Cumartesi

Irak savaşı Amerika’ya yirmi milyar dolara mal olmuş. Bağdat’ta ve diğer Irak şehirlerinde müze ve kütüphanelerden yağmalanan eserler de yirmi milyar dolar kadar ediyormuş. Bunlar semt pazarlarında veya o mahvolmuş, yanmış yıkılmış ülkenin çarşılarında satılacak değil ya. Başta New York olmak üzere Batı şehirlerinde piyasaya sürülecektir. Dünyanın en büyük antika tacirleri kimlerdir? Çoğu Yahudi olan birkaç düzine Batılıdır.

Bağdat’ta, diğer yerlerde ayak takımı müzelere, kütüphanelere gitmiş, yağmalamış, yakmış…Sakın bu yalanlara inanmayınız. Bu iş planlıdır, kasıtlıdır, tertip eseridir. Ayak takımı para, mücevher, ev eşyası yağmalayabilir ama müze ve kütüphane yağmalamak, yağmalatmak kültür isteyen; ince plan, program, hesap isteyen bir iştir.

Bu kültür yağmasının, bu modern vandallığın sebepleri nedir?

1. Irak halkını vahşî, yağmacı, medeniyetsiz göstermek için tertiplenmiştir.

2. Yirmi milyar dolarlık bir ganimettir.

3. Müslümanlar aşağılanmaktadır.

4. Müslümanların kültür ve sanat varlıkları, kimlikleri yok edilmektedir.

UNESCO, çalınan, yağmalanan eserlerin satılamayacağını, bulunurlarsa tekrar Irak’a iade edileceğini bildirmiş.Bunu kim dinler? Bu eserlerin bir kısmı İsrail’e girerse onları oradan hangi güç çıkartabilir?

Amerikan ordusu isteseydi Bağdat’taki müzeleri, kütüphaneleri koruyamaz mıydı, yağmalanmalarını önleyemez miydi? Pekalâ korurdu, pekalâ yağmayı önlerdi. Ama korumamıştır.

Irak savaşı hakkında sağlam belgelere ve bilgilere dayalı bir Kara Kitap çıkartılmalı, çeşitli dillere tercüme ettirilmeli ve milyonlarca adet basılıp bütün dünyaya dağıtılmalıdır.

Irak’ta yapılanlar yeni bir Moğol istilâsından, yeni bir Hülâgû mezâliminden başka bir şey değildir.

Amerikalılar ve İngilizler böyle bir istilâ savaşını başlattıkları için ileride çok pişman olacaklardır.

Irak’ta işlenen insanlık suçları, savaş suçları, kültür ve sanat yağması hakkında Amerikalı, İngiliz aydınlarının, bazı büyük Batılı bürokratların ve politikacıların, ilim adamlarının, uzmanların yazdıkları ibretli yazılar vardır. Bu kirli ve utanç verici savaşa en fazla dürüst, vicdanlı, iz’anlı Amerikalılar karşı çıkmıştır.

Yahudilerin hepsi bu savaşı desteklemedi. Yahudiler çok zekî bir kavimdir ama hepsi de akıllı, çok akıllı değildir. Bazen çok zekî bir insan çok akılsız olabilir. İleride bu savaşın faturası İsrail’e, Siyonistlere yazılacaktır.

Türkiye’nin uzun vadeli âli (yüksek) menfaatleri Amerikalılarla beraber olmakta değil, barış yanlısı olmaktadır. Üç beş milyar Amerikan doları ile Türkiye malî ve iktisadî vaziyetini düzeltemez.

Bütçemiz, memurların her ay ödenen maaşlarını vermekte zorlanıyormuş. Amerika’nın vereceği bir milyar dolar bize ilaç gibi gelecekmiş… Bunlar ne kadar kısır, günübirlik, aptalca, ufuksuz politikalar, kuruntulardır.

Türkiye’nin iktisadî ve malî kurtuluşu, üretmek ve alabildiğine ticaret yapmaktır. Sınır komşumuz olan İran’la, Irak’la, Suriye ile yoğun ticaret yapmamız gerekiyor. Taşıma suyla değirmen dönmez. Amerika’nın vereceği (o da verirse) birkaç milyar dolar bizim dişimizin kovuğunu bile doldurmaz.

