Müslümanlar Nasıl Uyanacak?
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 01 Şubat 2019
Pazar
İçlerinde, herkesin iyi bilmesi gereken gerçeklerin yazılı olduğu kitapların basılması ve satılması ile iş bitmiyor, mesele halledilmiş olmuyor. Merhum Ömer Nasuhi Bilmen’in “Büyük İslâm İlmihali” şimdiye kadar milyonlarca adet basıldı ve satıldı. Diyanet’in Cep İlmihali de öyle.
Fazilet Neşriyat tarafından yayınlanmış olan Muhtasar İlmihal de milyonlarca basılıp dağıtılan faydalı kitaplardandır. Hemen her Müslüman evinde bir ilmihal var ama Müslümanları temel din bilgilerinden imtihana tutsak kaç kişi geçer not alabilir?
Yüzde kaçımız ezbere ve mânâsını bilerek Allah’ın sıfatlarını sayabilir? Bütün Peygamberlerde bulunan beş sıfat nelerdir? Namazın vâcipleri… Orucun farzları, müfsidleri…Haccın farzları… Bunlara benzer sorulara kolayca ve açıkça cevap verebiliyor muyuz?
İslâm ahlâkı ile ilgili kültürümüz ne kadardır? Kitaplarda yazılı olan güzel ahlâkı biliyor muyuz? Bunları hayata uygulayabilmek için öncelikle “bilmek” gerekir. Tesettürün şer’î delilleri ve kaynakları nelerdir?
Hür ve mukim erkekler, niçin farz namazları cemaatle kılmalıdır?
Dinimizin, Şeriatımızın “Bey bi’l-Bâtıl…” dediği alış-verişler hangileridir? Çok büyük bir günah olan riba kaç çeşittir? Ribadan uzak durmak için nelere dikkat edilmelidir?
Dinimiz israfı, aşırı tüketimi, gösterişi, lüksü, gereksiz konforu yasaklıyor. Bu hususta neler bilmemiz gerekiyor? İslâm dini bize sağlığımızı korumak için de emirler, yasaklar, öğütler getirmiştir. Bunlar nelerdir? Doyduktan sonra yemenin haram olduğunu kaçımız biliyor?
Tesettür iki çeşittir, birincisi örtünmek, ikincisi yabancı erkeklerle ihtilât etmemek. Bilhassa bu ikincisini biliyor muyuz? Evet, toplumumuz dinî kültür konusunda cahil kalmıştır, cahil bırakılmıştır. Çünkü uzun yıllardan beri genç nesillere din eğitimi verilmemiştir. Siz okullardaki mecburî din eğitiminin islâmî bir eğitim olduğunu mu sanıyorsunuz? Din eğitimi sadece kitap okumakla elde edilemez. Din eğitimi üstad, hoca, öğretmen vasıtasıyla okutulabilir.
Müslümanlar onbeş yaşından küçük çocuklarına yaz aylarında ilmihal ve Kur’ân dersleri verdiremiyor. Çünkü bu yasaktır. Bilgisayar, bâle, yüzme, resim, İngilizce dersi verdirebilir, bunların kurslarını, dershanelerini açabilirsiniz ama din ve Kur’ân dersi verdiremezsiniz.
Diyelim ki, siz dindarsınız, çocuğunuz da temiz ve iyi niyetli gidiyorsunuz kitapçıdan birkaç faydalı kitap alıp çocuğunuza veriyorsunuz, al bunları oku, dinini öğren diyorsunuz. Böyle yapmakla iş bitti mi sanıyorsunuz? Hayır! Binde bir çocuk bile bu metodla dinini, ilmihalini öğrenemez.
Mutlaka ehil, layık, icazetli bir hocadan din dersi alması gerekir. Kitap satın almak, evinde özel bir kitaplık kurmak başka şeydir, din kültürüne sahip olmak başka şey. Şoförlük öğrenmek, ehliyet almak isteyenler nasıl bir sürücü kursuna gidip ders alıyorlarsa; din kültürü, ilmihal bilgisi edinmek için de mutlaka ehliyetli ve yetkili bir dershaneye, kursa, mektebe gitmek, hocalardan ders almak, imtihan verip diploma almaya hak kazanmak gerekir. Türkiye Müslümanları din kültürü konusunda her geçen gün biraz daha cahilleşmektedir.
“Ben Müslümanım, ben İslâm’ı istiyorum…” edebiyatı yeterli değildir. Müslümansan, bilgili ve kültürlü bir Müslüman olmaya, İslâm’ı istiyorsan, onu bilmeye mecbursun.
Müslümanlara temel din bilgilerini, İslâm’ın hayatla ilgili çeşitli talimat ve tavsiyelerini çok açık, çok özlü, çok anlaşılır şekilde bildiren küçük kitapçıklar hazırlanmalıdır. Bunların birinci özelliği, hocasız da anlaşılabilir ve okunabilir olmalıdır.
İslâm’ın temel inanç hükümleri 16 sayfalık bir broşürde şemalarla, bir bakışta ve okunuşta anlaşılacak bir tasarım ve lisan ile hülâsa edilmelidir. Bunu okuyanlar, içindeki zarurî bilgileri kolayca ezberleyebilmelidir.
Devletin resmî Diyanet’i bu hizmetleri yapamaz. Yaptırtmazlar. O halde, bunları “Özel Diyanet”lerin yapması gerekir. Niçin yapmıyorlar?
Sultan Abdülhamid zamanında Türkiye Müslümanlarının yüzde doksan beşinden fazlası beş vakit namaz kılıyormuş. Şimdi bu nisbet yüzde ona düşmüştür. Peygamber “Namazı yıkarsanız dininizi yıkmış olursunuz” diyerek bizi uyarıyor. Bunca dini cemaat, tarikat, kuruluş niçin namaz ve cemaat konusunda Müslümanları uyarmak için yurt çapında bir kampanya başlatmıyor? Böyle bir faaliyet yasak mıdır? Değil, peki niçin kimsecikler bu konuda çalışmıyor?
Vasıflı, üstün, güçlü Müslümanlar yetiştirmek için niçin paralel-alternatif eğitimin çalışmaları yapılmıyor? Camilerdeki din hizmetlilerinin bilgi, aksiyon ve estetik boyutlarını geliştirmek için niçin plan ve program dahilinde faaliyet gösterilmiyor.
Yazık!.. Müslümanlar cep telefonlarına, lüks otomobillere, elektrikli ve elektronik ev âletlerine gösterdikleri ilgi ve sevgiyi din işlerine göstermiyor. Ya Rabbi!..Bu ne korkunç bilgisizlik, ilgisizlik, şuursuzluk ve sevgisizliktir. Bundan bir iki yüz sene önce yaşamış Müslümanlar, bizi görseler ne derlerdi? Şuurlu, uyanık, hassas bir Müslümanı kahrından öldürecek nice dehşetli fenalıklar içinde yaşıyoruz da kılımız bile kıpırdamıyor. Din iman elden gitmiş, keyfimize ve zevkimize bakıyoruz.
Sözde dindar kadınlar, evlerindeki gösterişli salonlar için yaptıklarını niçin din için yapmıyorlar? Zevzeklik, dedikodu, gıybet, boş lâflar, yeme içme, fuzulî sohbetler, televizyon önünde geçirilen uzun zamanlar, gösteriş… Gafletten uyanıp ne zaman din işlerine ağırlık vereceğiz?
Bazılarımız dinî hizmet ve faaliyetleri bir hobi gibi algılıyor. Müslümanlar nasıl uyanacaklar? Onları kim uyandıracak? 19 Nisan 2004