Soru:

Kavga mı savaş mı, neyse, nedir bu olup bitenler?

Cevap:

Çok kötüdür, çok kötüdür, çok kötü!..

S. Buna Müslümanlar sevinebilir, horoz dövüşü gibi seyr edebilir mi?

C. Asla sevinemezler, çok üzülmeleri, dertlenmeleri gerekir.

S. Müslümanların böyle kavga etmeye, savaşmaya hakları var mıdır?

C. Yoktur.

Mü’minlerin birbirleriyle savaşmaları haramdır.

S. Bu kavga ülkeye, halka, devlete ne kadar zarar vermiştir.

C. Çok büyük zarar vermiştir. Böyle devam eder ve gün geçtikçe daha şiddetlenirse iç barış çöker

(zaten çökeceği kadar çökmüş),

iktisat ve ticaret hayatı durur ve Yunanistan’a döneriz.

S.

Bunun adı nedir?

C.

Sivil darbe teşebbüsüdür.

S. Yolsuzlukların üzerine gitme gerekçesi gerçekçi midir, âdil midir?

C. Değildir. Türkiye, uluslararası temizlik ve şeffaflık notu 10 üzerinden 5 olan, yarı yarıya kirli bir ülkedir.

Temizlik darbe ile gerçekleşmez. Niyetleri adalet, doğruluk, dürüstlük ve temizlik değildir.

S. Sen bu kavga-savaş konusunda ne istiyorsun?

C. Bendeniz savaş mavaş istemem,

çeşitli Müslüman grupların barışmalarını ve barış içinde yaşamasını isterim.

S. Sivil darbe konusunda ne diyorsun?

C.

Askerî veya sivil bütün darbeler kötüdür, belâdır, felakettir.

S. Müslümanların durumu nedir?

C. Allah bize oldukça rahat ve huzur verdi ve bu bize battı.

S. Siyasî iktidarlar nasıl gidip gelmeli?

C. Seçimle gelmeli, seçimle gitmeli. Askerî veya sivil darbe yolu kapalı olmalı.

S. Müslümanların birbirleriyle kavga etmelerinin ana sebebi nedir?

C. Kavganın asıl sebebi,

mü’minlerin tek bir Ümmet olmamaları

ve râşid bir İmama biat ve itaat etmemeleridir.

S. Bine yakın irili ufaklı,

birbirinden kopuk cemaat, tarikat, dernek, vakıf, sivil kurum niçin birleş(e)miyor?

C.

Nefs-i emmâreleri

birleşme istemiyor.

S. Bugünkü parçalanmışlığın, bölünmüşlüğün, tefrikanın, kopukluğun, irtibatsızlığın, İmamsızlığın, ümmetsizliğin, nifak ve şikakın sonu ne olur?

C. Allah bizi muhafaza etsin Suriye ve Mısır Müslümanlarının durumuna düşer; rezil, rüsvay, zelil, sefil, büsbütün esir oluruz.

S. Bugünkü

Müslümanlar arası savaş bir sille midir?

C:

Evet bir silledir, tokattır.

Aklımızı ı başımıza toplayıp kendimizi ıslah etmezsek başka tokatlar gelir.

S. Müslümanların kendilerini ıslah etmesi nasıl olur?

C. Kur’âna, Sünnete, Şeriata, fıkha, İslâm ahlâkına uymakla olur.

S. Bunun programı, reçetesi hangi kitaplarda yazılıdır?

C. Muteber ve güvenilir din kitaplarında yazılıdır. Mesela

İmamı Gazalînin İhyâu Ulumiddin kitabında…

Fehm ederek okumak ve öğrediklerini hayata uygulamak gerekir.

S. Kur’ân meâli okuyarak halk düzelebilir mi?

C. Düzelemez.

S. Bugünkü kavgaya sevinenler, bunu seyr etmekten zevk alanlar hakkında ne dersin?

C. Kalplerinde nifak vardır derim.

S. Birileri Hz. Peygamber

(Salat ve selam olsun ona)

bizim büyüğümüze göründü ve ona

Türkiyeyi sana verdim

dedi diyormuş…

C.

Türkiyeye tesahüb etmek için bu rü’yâ delil olamaz.

S. Peki ne yapsınlar?

C.

Siyasî parti kursunlar, seçimlere girsinler

, kazanırlarsa Türkiyeyi onlar idare etsin.

S. Kavga yüzünden

uçak düşer, gemi batarsa ne olur?

C.

Kurunun yanında yaş da yanar

, herkes zarar görür helâk olur.

S. Bu kavga bize ders olur da uyanır ve toparlanır mıyız?

C. Maalesef

bu konuda pek ümitli değilim.

S. Çok karamsarsınız…

C. Allahtan ümit kesilmez.

(İkinci yazı) Gaflet ve Sarhoşluk

Bu devran hep böyle gitmez, bir çöküş, bir bitiş, bir kopuş olur sonunda… Günahlar. isyanlar, azgınlıklar, çılgınlıklar, nankörlükler Kıyamete kadar sürmez, ip bir yerde kopar… Yer göçer, gök çöker. Köpekler ve çakallar ulumaz biteviye.

Her azgınlığın, her çılgınlığın bir mühleti vardır. Mühlet dolar, vakt-i merhun gelir çatar.

Ellerde kadehler, yataklarda fahişeler, sazlar delice çalarken ansızın patlar Vezüv. Kaçamazlar, bir sığınak bulamazlar, lavlar gafilleri yutar. Dünü unutmuşlar, yarını düşünmemişlerdi. Bugün dün ile yarın arasındadır. Dünü yarını olmayanların bugünü olmaz. İyi günlerde azık toplamayanlar kışın aç kalır.

O’nu (c.c) unutanlar, O’nun (c.c) kendilerini unutmadığını düşünmez. Çalgılar, eğlenceler, günahlar, vur patlasın çal oynasın… Çıplak karılar, kadehlerde meyler, sarhoş naraları… Deste deste paralar… Bunlar helal kazanç mıdır, haram mıdır?

Adım başında bir faizhane…

Faiz üç dinde haram… Faizciler Allaha ve Resûlüne savaş ilân etmişler…

Galibiyeti olmayan bir savaş.

Husumet, nifak, şikak, fitne, fesat… Tefrika, ihtilaf, çekişme, tepişme… Evyah ki eyvah. Gökleri dinle, kulağını yere koy. Zemin bir iniyor, bir çıkıyor, derinlerden homurtular geliyor.

Büyük zelzelenin tarihini bilen var mı?

Büyük isyan… Dehşetli yangın… Gaflet gaflet gaflet…

Vezüv sarsıntılar içinde… Titanic buzdağına doğru hızla ilerliyor.

Günahkarlar şehri Pompei’de günlük hayat sürüyor. Gemide çalgılar çalıyor, şampanyalar içiliyor, dans ediliyor, kumar oyanıyor.

Vakti gelince yanardağı ansızın patlıyor. Vakti gelince dev gemi ansızın buzdağına çarpıyor. Hangi çılgın demişti, bu gemiyi Allah bile batıramaz diye… Ya öyle mi? 13.01.2014