Müslümanlar Uyanın!
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 02 Şubat 2019
Cumartesi
Müslümanlar!.. Birtakım dehşetli tuzak ve aldatmacalarla karşı karşıya bulunmaktasınız. Sovyetler Birliği’nin çöküşünden bu yana Evangelistler Ortaasya Müslüman ülkelerinde yüzbinlerce Türkü Teslis dinine çekmişlerdir.
Türkiye’de de büyük dolaplar dönmektedir. Agresif misyonerlik çalışmaları bütün hızıyla devam ediyor. Müslümanları uyuşturmak, tepkisiz hale getirmek için “Dinlerarası Diyalog ve Evrensel Kardeşlik” propagandaları yapılıyor.
Birtakım adamlar ve cemaatler “İbrahimî Dinler” diye bir kavram çıkarttılar. Neymiş efendim Musevîlik de, Hıristiyanlık da, Müslümanlık da İbrahimî dinmiş, esasta birmiş…
Hazret-i İbrahim Tevhid inancına bağlıydı. Hazret-i İbrahim’e inanmak demek, en son gönderilen Allah Resûlüne inanmayı gerektirir. İnsan sadece “Lâ ilahe illallah” demekle Müslüman olamıyor. Onun peşinden “Muhammed Resulullah” demesi gerekiyor.
Hazret-i İbrahim’e inanacak, lakin Hazret-i İsa’yı ve Hazret-i Muhammed’i inkâr edecek… Hazret-i İsa’ya inanacak, lakin Hazret-i Muhammed’i yalanlayacak… Böyle İbrahimîlik olur mu? Bu adamlar kimi kandırmak istiyor? Bu dinlerarası diyalog ve İbrahimî dinler birliğini çıkartanlar ve destekleyenler kimlerdir? Bu fikir, bu hareket İslâm dünyasında çıkmamıştır. Hıristiyan dünyasında çıkmıştır. Gaye Müslümanları Hıristiyanlaştırmaktır.
Hıristiyan dünyasında çıkan bu hareketi şu anda Türkiyeli iki ünlü zat desteklemektedir. Biri dinî bir cemaat reisidir, diğeri büyük bir politikacıdır.
Bu dinlerarası diyalog ve evrensel kardeşlik tuzağına düşerseniz âkıbetiniz hayr olmaz. Peki Müslüman kesimdeki bazı ünlü, anlı şanlı, kodaman kimseler bu hareketi niçin destekliyorlar? Dikkat buyurunuz, onların peşlerinden gidenleri kasd etmiyorum, başı çekenleri kasd ediyorum. Bu işin içinde öncelikle büyük maddî destekler vardır. Dinlerarası diyalog konusunda Türkiye’deki bazı vakıflara, derneklere, cemaatlere dışarıdan büyük para yardımı yapıldığı söylenmektedir.
Bazı Hıristiyan kuruluşlar niçin Müslümanlara yardım ediyor? Elbette bir bildikleri var. Bir cemaatin Yahudilerden, Siyonistlerden de yardım gördüğü söyleniyor. Bunlar zannî ve istihbarî bilgilerdir, sübuta varmamıştır ama üzerinde durulması gerekmektedir. Ne dolaplar dönüyor, bunları bilmeliyiz.
Dinlerarası diyalog konusunda ikinci faktör birtakım İslâmcı politikacıların ikballeridir. Amerikalı Evangelistler, Avrupalı Haçlılar “Sen misyoner hareketlerine güçlük çıkartma, biz de seni destekleyelim…” demiş olamazlar mı?
Bir yandan dinlerarası diyalog ve evrensel kardeşlik, İbrahimî dinler propagandaları yapılırken bir yandan da ülkemizde harıl harıl yeni kiliseler açılmaktadır.
Bundan otuz küsur yıl önce meşhur şarkıcı Cat Stevens Müslüman olmuştu. O dünya çapında bir sanatkârdı, büyük paralar kazanıyordu, gençti, yakışıklı idi, milyonlarca hayranı vardı. Müslüman olduktan sonra şarkıyı, musîkiyi bıraktı, kendini İslâmî hizmetlere verdi. Bu yüzden büyük maddî kayıplara uğradı.
İslâm dünyasında Müslümanlığı bırakıp da Hıristiyanlığa geçenler içinde Cat Stevens gibi biri var mıdır? Yoktur. Bizde agresif misyonerler para dağıtarak, çocuklara tahsil imkanı sağlayarak, zengin ülkelere göç etme ümidi vererek taraftar buluyor.
