi millete yutturmaya çalışıyorlar. Keşke demokrasi olsa da mini olsa, buna da razıyız. Diyorlarki “Avrupa standartlarında bir ülkede yaşıyor olmak için bazı mevzuatımızı yeniden düzenlemeliyiz.” Anayasa değişiklikleri bunun için yapılıyor. Yasaların değişen Anayasa’ya uyumlu hale getirilmesi için yapılan çalışmalar da bunun için yapılıyor Görünürde sebep bu. Ama bu, gerçek sebep olmadığı için işin içinde samimiyet yok. Samimiyet olmayınca da işte böyle, yaptıkları her şey gerçek niyetlerini açığa çıkarıyor.
Eskiden bir 163 vardı. Bu madde bir giyotin gibi işletilip gık diyenin gırtlağı kesiliyordu. “Medeni bir dünyada bu, ülkemiz için bir ayıptır” denilerek o madde lağvedildi. Gariptir ki, “büyük tehdit” diye bize yutturulup, 163’üncü maddenin zulmüne uğramış yüzlerce insanın, bu maddenin kaldırılmasından sonra yıllardır aramızda yaşamalarına şahit olduk; ama hiçbir tehditlerini görmedik.
“Bu millet huzur, saadet yüzü görmesin de ne olursa olsun” diyen zihniyet, “163 gidince rahat edeceklerini sananlar aldanıyor. Biz de 312’inci maddeyi işletiriz” dedi. Son on yılımız da bu maddenin işletilmesiyle yolaçılan tahribatlarla göçüp gitti.
İki kutuplu bir dünyada yaşadığımız büyük çaplı savaş dönemleri çok gerilerde kaldı. Teknolojik devrim o savaşların en büyük eseri olan soğuk savaş dönemini de bitirdi. Son on yıldır bütün ülkeler refah ve huzur toplumunu inşa etmek için gayret gösteriyorlar.
Türkiye ise hâlâ kendisini gerçek bir demir perdenin içinde tutmayı inatla sürdürüyor. Dışımızdaki dünyanın bizi müreffeh bir ülke görmek istemeyişinin çok haklı nedenleri olabilir. Kaynakları hızla tükenen dünyada en verimli bölgenin lokomotif ülkesi olmamız onları rahatsız edebilir. Bu nedenle bize “Demokrasiyi kamil manada işletin” diyorlar ama bunun olması için gereken desteği asla vermiyorlar. Sadece verir gözüküyorlar. Türkiye’yi yönettiğini zannedenler de samimiyetlerinden değil, bu baskılardan bunalıp demokratik adım atmaya çalışıyorlar. O zaman işte böyle oluyor. “Biz 312. maddeyi ıslah edeceğiz” diye yola çıkıyorlar. Mevcut haliyle bir toplumu, bir kitleyi tahrik etmeyi suç sayan yasayı, “iki kişiyi tahrik etme olasalığı olursa..” suç sayacak hale getiriyorlar. İşte “mini demokrasi paketi” dedikleri bu! Bunun neresi demokrasiyse? 24 Ocak 2002