Allah rızası için Osmanlıca öğrenmekte, sonra bu Osmanlıca ile Kur’ana, Sünnette, İslama, Şeriata, Ümmete, Hilafete hizmet etmekte büyük sevap olduğunu anlamak için kişinin çok akıllı olması gerekmez.

Kur’an elifbasının bir harfinde bile sayısız hayırlar, bereketler, sevaplar, yümnler vardır.

Bir elifteki, bir ba’daki, bir nundaki, bir vavdaki esrar ve hikmet yazmakla bitmez.

Yazı Allahü Tealanın insanlara büyük nimetidir. Müslümanın yazısı, anadili ne olursa olsun Kur’an ve İslam yazısıdır.

Türkçe, Farsça, Malayca, Svahili dili ve diğer İslam lisanları hep Kur’an yazısıyla yazılıp okunmalıdır.

Hidayete erip Müslüman olan İngilizler, Fransızlar, Almanlar ve diğer Avrupalılar da kendi lisanlarını Kur’an alfabesiyle yazıp okumayı öğrenmelidir.

Bize olan olmuş, 1928’de yazımız değiştirilmiştir ama bu oldubittiyi asla kabul etmemeliyiz. Latincenin yanında Osmanlıcayı da bilmeli ve kullanmalıyız.

Osmanlıcayı, İslam ve Kur’an yazısını ihmal etmek bir Müslümana yakışmaz. Çocuklarımıza İngilizceden önce Osmanlıcayı öğretmeliyiz.

Milyar dolarlarla oynayan birtakım islamî kurum ve cemaatler birleşerek bir

Osmanlıca gazete, bir de Osmanlıca dergi yayınlamalıdır

. Bu gazete ve dergide sahibinin ve yazı işleri müdürünün, basıldığı matbaanın isimlerinden, idare yerinin adresinden, telefon ve mailinden, basım tarihinden başka hiçbir Latince yazı bulunmamalıdır.

Devletimiz iki yıldan beri Osmanlıca kursları açmıştır. Bu kurslar ücretsizdir. Müslüman ana babalar çocuklarını bu kurslara göndererek Osmanlıca öğrenmelerini sağlamalıdır.

En faydalı, en kurtarıcı, ebedî saadeti en fazla kazandırabilecek hayırlı kitaplar Osmanlıcadır. Müslümana latin-perestlik yakışmaz.

Elbette yazıların hepsi faydalıdır ama bizim öncelikle kendi dinî, millî Osmanlıcamızı öğrenmemiz gerekir.

İmkanı olan herkes evlerine, bürolarına münasip Osmanlıca levhalar asmalıdır. Parası olanlar orijinal hatlar, orijinal tezhipli levhalar: olmayanlar güzel baskı hatlar…

Her Müslümanın evinde maddî ve mâlî durumu müsaitse orijinal, değilse matbaa baskısı bir

Hilye-i Şerif levhası

bulunmalıdır.

Hilye Resulullah Efendimizin yazı ile portresidir. Temiz ve halis niyetle hangi mekana, haneye asılırsa inşaallahu teala yangına ve başka afet ve uğursuzluklara karşı manevî bir sigorta olacağını ümid ederiz.

İmam-Hatip okullarının girişlerindeki, müdür odalarındaki tasvirler ve heykeller kaldırılmalı, yerlerine sanatlı hatlar konulmalıdır.

Başka kavimlerden ibret alalım. Bir milyardan fazla Çinli o çok karışık, çok zor, çok girift Çin yazını, Japonlar Japon yazısını, Ruslar Kril alfabesini, Yahudiler İbranî yazısını, Yunanlılar Grek yazısın, Ermeniler Ermeni yazısını, Gürcüler kendi millî alfabelerini, Hinduların büyük kısmı Sanskrit yazısını, Habeşiler Habeş yazısını, Süryaniler Süryani yazısını ve daha nice kavim kendi millî ve dinî alfabelerini kullanıyorlar da biz Türkiye Müslümanları nicin kendi millî islamî Kur’anî yazımızı kullanmıyoruz?

Maddî menfaat için değil, sırf Allah rızası için, Resulullah (Salat ve selam olsun ona) sevgisi için halis niyetle Kur’an yazısını seversek, lisanımızı o yazı ile yazarsak, mekanlarımızı o yazıyla yazılmış levhalarla aydınlatırsak, o mübarek yazıyı öğrenirsek, o yazıyı öğretirsek, o yazıyı teşvik edersek; inşaallah Kerim olan Rabbimizin bizi mükafatlandıracağını zan ve ümid etmekteyim.

(Osmanlıca, Kur’an yazısı, islamî kültür, hat sanatı, ulum-i islamiyye için çalışan, hizmet veren, Şeriat dairesi içinde tasavvufî hizmetler yapan herkese, bilhassa Osmanlıca kahramanı Yazıcı Nurcular grubuna selam ve hürmetler eder, dualarını beklerim.)

12.11.2013