Okuma yazma öğrenelim
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 27 Aralık 2018
Salı
1928’den bu yana 81 yıl geçti. Sadece bu yazıyı okumakla insan gerçekten okur-yazar olmaz.
diyenlere cevap şudur:
Japonlara ve Çinlilere bakınız. Onların yazısı Arap yazısından bin kere zordur, bu yüzden geri mi kaldılar? Zor bir yazı bir toplumu güçlü kılar.
Örnek mi istiyorsunuz?.. Örnek mi istiyorsunuz?.. Beni fazla konuşturmayın…
Hazret-i Muhteremler, Hazretü’l-Hazeratlar, Müslüman kesimin baronları, sayın kontlar, sayın dükalar, sayın büyükler…Lütfen müntesiblerinize Türkçe okuma ve yazma öğrettiriniz. Böyle bir şey çok büyük hayır olur.
İngilizce öğrenmek için çırpınan Müslüman gençler, önce bin yıllık Türkçenin okuma ve yazmasını öğrenseniz daha hayırlı olmaz mı? Ne korkunç cehalet!.. Milyonlarca Türkiyeli 81 senelik yazıyı biliyor, bin yıllık yazıyı bilmiyor.
Elifi mertek sanmak ne kötü. Cahillik ne kötü. Bilmezlik ne kötü. Bilmemek o kadar ayıp değil ama öğrenmemek çok ayıp.
gibi muteber ehl-i sünnet kitaplarında bulunan bütün dinî bilgiler; Kur’ân’dan ve Sünnetten çıkartılmış sahih, doğru, hak İslâmî bilgilerdir. Müslüman kardeşlerimizin İslâm’ı bu gibi doğru kitaplardan öğrenmeleri gerekir.
Bugün ülkemizde kendilerini din önderi olarak gösteren ve maalesef bazıları tarafından da kabul gören birtakım (bozuk) ilahiyatçılar vardır ki,
Adam din önderi, din alimi geçiniyor, Kur’ân meâli veya din kitabı yazıyor ve namaz kılmıyor.
Bid’atçinin yaptığı Kur’ân meali ve tefsiri okunmaz…Bid’atçinin yazdığı din kitabı okunmaz.
Adam
diyor. Böyle bir adamın ardında cemaat olup namaz kılana acımak gerekir.
Böyle bozuk bir kimsenin lâfı dinlenir, kitabı okunur, imameti kabul edilir mi? Hadîs-i şerifte “El-imamu zâmin…” buyurulmaktadır. Bozuk itikadı, bid’ati yüzünden imamın namazı makbul ve sahih olmazsa cemaatinki de olmaz.
Bazısının bid’atleri küfre kadar varan birtakım reformcular Diyanet’i ele geçirmeye, dinî sahada kadrolaşmaya çalışıyor. Müslümanların bu faaliyetlere karşı çok dikkatli olması gerekir.
1. İslâm tek hak din değildir, başka hak dinler de vardır. Onların mensupları da ehl-i necat ve ehl-i Cennettir… diyor.
2. Kur’ân’daki ve Sünnetteki birtakım muhkem, kesin emirler ve yasaklar tarihseldir, bugün için geçerli değildir… diyor.
3. Sahih hadîsler ayıklanmalıdır… diyor.
4. Müslümanlar kâfirleri dost ve velî edinebilir… diyor.
5. Müslümanların muteber kitapları için, onlar hurafelerle doludur… diyor.
6. Fıkıh, Müslümanları bağlamaz… diyor.
7. Kur’ân, Yahudileri ve Hıristiyanları İslâm’a ve Tevhide çağırmıyor… diyor.
Velhasıl bunlara benzer son derece vahim hezeyanlar savuruyor. İmanını, dinini korumak isteyen, ebedî saadete nail olmak isteyen Müslümanlar bu gibi bozuk kişilerden bucak bucak kaçmalıdır. Onların tuzaklarına düşenler, farkına varmadan irtidat edebilir. Onlar, kendi büyüklerine nebi diyen Kadiyanîlerden beterdir.
Onların kestikleri yenmez. Onların ardında namaz kılınmaz. Onlar cahil değildir. Kimisi iyi Arapça bilir, kimisi âlet ilimlerini ve ‘âlî ilimleri okumuştur. Lakin kalplerinde yamukluk olduğu için sevad-ı âzamdan, cadde-i kübradan, cumhur-i ulemânın yolundan sapmışlardır. Onlar Allah’ın âyetlerini ucuza satmışlardır.
Müslüman kardeşlerimi uyarıyorum.Bazı uyuyanlar, uyandırılmaktan hoşlanmaz, öfkelenir. Bırakın beni mışıl mışıl, gafil gafil uyuyayım der. Onları rahatsız edişim lehlerinedir. Bir bilseler…
Görüştüğüm bazı kimseler, ayrılırken
diyorlar. Bendeniz, elbette bir Müslüman olarak dua ederim ama
Dua isteyenlere
cevabını veriyorum.
Dualarının kabul edileceği zannedilen sâlih kimselerden dua istenmelidir. Cemaatin faydalarından biri de şudur: Kalabalık bir cemaat ile birlikte namaz kıldınız. Çeşitli günahlar ve sebepler dolayısı ile oradakilerin, bir kimse dışında, duaları makbul olmadı. Duası makbul olan zat, “Yâ Rabbi, hepimizi bağışla…” dedi. İşte siz inşaallah bu duaya dahil olursunuz…
Dua ibadetin özüdür. Duaların makbul olmasının (kabul edilmesinin) şartları vardır.
Muhlisen lillah verilen sadakalar, yapılan hayırlar da böyledir.
Adam öldürmeler ve cinayetler çok arttı… Salgın hastalıklar yaklaşıyor… Terörün kökü bir türlü kurutulamıyor…
Bir başkasının başına kocaman saksı düştü…
Otobüs uçuruma yuvarlandı…
Dua edin dua edin…Sadaka verin sadaka verin…
(haber verdiği her şey doğru olan)
(Salat ve selâm olsun O’na)
06 Mayıs 2009