Müslümanları Tenkit
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 08 Şubat 2019
Pazartesi
Yahoo France’den “Juifs Kurdes” (Yahudiler… Kürtler) kelimelerini vererek bilgi istiyorum, birkaç saniye sonra 1850 dosyanın listesi çıkıyor. Bunların her birini beşer onar dakika harcayarak incelemeye kalkışsam günlerce, haftalarca okumam, not almam, bazılarını yazdırmam gerekecek. Bu gibi işler ekip işi, para işi. Kimbilir öteki internet kaynaklarında bu konuyla ilgili kaç bin dosya var.
Yıllardan beri İslâmî kesime sesleniyor, feryat ediyorum: Bilgi bankası kurulsun, stratejik araştırmalar enstitüsü kurulsun, İbrânî dilini iyi bilen uzmanlar, araştırıcılar yetiştirilsin, ilmî incelemeler yapılsın, arşivlere inilsin… Bu feryatlarıma dağlardan, taşlardan yankılar geliyor ama Müslüman kesimden tek tepki, tek ilgi gelmiyor.
Kendilerini akıllı, zeki, hikmetli zanneden bazı çokbilmiş Müslüman seçkinlere hitap ediyorum: Biz, maalesef yatakta uyuyoruz, ayakta uyuyoruz, konuşurken, yürürken hep uyuyoruz.
Çağımız bilgi çağıdır. Bundan otuz kırk yıl önce haftalık, günlük gazeteler yayınlandığım zaman fotokopi makinası yoktu, bilgisayar yoktu, faks yoktu. Süleymaniye Kütüphanesi’nden yazma bir kitabın kopyasını alabilmek için oraya yeteri kadar fotoğraf filmi ve kartı veriliyordu, epey zaman sonra kitabın sayfalarının fotoğrafları alınıyordu. Şimdi dünya çağ atladı. Bilgisayarın başına oturuyorsunuz, dünya önünüzde; milyonlarca, milyarlarca bilgi dosyası emrinize âmâde.
Bizim son otuz yıl içinde bilgi, kültür, arşivcilik, ilmî araştırma, stratejik inceleme konusunda var gücümüzle çalışmamız, kadrolar kurmamız gerekiyordu. Göçebe, gecekondu ve varoş zihniyet ve kültürüne sahip olduğumuz için bu konularla uğraşmadık. Müslümanlar koskoca on yılları demagoji, popülizm, “Ayasofya açılsın, başörtüsü serbest bırakılsın!” ucuz sloganlarıyla, birtakım kuruntu ve vehimlerle harcadılar. Sadece zaman harcanmadı; yekün olarak yüz milyarlarca dolar harcandı, enerjiler harcandı, imkan ve fırsatlar harcandı.
Bırakın dünyayı, ülkemizde dönen dolapları bile bilmiyoruz, bildiklerimiz dedikodu, söylenti, rivayet kabilinden şeyler. Türkiye’de Sabataycıların bugünkü durumu, güçleri, siyasetleri, stratejileri, ele geçirmiş oldukları temel ve hayatî müesseseler konusunda elimizde bir tek ilmî ve ciddî araştırma var mı?
Kürt Yahudileri veya Yahudi Kürtler kimlerdir? Halen ülkemizde bunlardan kaç nüfus bulunmaktadır? Kimliklerini açıklıyorlar mı, yoksa kendilerini Sünnî veya Alevî Müslüman olarak mı takdim ediyorlar? Bu Kürtlerin son Kürt milliyetçiliği hareketindeki rolleri ve tesirleri nedir? Bu konuda da elimizde ilmî-ciddî araştırma bulunmamaktadır.
Daha bunun gibi birkaç düzine konuda yüzbinlerce ilmî araştırma yaptırtmış olmamız gerekirdi.
Oğlum mühendis olsun, evladım doktor veya işletmeci olsun, kızım eczacı olsun, torunum bilgisayarcı olsun… Olsun da, Müslüman kesime antropolog, sanat tarihçisi, modacı, dekoratör lazım değil mi? Hani yeterli sayıda güçlü antropoloğumuz, hani güçlü ve ağırlıklı moda uzmanlarımız, hani dünya çapında başarı ve şöhret kazanmış dekoratörlerimiz?..
