Müslümanın korkuları, endişeleri, derin kaygıları vardır. Korkusuz, endişesiz, kaygısız Müslüman olmaz… Korkuların başında Allah’tan korkmak, çekinmek gelir. Allah’tan korkmayan kimse, dıştansofu ve dindar Müslüman görünse bile gerçek ve olgunMüslüman olmaktan çıkar, canavarlaşır.

Kul Allah’ı görmüyor, Allah kulunugörüyor ve biliyor.

Müslümanda, son nefesini imanla verip verememe konusunda derin bir endişe vardır. Ölüm gelip çattığı an Hazretim zuhur eder beni kurtarır, doğru Cennet’e postalar diyenin aklına şaşılır.

Gerçek ve olgun Müslüman namaz kıldıktan sonra mahcûbiyet içinde Hak Tealadan bağışlanma diler. Evet ibâdet ettim ama Sana lâyık namaz kılamadım, beni bağışla der. Hani bazı camilerde farz namazdan sonra üç kere beş kere estağfurullah deniyor ya…

Uyanık Müslüman ne kadar ibâdet ederse etsin, ne kadar namaz kılarsa kılsın bunları yeterli görmez. Müslüman ‘ucba düşmez gurura kapılmaz. Eski büyüklerden biri, ziyaretine gelen şeyhlerden birine sormuş:

– Ne var ne yok ne yapıyorsunuz?..

Şeyh efendi

“Bulursak yiyoruz, şükrediyoruz, bulamazsak sabrediyoruz”

demiş. Büyük zat

“Bu dediğini Bağdadın köpekleri de yapıyor”

cevabını vermiş. Peki, ne yapmak lazım?..

“Biz bulursak dağıtıyor infak ediyoruz, bulamazsak şükrediyoruz”

buyurmuş.

Müslüman erkek,hanımı ve çocukları konusunda büyük korku içindedir. Oğlunu, kızını Allah’ın rızasına, Kur’ana ve Sünnete uygun bir şekilde yetiştirebilmekte midir? Karısını haramlardan koruyabilmekte midir?

Ticâret yapıyorsa yine büyük kaygılar içindedir. Helâlinden kazanabiliyor mu, haramaşüphelilere bulaşıyor mu, servetinin, sermayesinin hesabını nasıl verecek?

İlim sahibi Müslüman ilmi dolayısıyla korkudan, sorumluluk duygusundan tir tir titrer. Allah bana ilim nasip etti, büyük sorumluluk altındayım, bunun hakkını verebiliyor muyum? Allah rızası için câhilleri uyarıp aydınlatıyor muyum? Benden sonra dîni hizmetleri devâm ettirecek talebe yetiştiriyor muyum?

Şeyh ise,müritlerinin ve kendisini sevenlerin(muhiblerin) yükü omuzlarını çökertir.

Bu devirde şu ülkedeki fısk, fücur, fuhşiyyat azgınlık aşikâre işlenen günahlar karşısında Müslümanın rahat, mutlu, huzurlu bir hayat sürmesi nasıl mümkün olabilir?

Allah’ın gazab ve hışm ettiği bunca münkerâtküstahça arsızca işlenirken, bunlara karış nehy-i münker yapılmazkenMüslüman nasıl rahat olabilir.

Müslüman tv cihazı karşısında yemeğe oturur, ajanslardan bir yığın kötü haber üzerine yağmur gibi yağmaktadır.Memleket terör yangınları ve tarrakaları içindedir, doğudan, güneydoğudan şehid haberleri gelmektedir.Ağlayan annelerin eşlerin çocukların feryatları yeri göğü titretmektedir. İslam dünyasının bazı yerlerinde câmilerde bile bombalar patlamaktadır. Öldürülen Müslümanlar, sürünen Müslümanlar, perişan mülteciler… Mısırda Müslüman bir cumhurbaşkanı demir kafes içinde aleyhinde verilen idam kararını dinliyor… Müslümanın gözleri yaşarır, boğazında bir yumruk, elindeki kaşık, ağzındaki ekmek lokması dona kalır.

ResûlullahEfendimiz (Salât ve selâm olsun ona)bin dört yüz yılın ötesinden bizlere “Siz benim bildiklerimi bilseydiniz çok ağlar az gülerdiniz” buyurmuşlar.Biz niçin çok gülüyoruz,hiç ağlamıyoruz.

(İkinci Yazı) Sağlık Konusunda Kulaklara Küpeler

1. Elenmiş beyaz, en beyaz, bembeyaz ekmek tüketmekten vaz geçtiniz mi? Kepekli ekmek tüketmeye başladınız mı?(Sahte kepekli, boyalı ekmek sakın tüketmeyin!) Beyaz ekmek tüketmenin uzun vadeli bir intihar olduğunu biliyor musunuz? Genetiği ile oynanmış buğdayın,diğer tahılların, bakliyatınsizi ölümcül hastalıklara duçar edebileceğinden haberiniz var mı?

2. Şu prensibi kabul ediyor musunuz: Yemek için yaşamamak, yaşamak için yemek…

3. Acıkmadan önce sofraya oturuyorsanız sağlık bakımından geleceğinizin karanlık olacağını biliyor musunuz?

4. Devamlı olarak doyduktan sonra yiyorsanız siz bir obursunuz.

5. En iyi, dengeli, sağlıklı diyetin kaliteli esmer ekmekle yapılabileceğini biliyor musunuz?

6. Sağlıklı “canlı su” nedir biliyor musunuz, bulupiçebiliyor musunuz?

7. Azı şifa olan şeylerin çoğunun zehir olduğundan haberiniz var mı?

8. Anormal derecede ucuz ballarıngerçek bal olmadığını biliyor musunuz?

9. En iyi sporun temiz havadahızlı yürümek olduğunu biliyor musunuz?

10. Şöyle bir Kafkasya atasözü duymuş muydunuz:Sabah kahvaltını kendi tek başına güzelce yap. Öğle yemeğini bir dostunla paylaş. Akşam yemeğini bir düşmanına ikram et.

11. Sağlığın başı: Yetecek miktarda tabiî ve temiz gıdalarlabeslenmektir.

12. Tıbbın ana gayesi halkıhastalıklardan korumaktır.

13. Hastalara hasta gözüyle değil de, yolacak müşteri gözüyle bakan tıp sanayii ve sektörü bir canavardır.

14. İstisnasız bütün kimyevî ilaçların yan tesirleri ve zararları vardır.

15. Bir tatlı kaşığı halis bal şifa olur, bir defada tüketilen bir kavanoz en iyi bal zehir olur, bazen öldürür.

16. (Müslümanlara) Besmeleyle başlanmayan ve sonunda elhamdülillah denmeyen yemekler bereketli olmaz.

17. Hep zenginlerin, tuzu kuruların, toklarındavet edildiği ziyafettehayır olmaz. Mutlaka en az bir fakir de çağırılmalıdır.

18. Müslüman mürüvvetli ve vicdanlı insandır. Herkesin göreceği şekilde açıkta, çarşıda pazarda kaldırımdameydandayemez içmez, yürürken doldurma külahı yalamaz. 23.08.2015