Moiz Kohen’in Büyük Zokası
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 21 Aralık 2018
Türklerin tarih boyunca yuttukları en büyük zoka,
olmuştur.
Dikkat buyurunuz, bendeniz
hedef ve konu alıyorum.Dini bütün milliyetçiler ve Türkçüler üzerlerine alınmasınlar.
, Cumhuriyet kurulduktan sonra dine sırt çevirdiler, İslâm’ı dışladılar ve Moiz Kohen’in (Pardon Tekin Alp’in) zehirli ideolojisini benimsediler.
Heyhat!..
1299’da kurulduğunu kabul edersek
Kitaplarından birindeki bir bölüme hangi başlığı koymuştu Moiz Kohen Tekin Alp?..
diye haykırmamış mıydı?
Türkler, Osmanlı bayrağı altında 600 küsur sene
uğrunda cihad etmişler,
Moiz Kohen Tekin Alp bu altı asırlık kutsal geleneği yıkmak, yerine kendi icadı batırıcı ve yakıcı bir ideolojiyi yeni bir din gibi ikame etmek istiyordu.
Moiz Kohen hayli başarılı oldu ama onun
bu ideolojiden çok zarar gördüler.
İslâm’ın zuhurundan bu yana
İçlerinden bazı beyinsizler ne zaman İslâm’a ihanet etmişlerse zelil, rezil ve sefil olmuşlardır. Tarih bu dediklerimin şahididir, başka şahit gerekmez.
Lozan’ın gizli protokolleri…
Türkiye’nin bağrında bu protokollerle derin ve onulmaz bir yara açılmıştır.
Herkes meşru sınırlar ve boyutlar içinde milletini, soydaşlarını sever ve onların iyiliği için çalışır ama
‘in kendine mahsus milliyetçiliği ve Türkçülüğü bambaşka bir ideoloji idi.
Bir kısım Türkler gerek lâiklik, gerek sekülerleşme, gerekse cahillik yüzünden İslâm’dan koptular ama kıyametleri de koptu. Türk ülkelerinden
ele alalım:
Ümmet-i Muhammed’i,
perişan etmiştir.
Sekülerleşe sekülerleşe Müslümanlıkları ism ve resmden ibaret kalmış olan bugünün İslâmcıları özlerine dönüp gerçek faziletli Cumhuriyeti ayakta tutabilecekler mi? Durum pek parlak görülmüyor… Yolcu sarhoş, hancı sarhoş…
Devlet korkunç zelzeleler, krizler içinde sarsılıyor…Terör yangını bacayı sarmış…
Edebî, zengin, yazılı Türkçe can çekişiyor… Yeni nesiller, atalarının mezarlarındaki Türkçe kitabeleri okuyamayacak kadar kara cahil… Kokuşma yaygın, yoğun, ve genel… Bedevî ve kırsal kesim kültürü hükümran olmuş… Ülkede kirlenmedik kurum kalmamış… Devleti, halkı, ülkeyi ayakta tutan değerler yürürlükten kalkmış…
Acaba 2012’ye kadar dayanır mı dersiniz?
, zekât ödemekten kaçınan kabilelere karşı savaş açıp zekâtı onlardan kılıç zoruyla almaya karar veren
“La ilahe illallah… diyen, namazı kılan Müslümanlara zekât yüzünden kılıç mı çekeceksin?”
“Evet çekeceğim”, demişti, “çünkü zekât İslâm’ın temellerindendir, vermeyen isyan etmiş olur.”
Bugün şu Müslüman memlekette
Sen ne diyorsun, milyonlarca Müslüman zekât vermiyor mu?.. Veriyor ama bu verdikleri zekât yerine geçmiyor.
Ve yine bu toplanan paraların çok büyük bir kısmı yerli yerinde harcanmıyor. Son
1. Ramazanda Silvan’da
akşam evine döndü, hanımı para olmadığı için iftarlık bir şey pişirememişti.
2. Ninesine
diye telefon eden ünversiteli çocuk, hiç alışık olmadığı bir inşaata işçi olarak girdi,
3.
gece yatmak için gizlice bir hanın mescidine girdi, polise şüpheli biri var ihbarı yapıldı, yakalandı,
Zekâtları,
ve asıl öncelikle
dinî ve millî bir facia halini almıştır. Bazı dernekler, vakıflar, cemaatler bu
1. İçlerinde
tertiplemişlerdir.
2. Birtakım
yapmışlardır.
3. Kendi
yapmışlardır.
Zekâtlar
etmek suretiyle verilir. Yani
Zekât konusunda Kur’âna, Sünnete, Şeriata aykırı bütün ictihadlar ve fetvalar bâtıldır, hükümsüzdür, geçerliliği yoktur.
Öncelikle fakir ve miskin Müslümanların hakkı olan zekatları Şeriata aykırı olarak toplayanlar ve yine Şeriata aykırı olarak sarf edenler Allah’ın gazabına ve lanetine uğramaktan korksunlar. Zekâtlarını
Müslümanlar zekât borçlarını ödemiş olmazlar.
Eski Diyanet’in
fetvası ve kararı doğrudur. Yeni Diyanet’in, bu eski fetvaya aykırı fetvaları yanlıştır ve bunlarla amel edilmez.
Zekâtlarını onlara verenler de vebal altındadır.
Yazımı bir hadîs-i şerif meâli ile bitiriyorum: “Zekâtta haddi (sınırları, ölçüleri) aşan, zekât vermeyen gidibir.” (İbn Mâce, Tirmizî, Ebû Dâvud.) Şârihler bu hadîsi,
şeklinde açıklamışlardır. 6 Kasım 2010