Müslümanlara Açık Mektup
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 03 Ocak 2019
Cuma
Çanlar Bizim İçin Çalıyor
Sevgili Müslüman kardeşlerim… Sizler benim hem din kardeşimsiniz, hem de vatandaşımsınız… Siyaset konusunda sizleri uyarmak istiyorum.
Halkımıza, devletimize, ülkemize tuzaklar kurulmuştur. Kışkırtma üzerine kışkırtma yapılmaktadır. Müslümanlar, içi ateş dolu bir uçuruma itilmek isteniyor. Bu oyunları bilmemiz ve bunlara gelmememiz gerekmektedir.
Orada Müslümanlar serbest seçimleri kazanmışlar ve iktidara geçmeye hazırlanıyorlardı ki, dış güçler devreye girdiler ve Müslümanlara hakları olan siyasî iktidarı vermediler.
Dış güçler ve onların yardakçıları ne kadar hâin idiyse, Müslüman siyasetçiler de o derecede basiretsiz hareket etti.
Temel insan hakları ayaklar altına alındı. Toplu öldürmeler, cinayetler, rezaletler, fâcialar gırla gitti. Cezayir’in beli kırıldı. Büyük halk kitlesi daha da fakirleşti, işsizlik, sefalet diz boyuna çıktı. Adalet, insaf, vicdan kalmadı…
(bilge)
Siyaset son derece zor, son derece karmaşık bir satranca benzer.
Sevgili Müslümanlar!.. Siyasette, demokraside önemli olan kelle ve oy sayısı değildir.
başörtüsü meselesini
Öteki güçler buna izin vermediler ve o da muktedir olmadığı için istediğini yapamadı.
Sevgili Müslümanlar… İnsan, mâziden ibret alan bir yaratıktır. Mâziden ibret ve ders almayan, surette (görünüşte) insana benzese bile insan değildir. Türkiye tarihinden ibret alalım…İslâm dünyasından ibret alalım…
(kışkırtma)
Türkiye’deki demokrasi,
demokrasisi değildir.
Bunları hesaba katmadan basiretsizce hareket ederek hem halkı, hem ülkeyi, hem devletimizi tehlikeye sokmayalım, bir felâkete yol açmayalım. Ülkemizde iyiliğin, doğruluğun, güzelliğin hâkim olması için elbette çalışacağız. Bu, bizim büyük vazifemiz ve misyonumuzdur. Lâkin delidolu, kabak gibi, basiretsizce çalışmayacağız. Bu çalışmaları bilgelik ışığında ve rehberliğinde yürütmemiz gerekir.
Siyaset rastgele her vatandaşın, her Müslümanın yapabileceği, becerebileceği bir hizmet değildir.
Biz, yakın tarihimizde siyasete mücahit olarak başlamış, sonra kısa zaman içinde müteahhit olmuş ve muazzam kara ve kirli servetler edinmiş adamlar görmüşüzdür.
Hiçbir islâmî hizmet ve faaliyet ahlâk ve erdem dışı metodlarla yürümez. Haram yiyen kimse, günde beş vakit farz namaz, beş kez de nafile namaz ilave etse, o yine makbul ve mergup bir kimse olmaz.
Müslümanlar!..
bazı siyasetçilerin namazları ve oruçları sizi aldatmasın. Siz onların dirhemler ve dinarlarla olan muamelâtına bakınız. Yalan söyleyen siyasetçi münafıktır… Emanete hıyanet eden siyasetçi münafıktır… Sözünü yerine getirmeyen siyasetçi münafıktır… Müslümanları aldatan siyasetçi Müslüman değildir. Bunu ben söylemiyorum, Peygamberimiz
buyurmuştur.
Arivistler
İslâm dininin ve Müslümanların en büyük düşmanıdır.
Kur’ân bizi uyarıyor:
Bu duruma düşmeyelim.
bizim kontrolumuzda olmadıkça hiçbir zaman gerçek iktidar olamayacağımızı kafalarımıza, silinmez bir şekilde kayd edelim.
bizden değilse yine gerçek iktidar olamayız.
Krizlerde, çatışmalarda, kopukluklarda yarar ve hayır yoktur. Hikmetli
olalım… Basiretli olalım… Uzağı ve istikbali görelim… Vasıflı olalım… Dosdoğru Müslümanlar olalım… Önce evimizin içini, önünü temizleyelim, ondan sonra şehirdeki pisliği tenkit edelim. Doğruluktan ve temizlikten kıl kadar ayrılmayalım. Allah doğrularla beraberdir.
Bu saydıklarımı yapamazsak ve hesapsız kitapsız ucuz siyaset yaparsak felâketlere hazır olalım. Çanlar var güçleriyle çalıyor. Bu çanlar bizim için çalıyor. 12 Mayıs 2007