Öldürdükleri Müslümanların Etlerini Pişirip Yiyorlarmış!
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 09 Aralık 2018
Orta Afrika Cumhuriyeti, denizle irtibatı olmayan, 600 bin küsur kilometrelik 4,5 milyon nüfuslu bir ülkedir. Arzu ederseniz haritaya bakıp yerini öğrenebilirsiniz.
Şu anda bu ülke Müslümanları korkunç ve vahşi bir kıyıma uğramaktadır. Öyle bir vahşet ki, Müslüman düşmanları, öldürdükleri
Müslümanlar evlerinden, mahallelerinden sürülüyormuş. Camileri yıkılıyormuş. Kadınlar, çocuklar, ihtiyarlar, siviller katl ediliyormuş.
Allah razı olsun Türkiye’de bazı Müslüman şahıs ve kurumlar bu faciayı dile getirip bir miktar ağlıyor ama bu kadarcık ilgi ve ağlama yeterli değildir.
Ofislere yerleştirilen
Sivil darbe teşebbüsleri, milyar dolarlık rantlar, rüyalar, Peygamberimizin
gökten bir ışık hüzmesi şeklinde, yerdeki bir kamyonete indirilip bindirilmesi, daha neler neler..
Şu koskoca
o mazlum kardeşlerine yardım edemiyor. Böcekler, kameralar, darbeler, Geziler…
Orta Afrika hakkında bir sayfalık ipe sapa gelir kompozisyon yazacak kaç kişi çıkar içimizden?
Orta Afrika Müslümanları açbi-ilaç ağlaya ağlaya, düşe kalka, kimisi öle öle komşu ülkelere kaçıyor… Müslümanların boşalttığı İslam mahalleleri buldozerlerle yıkılıyor.
Bu konuda zalim olan sadece oraya ordu gönderen bir yüzü laik, öteki yüzü Haçlı
mıdır?
Böceklerle uğraşmaktan Orta Afrika Müslümanlarını gündemimize alıp yardım edemiyoruz.
Onlar Müslüman ama renkleri bizim rengimize benzemiyor, dilleri, alt kimlikleri başka. Türkiye’de bir kısım Müslümanlar birbirinin gözlerini oymaya uğraşırken,
Portekizlilerle baş edemediklerini bildirip yardım istemişti.
O tarihlerde Ümmet vardı, Hilafet vardı…
Resulullah Efendimizin
mealinde bir hadîsi vardır. Orta Afrika’da Müslümanlar linç ediliyor, katl ediliyor, yurtlarından sürülüyor, cesetleri pişirilip yeniliyor ama biz gereken tepkiyi göstermiyoruz, gereken yardımı yapmıyoruz.
Dünyanın hücra bir yerindeki bir Yahudinin burnu kanasa, bütün Yahudilik alemi ayağa kalkar; bir ülkenin Müslümanları kıyıma tabi tutulur, İslam aleminden ancak birkaç zayıf ve cılız inilti çıkar.
Ümmetsizliğin, Halifesizliğin, teşkilatsızlığın, bedeviliğin, dünyevileşmenin, tefrikanın, fitne ve fesadın,
budur işte.
Bundan birkaç hafta önce
17 mi, 18 mi Müslüman feci şekilde yanarak vefat etti. Allah rahmet eylesin. Facia ile ilgili gazete, ajans, tv haberlerine baktığımda ikinci bir faciaya şahit oldum.
Müslümanın, bizden olanı, bizden olmayanı, ötekisi olur mu?
Oh çok şükür bizden yanan yok demek bir Müslümana yakışır mı?
Bundan yüzyıllar önce, İslamın ilk asırlarında
, nice dükkan yanmış, o çarşıda
varmış. Biri gelmiş,
demiş, o da gayr-i ihtiyarî
demiş. Ve sonra bütün hayatı boyunca, ölümüne kadar pişmanlık çekmiş.
Biz farkında değiliz,
Tanzimat’a kadar Osmanlı din devleti idi… Tanzimat’tan sonra
getirilmiş, Jön Türklerin Sultan Abdülhamid’i devirmelerine kadar dine oldukça bağlı ve saygılı kalınmış, din devlet işbirliği olmuştur.
Günümüzde nice İslamî kavram, değer ve hükmün içi boşaltılmıştır. Herkes için söylemem ama birileri dini şahsî menfaatlerine ve siyasî emellerine alet etmiştir.
Kutsal din
alet edilmiştir.
Şerirler, şakiler, facirler habaset ve hıyanetlerini gerçek İslam’la yapamayacaklarını bildiklerinden; millî, içi boşaltılmış, light, ılımlı, Şeriatsız, fıkıhsız, dünyevileştirilmiş
oluşturulmuştur.
Birtakım ahlaksız kişiler ve topluluklar din adına kolayca yalan söylemişler, dini alet ederek zekâtlara bile el uzatmışlar, bin türlü fenalık irtikâb etmişlerdir. Dini alet ederek birileri
, kara ve kirli servetler edinmiştir.
Dinî bir kurum,
.
Yıllardan beri rejim mi dersiniz, düzen mi,
Bütün okullarda mecburî olan
Besmelesiz din dersi kitapları!..
Bunca hıyanetin neticesinde Müslüman halkın bir kısmı dinden kopmuş, feci ve vahim şekilde dünyevileşmiş, laikleşmiş ve sekülerleşmiştir.
Hepsi için söylemem ama bazı ruhbanlar kutsallaştırılmış, erbablaştırılmış, putlaştırılmış, Katoliklikteki Papanın yanılmazlığı gibi batıl bir dogma oluşturulmuştur..
Müslümanların büyük kısmına, İslam’ın, Kur’anın, Sünnetin asla kabul etmediği cahili fikirler, zihniyetler, değerler aşılanmıştır. Halka ilmihal ve ahlak dosdoğru öğretilmemiş, kütleler zararlı dedikodular, sözde dinî magazin haberleri ile uyutulmuştur.
ama birilerine yüklü paralar kazandıran
teşvik edilmiştir.
İslam Feministleri kullanılarak Müslüman toplumun temelini teşkil eden İslam ailesi dinamitlenmiştir.
Müslüman halk o kadar uyutulmuş ve uyuşturulmuştur ki, tek bir Ümmet olmak, bu Ümmetin başındaki râşid İmama biat ve itaat etmek, İslam Şurası kurmak, Fetva Meclisi kurmak, Tevhidî ve Şer’î İslam mektepleri tesis etmek, Müslümanları eğitmek için hiçbir faaliyet ve kıpırdanma görülmüyor.
Şirk, küfür, nifak, dalalet, isyan, tuğyan merkez ve mihrakları
Son yıllar içinde İstanbul camilerinden birinde çok muhterem ve temiz
Din sektöründe yüz milyarlarca dolar dönmektedir.
Tek bir Ümmet olmaları gereken mü’minler bin kadar birbirinden kopuk cemaate, tarikata, hizbe, fırkaya ayrılmışlardır.
Din, iman, Kur’an, ibadet, cihad ile ticaret, faiz, finans, siyaset, yüklü sermaye ve ticaretler, kara paralar birbirine karışmıştır.
Ehl-i Sünnet kasıtlı olarak darbelenmiş, onun yerine irili ufaklı bin kadar, aslına uygun olmayan İslam tasavvuru çıkartılmıştır.
Dünyevileşmiş Müslümanlar kulakların zarlarını patlatırcasına
24.2.2014