Tekrar Irak’taki sanat ve kültür yağması vandallığına dönelim. Son cuma gecesi Kanal-7’nin İskele Sancak programında bu konu işlendi. Uzman olmadığım halde beni de çağırdılar. Ahmet Hakan beyi ve Kanal-7’yi, böyle bir kültür ve sanat konusunu gündeme getirdiği, meselenin üzerinde önemle durduğu için tebrik ediyorum. Programın sonunda “Türkiye’deki müzmin sanat ve kültür kıyımı” hakkında da bir toplantı yapılmasını, bizdeki vandallıkların da gündeme getirilmesini, milletin uyarılmasını teklif ettim. İnşaallah bu teklifim kabul edilir.

O gece orada üstad Profesör Semavi Eyice bey de bulunuyordu. Sohbet esnasında, yakın tarihimizde yurt çapında eski İslâm kabristanları tahribatı olduğunu, bunun büyük bir ayıp ve kayıp teşkil ettiğini beyan buyurdular. Yıktırılmış, yok edilmiş eski bir camiyi yeniden yapabilir, ihya edebilirsiniz ama tarihî bir kabristan yok edilince, yerine yenisini koymak mümkün değildir. Yakın tarihimizde maalesef ecdadımızın yüz binlerce milyonlarca kabri yıkılmış, düzlenmiş, mezarlıklar parsellenip satılmış, yerlerine binalar, mahalleler, meydanlar, parklar yapılmıştır. Sadece İstanbul’daki Rum, Ermeni, Latin Katolik, İngiliz mezarlıkları, Lozan Andlaşması’nın kesin hükümleri gereğince sıkı ve titiz bir şekilde korunmuştur, korunmaktadır.Bir de tabiî Üsküdar’daki Selanik Dönmeleri mezarlığı.

Irak’taki müze, kütüphane, antika kitap ve eşya yağması birkaç hafta, birkaç gün içinde patlak vermiş had-akut bir yağma ve soygundur. Bizdeki yağma ise müzmindir, uzun yıllardan beri devam etmektedir. İskele Sancak’taki konuşmalar esnasında, konunun uzmanları Konya’daki tarihî bir kütüphaneden yüz küsur çok kıymetli yazma, minyatürlü, tezhibli kitabın da kaybolduğunun anlaşıldığını anlattılar. Maalesef Türkiye sistemli, planlı, kasıtlı bir şekilde soyulmaktadır. Yazma kitaplar, müze eşyaları küçük, cahil, kültürsüz hırsızların işi değildir.

Kelime çok kaba, çok galizdir ama kullanmak zorundayım. Bizde, yakın tarihimizde çok miktarda or…. yetişmiştir. Bunlar sadece, insanlığın en eski mesleğini icra eden birtakım düşük karılar değildir. Bizde her sektörün, her sahanın or….ları bulunmaktadır.

Politika or….ları,

Medya or….ları,

Bankacılık ve finans or….ları,

Üniversite or….ları,

İdeoloji or….ları,

Temiz ve namuslu milliyetçileri ve Türkçüleri tenzih ederim ama maalesef bu sahada da birtakım or….lar peydahlanmıştır.

Yüce ve mukaddes İslâm dinini şahsî menfaatlerine, nüfuzlarına, ikballerine alet eden; câhil dindar halkı kaz gibi yolup, inek gibi sağan adamlar da dinî kesimin or….larıdır.

Bu memleketi ikiyüz elli milyar dolar borca batıran, ikiyüz milyardan fazla kara para biriktirilmesine yol açan, imkân tanıyan, ülkeyi çökerten, milleti perişan eden, devletin temellerini dinamitleyen adamlar or…. değil de nedir?

Sanat ve kültür dairesi ve sahası içinde de böyle fahişe kılıklı kişiler vardır. Millet bunları bilmeli, dönen dolaplardan haberdar edilmelidir. 20 Nisan 2003