SORU: O gazete hakkındaki görüşleriniz nedir?

CEVAP: O gazete, yüksek idare ve yazı kadrosuyla bir Sabataycı gazetedir. Başka bir şey söylemek gerekmez.

SORU: Yayın siyaseti Sabataycı olduklarını göstermiyor…

CEVAP: Yahudiler hem tezin, hem de antitezin kendi kontrollarında olmasını isterler. Poppini’nin “Gog” adlı kitabında “Ben Rubi’nin İtirafları” başlıklı bölümü okursanız ne demek istediğimi anlarsınız. (Adı geçen kitap İş Bankası Yayınları arasında çıkmıştır.)

SORU: Geleceği nasıl görüyorsunuz?

CEVAP: Son derece fırtınalı, karışık ve karanlık… Hattâ kıyametimsi hadiseler olabilir, büyük facialar yaşanabilir.

SORU: AKP’nin iktidar olmasında dış destek var mıdır?

CEVAP: Kulakları delik olanlar, siyasetten ve stratejiden anlayanlar ABD, AB ve İsrail’in Recep Tayyip Erdoğan’la anlaştıklarını, ona destek verdiklerini, partisinin iktidar olmasına yol açtıklarını söylüyor.

SORU: ABD’ye, israil’e ne gibi vaadlerde bulunulmuş, ne gibi tâvizler verilmiş olabilir?

CEVAP: Kıbrıs konusunda bazı mühim ve hayatî tavizler verilmiş olduğu anlaşılıyor. Kıbrıs’ın Türkiye için stratejik önemi vardır. Kuzey Kıbrıs elden giderse ülkemiz sarılmış olacaktır. Böyle bir şeye müsaade etmek mümkün değildir. Kıbrıs’ta, Türkiye aleyhinde bir çözüm imzalayanlar bunun ağır faturasını ödemek zorunda kalacaklardır. İkinci mesele de Irak savaşıdır. Bu konuda yapılacak bir yanlışlık Türkiye’nin bölünmesine kadar varacak felâketlere sebep olabilir.

SORU: AKP’nin iktidar olması üzerine bazı derin ve perde arkası güçlerin “Cumhuriyet tehlikede” alarmını verdikleri ve sessiz sedasız harekete geçtikleri söyleniyor…

CEVAP: Onların cumhuriyetten anladıkları, kendi ideolojilerine, inançlarına, felsefelerine, sistemlerine uygun olan cumhuriyettir. Yoksa ülkemizde cumhuriyet kesinlikle tehlikede değildir. Ancak onlar ille de bizim istediğimiz, bizim anladığımız, bizim ideolojimize göre cumhuriyet olacaktır diye diretiyor.

SORU: Müslüman kesimin üst tabakası, seçkinleri, ünlü politikacıları siyasetten anlıyor mu?

CEVAP: Anlıyor demek mümkün değildir. Belki nâdir istisnaî şahıslar anlıyordur, onların da ağırlığı yoktur, sözleri dinlenilmez. İslâmî kesimde maalesef genellikle popülizm ve demagoji hakimdir. Hayaller, ütopyalar, kendimizi aldatmalar, oyuna gelmeler ve daha neler neler…

SORU: Büyük medya başlangıçta, seçimden önce ve seçimden sonra bazı politikacıları, bazı İslâmcıları destekledi ve alkışladı…

CEVAP: Bunlar onların stratejilerinin, taktiklerinin, siyasetlerinin icabıdır. Kullandıktan sonra feci şekilde harcayacaklar, dehşetli saldırılar yapacaklardır.

SORU: İsrail’in ve MOSSAD’ın Türk siyasetinde rolü nedir?

CEVAP: Sanıldığından çok büyük ve tesirlidir.Medya bu konuda gerçekleri yazmıyor, yazamıyor.

SORU: AKP’de iki başlılık olduğu söylenebilir mi?

CEVAP: Açıkça görülüyor. Şimdi Babakan Abdullah Gül, Amerikalılara, Avrupa Birliği’ne ve İsrail’e söz vermemiş, vaadlerde bulunmamış olduğu için daha serbest hareket edebiliyor. Erdoğan ise bağlanmıştır. Nâzik konu olduğu için daha fazla açıklama yapmak istemem.

SORU: Müslümanların bugünkü durumda ilk iş olarak ne yapmaları gerekir?

CEVAP: Hiç vakit geçirmeden bir iki ay içinde, günde bir milyon adet satılan veya dağıtılan çok güçlü, çok tesirli, çok vasıflı bir gazete çıkartmaları gerekir.

SORU: Bunu yapacak paraları, maddî imkânları var mıdır?

CEVAP: Bir değil, böyle birkaç gazete çıkartacak imkânları vardır ama akılları, kültürleri, uzmanlıkları, vicdanları, ahlâkları yeterli değildir.

SORU: Gelecekte bir hareket veya darbe olabilir mi?

CEVAP: Kuvvetle muhtemeldir, hazırlıkları yapılmaktadır.

SORU: Halk yığınlarının olup bitenlerden, bugünkü durumdan, istikbalde olabileceklerden haberi var mıdır?

CEVAP: Kesinlikle yoktur. Gazete okumakla, televizyon seyretmekle bunlar anlaşılmaz. Türkiye’de bir devlet var, bir de derin devlet; bir siyaset var, bir de derin siyaset. Olup bitenleri anlamak için önemli konuları cesaretle işleyen haber ve bilgi kaynaklarına ulaşmak gerekir. Meselâ “www.atin.org” internet sitesinde 10.1.2003