Ortaasya ülkelerinde bir memur maaşı ayda otuz dolardır. Evet, yanlış söylemiyorum otuz dolar. Bolşevik neo-kolonyalizmi zamanında Müslümanlara din kültürü ve eğitimi verilemedi. Yoğun dinsizlik ve Allahsızlık propagandası yapıldı. İşte misyonerler şimdi bu kütlelere kanca atmıştır. Ayda otuz dolarla geçinmeye çalışan insanlara yüz dolar verdiniz mi, eğer dinî eğitim de almamış iseler…
İslâm’a karşı yeni bir Haçlı seferi açılmıştır. Bunun farkında mısınız?
İçimizdeki bazıları, bizden görünen bazıları dolaylı şekilde misyonerlerle işbirliği yapmaktadır. Bunun farkında mısınız? Agresif Evangelistler İslâm’ı yeryüzünden silmeye ahd etmişlerdir. Bundan birkaç ay önce Fransa’nın meşhur haftalık dergilerinden Le Nouvel Observateur’da Evangelist hareketle ilgili çok geniş bir dosya yayınlandı. Bunu ibret ve dehşetle okudum. Vakit bulup da henüz özet olarak bile olsa tercüme edemedim. İlk fırsatta okuyucularıma bu konuda bilgi vermeye çalışacağım.
Agresif misyonerlik, bizim bildiğimiz misyonerliğe benzemez. Bildiğimiz misyonerler okul, hastahane açarlar, dolaylı şekilde din propagandası yaparlar. Klasik misyonerler, Siyonistlerle işbirliği yapmaz.
Agresif misyonerler saldırgandır, son derece fanatiktir, para dağıtarak, menfaat temin ederek din değiştirtmeye çalışırlar.
Şu husus da unutulmamalıdır ki, Anadolu, Hıristiyanlığın anavatanıdır. Bugünkü şekliyle veya şekilleriyle Hırıstiyanlık Hazret-i İsa aleyhisselam efendimizin, havarilerin, ilk mü’minlerin dini değildir. Teslis dini, Hazret-i İsa’dan nice zaman sonra Pavlos ve bağlıları tarafından çıkartılmıştır. Hazret-i İsa, Hazret-i Musa’nın şeriatına tâbi idi. Havariler de öyleydi. Onlar muvahhiddi. Evangelistler Anadolu’yu tekrar bir Hırıstiyan yurdu yapmak hususunda kararlıdır.
İnsanların meşru müdafaa hakları vardır. Müslümanlar bu hakkı kullanmalıdır. Kasıtlı olarak sersemletilmiş, uyuşturulmuş, tepkisiz hale getirilmiş Müslüman halk yığınları durumun vehametinin farkında değildir.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın agresif misyonerlerle mücadele etmek için yayın yapması gerekiyor. Lakin böyle yayınlar bir türlü gün yüzü görmüyor. Niçin? Çünkü Diyanet üzerinde ağır baskılar vardır. Birtakım şahıslar, kurumlar, güçler, Diyanet’in misyonerlikle mücadele etmesini ve halkı uyarmasını istemiyor. Baskı yapılmasa, engel olunmasa Diyanet bu konuda halkımızı uyarmak için küçük, fakat tesirli ve faydalı broşürler hazırlar, bunlar milyonlarca adet basılır ve yurt çapında dağıtılır.
Haçlılardan, Siyonistlerden para alan, yardım gören birtakım Müslümanların da sesi çıkmıyor. Öyle ya, seslerini çıkartsalar paralar gelmeyecek…
Gözünüzü açınız. Birtakım adamlar sizi satmışlardır. Agresif misyonerlik basit bir din propagandası değildir. Ayaklarımızın altındaki vatan toprağı sinsice oyulmaktadır. Varlığımız tehlikededir. Türkiye’yi parçalamak istiyorlar. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyenler iyi bilsinler ki, ileride büyük bir çöküntü ve yıkım olursa, enkazın altında onlar da kalacaktır.
Haçlılar ve Siyonistler İslâm dünyasının başına kukla bir halife getirmek istiyorlar. Böylece İslâm dünyasını iyice dizginlemiş, iyice bağlamış olacaklardır.
Hiçbir cemaat ve tarikat “Biz kendi hizmetlerimize bakarız, başka işlere karışmayız…” felsefesiyle kendini avutmasın. Yer; ayaklarımızın altından göçer, gök başımıza çökerse ne hizmet kalır, ne tarikat, ne cemaat.
Eski Kültür Bakanlarından Namık Kemal Zeybek bey bir televizyon kanalında Ortaasya’daki misyonerlik faaliyetleri hakkında dehşet verici, akıllara şaşkınlık getirici bilgiler vermiş. Benim televizyonum olmadığı için dinleyemedim, duydum. Onun bu konuşması broşür halinde basılmalı ve yüzbinlerce dağıtılmalıdır. Böyle broşürler ticarete alet edilmez. Sırf hayır yapmak için, hizmet etmek için basılıp dağıtılmalıdır. Para ile satılacaksa, 100 adetlik paketleri maliyet fiyatına verilmelidir. 11 Temmuz 2004