Perşembe

Irak’ta yüz bin kişi öldürülmüş…Çeçenistan’da üç yüz bin Çeçen can vermiş. Afganistan’daki Müslüman kıyımının rakamı belli değil. İslâm dünyasının birçok yerinde tavuk gibi Müslüman boğazlanıyor… Bunlar normal gazete ve ajans haberleri oluyor. Londra’da 58 kişi ölüyor, cihan ayağa kalkıyor. Bir feryad, bir figan, bir gürültü ki sormayın.

Başta Amerika olmak üzere, Batı ülkeleri içten çökmeye başlamıştır. Akıl almaz bir paranoya içindeler. Kendileri Müslümanları öldürürken iyi, “teröristler” onları vururken çok kötü.

ABD, İngiltere, diğer Batı ülkeleri ordu bakımından, silâh bakımından, teşkilât bakımından son derece güçlüler. Lâkin mâneviyatları, moralleri her geçen gün çöküyor. Cinnet halindeler. İşte bu moral çöküntüsü, paranoyak tezahürler, içinde bulundukları genel panik onları yıkacaktır.

Amerikalı bir politikacı,

Mekke’ye atom bombası atmaktan

bahsetti. Adamlarda zerre kadar akıl kalmamış. Bu işin sonu nereye varacak? İyiye gidecek demek mümkün değildir. Durum her geçen gün daha fazla bozulmaktadır. İngiliz polisi metroda bir Brezilyalıyı vurmuş… Vaktiyle İngiltere’de polisler silâh taşımazlardı, sadece bellerine asılı bir copları vardı. Şimdi öylesine tedirgin, öylesine panik içinde, öylesine şaşırmış vaziyetteler ki,

“Dur, kıpırdama!..”

demeden şüphelendikleri adamı vuruyorlar. Bu ne demektir biliyor musunuz? Çok kötü durumda bulunuyorlar demektir.

Amerikalılar, İngilizler ve diğer müttefikleri, Irak’tan çekilebilirler mi? Belki İngiltere çekilebilir ama Amerika çekilemez. Bir bataklığa girmiştir, çıkamıyor. Çekildiklerini varsaysak ne olacak? Irak’ta, İran’da olduğu gibi bir İslâm devleti kurulacak.

Amerika son otuz sene içinde İsrail’e trilyonlarca dolar yardım etmiş. Bu paranın kaynağı nereden geliyor? Başta İslâm dünyası olmak üzere, üçüncü dünyayı iktisad ve finans bakımından sömürerek elde ettikleri paralardır. Böyle bir şeye Müslümanlar razı olsa bile, Allah razı olmaz.

Amerika ve Batı dünyası, Ortadoğu’da, Balkanlar’da, Kafkaslar’da, Orta Asya’da barış için, fazilet için çalışmadı. Yıllardan beri rüzgâr ektiler, şimdi fırtına biçiyorlar.

Adım adım Üçüncü Dünya Savaşı’na yaklaşıyoruz. Roma İmparatorluğu gibi, Sovyetler Birliği gibi, Amerika Birleşik Devletleri de çökebilir. Roma’daki Papa’nın sondan ikinci Papa olduğu söyleniyor. Bir Papa daha olacak, Papalık çökecek. Birtakım büyük, mâmur (bayındır), medenî Avrupa şehirlerinin yerlerinde yeller eseceğine dair kehânetler var.

Sovyetler Birliği dağıldı ve Rusya Federasyonu kuruldu, şimdi o da çatırdıyor. Çeçen savaşı Dağıstan’a sıçramış vaziyette. Rusya, Kuzey Kafkasya’daki hâkimiyetini yitiriyor. Kuzey Kafkasya elden giderse, Federasyon târumar olabilir.

Üçüncü Dünya Savaşı’ndan sonra İsrail olacak mıdır? Hiç zannetmem. Yahudi devleti, Fransız düşünürü ve gazetecisi,

Guy Sorman’ın

dediği gibi,

“Tarihî bir arızadan ibarettir.”

Tarihî arızaların bir başlangıçları, bir de bitişleri vardır. Nitekim Birinci Haçlı Seferinden sonra kurulan Kudüs’teki Frank Krallığının da bir kuruluş tarihi, bir de yıkılış tarihi bulunmaktadır.

