Müslümanlar bölünmeyin! Bölünürseniz şeytanın maskarası olursunuz…
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 28 Aralık 2018
Perşembe
Kafirler, iki dinliler ve (nifakları küfrü gerektiren) münafıklar var güçleriyle İslâm’ı silmek, kazımak, önemsiz hale getirmek, sadece vicdan işi olarak kabul ettirmek, dinî değer ve hükümleri çarpıtmak, Müslümanların kafalarını karıştırmak istiyorlar.
Bu maksatla Müslümanların içine çok sayıda casus, ajan, provokatör, yönlendirici, dezenformasyon yapıcı, mü’minleri birbirine düşürücü insî şeytan sokmuşlardır.
Onların gizli ve derin protokollerinin bazı maddeleri şunlardır:
1. Müslümanları bir tek ümmet olmaktan çıkartıp bir sürü hizbe, fırkaya, cemaate, kliğe, gruba ayırmak ve bunların aralarına fitne, fesat, nifak, şikak tohumları ekerek İslâmî ittifakı berhava etmek. Delil getirmeye lüzum yok. Manzaraya bakınız yeter.
2. İslâm’ın en doğru yorumu,
yıkmak; inanç, ibadetler, ahlâk konusunda bid’atleri yaymak.
3. Kur’anımız
buyuruyor. Onlar, bilmeyenlerin, yetkili olmayanların, uzmanlığı bulunmayanların da din konusunda kendi heva ve re’ylerine göre işkembe-i kübradan konuşmasını istiyorlar. Bu konuda hayli yol almışlardır.
4. Sadat-ı kiramı, gerçek ve icazetli ulemayı, kâmil mürşidleri, ehliyetli müfessirleri, İmamı Şamil gibi iki taraftan (hem Şeriat hem tarikat) icazetli gerçek imamları ve mücahidleri bırakıp
5. İslâm’ı, münzel (Allah katından indirilmiş) ilahî bir din olmaktan çıkartıp, insan uydurması bir ideoloji ve hümanizmaya dönüştürmek istiyorlar.
Maalesef otuz kırk yıldır sürdürülen zihin karıştırma ve parçalama politikası yüzünden milyonlarca Müslümanın dengesi bozulmuştur.
Dinî konular ayağa düşmüştür. Her kafadan ayrı bir ses çıkıyor. Allah’ın kardeş yaptığı mü’minler birbirleriyle kısır çekişmeler ve tepişmeler içinde vakit ve enerji ziyan ediyor. Sahte ve naylon müctehidler saçma sapan içtihadlar yumurtluyor.
Böyle hezeyan olur mu? Bunca ayet, bunca hadîs varken, bu konuda 14 asırlık icmâ varken bu adamlar nasıl olup da bu kadar çarpık iddialar ortaya koyabiliyor?
Müslümanların bugünkü kaos ve anarşiden, çekişme ve tepişmeden, fitne ve fesattan, yakıcı tefrikadan kurtulmaları için tek yol vardır.
Başka yol yoktur.
Ehil olmayan kimselerin dinî konularda içtihad yapmaya yeltenmeleri, Kur’ân’ı kendi heva ve re’yleri ile tefsir etmeleri, fıkıh konusunda dört mezhebe ve icmâ-i ümmete aykırı laf etmeleri, mesela hayızlı kadınlar namaz kılabilir ve oruç tutabilir demeleri Türkiye Müslümanları için gerçekten büyük bir belâ ve musibettir.
Dinimizi mıncıklattırmayalım. İslâm dini Allah katında tek/yegâne hak, makbul, geçerli dindir. Bu, Kur’ân’la, Sünnetle, icmâ-i ümmetle sâbittir.
Öteki dinleri de hak din olarak gösteren, onların bağlılarını ehl-i necat ve ehl-i Cennet olarak kabul eden
Dinimizin ana değer ve hükümleri ikiye ayrılır:
(1)
yani üzerinde ittifak edilmiş olan usûle (asıllara, temellere) ait hükümler. Bunlarda kesinlikle tartışılmamalıdır.
(2)
Yani üzerinde çeşitlilik, farklılık olan birtakım teferruata (ayrıntılara) ait hükümler. Meselâ;
Kur’an’ın Arapça metnini, Türkçe muteber tefsirlerini elbette okuyacağız ama şeytana uyup kendi kısır kültürümüzle, cahil aklımızla bunlardan din hükmü çıkartmayacağız.
ABD Evangelistleri, Roma Katolikleri, Siyonistler, Dönmeler, Farmasonlar dinimizi bozmak, Müslümanların kafalarını karıştırmak için şeytana parmak ısırtacak propagandalar yapıyor. Onlara kapılanlar, imanlarını yitirme ve ebedî felakete uğrama tehlikesi ile karşı karşıyadır.
Son otuz kırk yıl içinde öyle sözde din kitapları çıktı ki, akıllara durgunluk verecek yanlışlarla doludur.
Bendeniz yıllar boyunca devamlı olarak bunu tenkit ettim; namaz ve dua farzdır, nasıl olur da böyle yazılır dedim. Sonraki baskılarda bu cümleyi nasıl değiştirdiler biliyor musunuz?
şeklinde çevirdiler. Peki soruyorum:
Dinimiz bize birlik olun, tek bir ümmet olun, sakın dağılıp parçalanmayın, birbirinize düşerseniz zelil olursunuz… diyor. Biz ise tam tersini yapıyoruz.
Sevgili Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz ne buyuruyor:
İki Müslüman bir yerde iken, farz namazını ayrı ayrı kılarlarsa şeytan onları istila eder (onlara musallat olur). 31 Ekim 2008