Yakın zamanda (K.Ç.) mitingi olmuştu,

hani bir milyon kişi toplanmıştı ya

. İşte o mitingde

Türkiye büyük tehlike atlatmış.

Nutuklar okunurken

denizden havan topu mermisi atılmak istenmiş,

istihbarat ve kolluk kuvvetleri büyük bir faciayı engellemişler.

Bu teşebbüsün ardında büyük bir devletin olduğu iddia ediliyormuş…

Türkiye içi ateş dolu bir uçurumun kenarındadır.

İslam dünyası ve bilhassa Ortadoğu konusunda şeytanî planlar hayata geçirilmiştir.

Afganistan… Irak… Suriye… Mısır… Tunus… Mali… Nijerya… Liste uzundur.

Derin güçler Türkiye’de de istikrarsızlık çıkartmak ve ülkeyi parçalamak istiyor.

Türkiye’de çoğunluğu oluşturan

Sünnî Müslümanlar durumun vahametini biliyorlar mı?

Maalesef bilmiyorlar. Bilselerdi, bir şey yapamasalar bile endişelenirler, heyecanlanırlar, huzurları kaçar, çırpınırlardı.

Müslümanların uyanmasını, aydınlanmasını

, toparlanmasını istemeyenler

sadece küfür ve nifak ehli midir?

Hayır…

Bir takım baronlar ve gruplar uyanış ve birleşme istemiyor.

Müslümanlar uyanır ve birleşirse

milyarlarca dolarlık bir sektör küçülecektir. Hiçbir baron buna razı olmaz.

Bendeniz bu satırları yazarken bugünkü tefrika, bölünmüşlük, kargaşa ortamında yapılan hizmetleri kesinlikle göz ardı ve inkâr etmiyorum. Böyle bir inkâr nankörlük olur.

Lakin hiçbir cemaatin veya tarikatın, biz hizmet ediyoruz diyerek birleşmekten uzak durmasını da kabul edemem.

Müslüman dernekler, vakıflar, cemaatler, tarikatlar ve parçalar, çok gevşek de olsa

bir İslam Konfederasyonu veya Federasyonu çatısı altında toplanabilir.

İşte buna kimse yanaşmıyor. Bütün Müslüman gazeteler dergiler, hizmet erbabı bugünkü bölünmüşlüğün ve tefrikanın giderilmesi, tek bir ümmet çatısı altında toplanılması konusunu ana gündeme almalıdır.

Türkiye Müslümanları birleşip

tek bir ümmet oluşturmazlarsa

Mısır Müslümanlarının yürekler parçalayıcı feci akıbetine duçar olabilir. Bu uyarı yapılmış, bu satırlar yazılmış olsun diye yazmış bulunuyorum… •

(İkinci yazı) Sünnetsiz İslam Olmaz

*BİZE Kur’an yeter, Sünnete fıkha hak mezhebe lüzum yoktur diyenler haklı mıdır?

Cevap:

Anayasa yeter, kanunlara tüzüklere, Medenî Kanuna, Ceza Kanununa, Ticaret Kanununa, nizamlara lüzum yoktur diyenler ne kadar haklı ise onlar da o kadar haklıdır.

*Fıkıh ve hak mezhepler olmadan İslam hayata uygulanabilir mi?

Cevap:

Uygulanamaz. Sadece Kur’an okumakla Müslüman abdest almasını, namaz kılmasını öğrenemez, haccı nasıl yapacağını bilemez.

*Resulullah Efendimiz

(Salât ve selam olsun ona)

ve Sünneti olmadan İslamı hakkıyla bilebilir miyiz?

Cevap:

Bilemeyiz. Kur’anda, Peygamberimizin bizler için güzel bir örnek ve model olduğu bildirilmektedir.

*

Peygamber bir postacı idi, vazifesini yaptı, öldü, bundan sonra ona ve Sünnetine lüzum yoktur diyenler haklı mıdır?

Cevap:

Haksızdır. Resulullaha biat ve itaat etmek, emirlerini yerine getirmek, onu canımızdan daha fazla sevmek bizim vazifemizdir. O, Kıyamet’e dek Müslümanların seyyidi, kaidi, lideri, rehberi, mürşididir.

*Peygamberimizi ne kadar övebiliriz?

Cevap:

Onu tanrılaştırmamak şartıyla en fazla övebiliriz sevebiliriz. O, Allahın kulu ve Resulüdür, velinimetimizdir.

*Peygamberimizin Sünneti olmadan Kur’an doğru şekilde tefsir edilebilir mi?

Cevap:

Edilemez. Sünnet müfesserdir.

*Sünnette bir hüküm varken, o hüküm terk edilerek akılla hareket edilebilir mi?

Cevap:

Edilemez.

*Peygambere nasıl uyarız?

Cevap:

İbadet ederken onun gibi ibadet etmeye çalışırız… Ahlakımızı onun ahlakına benzetmek için gayret ederiz… Onu kendimize lider, seyyid, kılavuz, mürşid kabul ederiz. Onun yolundan ve izinden gideriz. Onun emirlerini dinleriz, öğütlerini yerine getiririz. Sanki onunla berabermişiz gibi, Sünnetine bakarak, sorarak hayatımızı tanzim ederiz. Onun vekilleri, vârisleri, halifeleri olan icazetli ulema, fukaha ve meşâyihi ülü’l-emr kabul eder ve onlara tâbi oluruz.

*Sünneti hafife almak, tezyif ve tahkir etmek nedir?

Cevap:

Küfürdür.

*Sünnete yapışan, Sünneti uygulayan ne yapmış olur?

Cevap:

Kur’anın Peygambere itaat ediniz, o size ne getirmişse alınız emrini yerine getirmiş ve çok sağlam bir tutamağa yapışmış olur.

*Peygamberi canından fazla sevmenin hükmü nedir?

Cevap:

Müslümanların üzerine farzdır.

*Sünnete muhalif olan reformcular kimlerdir?

Cevap:

Onlar dall ve mudil

(sapıtmış ve sapıtan)

bid’atçilerdir

. Kendilerinden uzak durulması, söylediklerine itibar edilmemesi gerekir.

* * *

Peygambere salât ve selam olsun.

Bize yaptığı iyilik için, kurtuluşumuza vesile olduğu için kendisine minnettar ve müteşekkiriz.

Cenab-ı Hak bizleri onun

Hamd Bayrağı altında haşr etsin.

Allahın izniyle bize de şefaat etsin. Allah bizleri

Ehl-i Sünnet, Sevad-ı Âzam dairesi içinde bulundursun

, Cadde-i Kübrada yürütsün.

(Bir kadın müftü yardımcısının Buharî’de geçen bir hadîs için “Peygambere söyletmişler!” dediğini Milliyet gazetesi yazmıştı. Sahih bir hadîs için böyle konuşmak Diyanet’in müftü yardımcısına yakışmaz. Böyle konuşmalar ve iddialar Ehl-i Sünnet dışıdır. İleride bu konuda müstakil bir yazı kaleme alacağım. Buharideki hadislerin doğru olduğuna dair Ehl-i Sünnet ulemasının icmaı vardır.)

12.08.2013