Amerika’daki agresif Protestanların Papası

Billy Graham’ın

, Yahudi kökenli olduğu ve illimünati teşkilâtı mensubu olduğu söyleniyor. Bu adam, şu anda dünyadaki en azgın ve amansız İslâm düşmanıdır, en büyük İsrail ve Siyonizm dostudur. Başkan Bush’un da hocasıdır. Bu gibi kimselerin Hıristiyanlığa verdiği zararı şeytan veremez. Akıllarınca İsrail’i destekliyorlar. Agresif Evangelistlerin İsrail’i destekleme politikası beş perdelik bir tragedyadır. Beşinci perdenin sonunda İsrail diye bir şey kalmaz… Bunu ben söylemiyorum, Amerikalı bir Yahudi düşünür söylüyor.

İsrael Shamir, Uri Avnery gibi aklı başında Yahudiler, Siyonistleri uyarıyorlar. Filistin’de Araplarla Yahudilerin birlikte yaşayacakları bir Filistin devleti kurulmasını istiyorlar. Dindar Yahudilerden meydana gelen

Neturei Karta cemaati

, İsrail devletinin ve Siyonizmin, Musevilik dini bakımından en büyük küfür olduğunu cesaretle ilan ediyor. (Bunların Amerika’daki ve İngiltere’deki internet sitelerine girmek istiyorum, başaramıyorum, çökertmişler.)

Bu hercümerç içinde Türkiye ne yapmaktadır, ne olacaktır? İktidar, ABD ile son derece dosttur. Adana’daki İncirlik havaalanı Amerikalıların emrinde ve kontrolündedir. İslâm dünyası şu anda İncirlik tehdidi altındadır, burada nükleer silâhlar olduğu da söylenmektedir.

Avrupa ülkeleriyle de dostluk devam etmektedir. İsrail ile çok yakın, çok derin, çok sıkı fıkı münasebetler içindeyiz. Tank tamiri, uçak tamiri gibi bahanelerle Yahudi devletine milyarlarca dolarlık yardım yapmaktayız.

Çeçenistan’da Müslümanların kökünü kazıyan Rusya ile de dostluğumuz pek kuvvetlidir. Öyle ki, memleketimize sığınmış birkaç yüz Çeçen’e milletlerarası mülteci statüsü hakkını bile tanımıyoruz. Aman Putin yoldaş darılmasın!.. Kuzey Irak’ta Kürdistan devleti kurulmuş vaziyette. Ankara’ya baskı yapılıyor, Kürdistan Havayolları uçaklarının seferleri başlasın diye. Irak’ta, Kürdistan devletinin veya özerk bölgesinin kurulması Türkiye’nin parçalanması mânâsına gelir.

Ermenilerden kalma kilise harabeleri, tamir masrafları Türkiye Devletinin bütçesinden ödenmek suretiyle harıl harıl tamir ediliyor. Van’daki Akdamar kilisesi Ermenilerin, Ermenistan devletinin millî sembolüdür. İktidar bunu tamir ettiriyor, Kültür Bakanı göğsünü gererek,

“Bu benim zamanımda yapılmaktadır, en kısa zamanda bitirilecektir”

diye kıvançla, sevinçle, iftiharla ilân ediyor. Ne günlere kaldık!

Dünya işlerinde iki türlü çözüm vardır: Horizontal=yatay çözüm. Bunu insanlar kendi iradeleriyle yaparlar. Böyle bir çözüm niyeti, iradesi, teşebbüsü olmazsa devreye, Vertical=dikey çözüm girer. Mutlak ve küllî irade çözüm getirir.

Şu anda, dünyada gerçek, âdil, kalıcı bir barış kurmak hususunda yatay=beşerî irade yoktur. Aksine saldırı, savaş, zulüm, haksızlık, kan, ateş, gözyaşı sergilenmektedir.

Dikey irade tecelli edince ne olacaktır? Âhir zamanda korkunç hadiseler olacağı, dehşetli savaşlar cereyan edeceği, oluk gibi kan akacağı konusunda İslâm dininde, Musevîlik, Hıristiyanlık dinlerinde haberler vardır. Sıkça telâffuz edildiği için

Armageddon

savaşını duymayan kalmadı.

Kötülükler, azgınlıklar, sapıklıklar, zulümler, haksızlıklar hep böyle devam etmez. Vaktiyle Ad ve Semud, Sodom ve Gomore azgınlıkları ve ahlâksızlıkları yüzünden yok olmuşlardı. Bugünkü dünyanın azgınlık ve sapıklıkları onlarınkinden bin kat fazladır. Bunlar hep böyle devam eder mi zannediyorlar?

Hiçbir şeye yanmam, birtakım İslâmcı geçinenlerin, volkanın patlamasına az vakit kaldığı böyle bir devirde haram kazançlar, haram rantlar, haram yağlı kemikler peşinde koşmalarına şaşarım. Bu heriflerde hiç akıl kalmamış… 05 Ağustos 2005