Geçenlerde bir dost toplantısında, hepsi de yüksek tahsilli olan kişilere sordum, hiçbiri devamlı olarak önemli internet sitelerini takip etmiyormuş. Ne büyük eksiklik. Geçenlerde Mehmet Eymür’ün ABD’den idare ettiği Atin sitesinde, bir Türk başbakanının yakın bir tarihte, yanında Emniyet Genel Müdürü, bazı MİT elemanları olduğu halde sessiz sedasız İsviçre’ye uçtuğunu, orada havaalanında hemen uçak değiştirerek İsrail’e gittiğini, Yahudi devlet adamlarıyla çok gizli bir toplantı yaptığını, bir ara yanındaki MİT mensuplarını ve Emniyet Genel Müdürü dışındaki bütün Türkleri çıkartarak siyonistlerle top secret, gizlinin gizlisi müzakerelerde bulunduğunu okudum. Peki bizim okumuş, çokbilmiş, lafa geldi mi mangalda kül bırakmayan Müslüman seçkinlerimizin bu gibi bilgilerden haberleri var mı?
Sabataycılar o kadar kurnaz, sinsi, akıllıca çalışıyor ki, sağcı, muhafazakâr, dindar kesim için bile gazete çıkartıyorlar. Biz de saf saf alıp zevk ve hazla okuyoruz. Zoka yutmaya o kadar alışmışız ki…
Doğu Karadeniz’de Hemşin civarında Ermenice konuşan köyler varmış. Bozuk bir Ermenice… İsrail başta olmak üzere birçok ülkeden oraya garip turistler geliyormuş… Bu hususta elimizde ciddî bilgiler, ilmî raporlar var mıdır? Yahudilerin Hemşin’de ne işleri var? Oraya çok yağmur yağdığı ve iklim rutubetli olduğu için mi gidiyorlar?!
Amerika’da bulunan bir Kürt Yahudisi Profesör “Barzanî ailesinden nice haham çıkmıştır…” diyor. Biz bu konuda araştırma yapıyor muyuz?
Birtakım Sabataycılar ve KürtYahudileri kendilerini Alevî olarak gösteriyor. O kimlikle daha rahat hareket edebildikleri için. Bundan haberiniz var mı?
Yakın tarihimizde ülkemizdeki binlerce İslâm kabristanı tamamen veya kısmen tahrip edildiği halde, bir tek Üsküdar’daki Bülbülderesi Sabataycı Kabristanı aynen muhafaza edilmiştir. Bu ilginin, bu korumanın sırrını biliyor muyuz?
Müslümanlardan her yıl İslâm’a hizmet etmek için milyonlarca dolar toplayan bir dinî cemaat reisi, kendini Pakistan’lı Fazlurrahman’ın tarihsellik teorisine kaptırmış ve “Kur’ân’daki Yahudiler ve Hıristiyanlar ile ilgili ayetler ve hükümler tarihseldir, bu devirde geçerli değildirler…” diyerek Dinlerarası Diyalog ve Hoşgörü nümayişleri yapıyor. Diyalog ve hoşgörü hareketinin içyüzü, aslı astarı, hakikî gayesi nedir, bunun arkasında hangi uluslararası güçler bulunmaktadır?.. Bu hususta da İslâmî kitap piyasasını arasanız tek ciddî-ilmî araştırma kitabı bulamazsınız.
Konya’da son yıllarda kurulmuş olan bazı holdingler hakkında ileri geri konuşuluyor, ortaya çok ağır ve vahim iddialar atılıyor. Zavallı gurbetçi işçilerden toplanan elli milyar markın heba edildiği söyleniyor. Bu konuda Müslüman kesimin ciddî bir araştırma yapması ve ne kadar acı ve aleyhimizde olsalar bile gerçekleri açıkça, çırılçıplak ortaya koyması gerekmez mi? Kendi evlerinin içini, kendi binalarının önünü süpürmeyen Müslümanların; şehrin, ülkenin tertemiz olmasıyla ilgili edebiyat yapmaya hakları var mıdır?
Müslümanlar! Ne zaman uyanacaksınız? Ne zaman derlenip toparlanacaksınız? Ne zaman medenî, vasıflı, güçlü, üstün, örnek Müslümanlar olacaksınız? 28 Ocak 2003