On Kişilik ‘Âqil İnsanlar Şûrası
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 10 Aralık 2018
Türkiyede kelimenin
On kişi çıkar mı dersiniz? Hürriyet var, para var, imkân var, mekân var… Bu on gerçekten `âqil insanı ülke, halk, devlet, insanlık menfaatine bir araya getirebilir miyiz? İşte bu çok zordur, belki de pratikte imkansızdır.
Yetmiş altı milyon halk içindeki bu on kişiyi arayıp seçemeyiz, bulamayız, bir araya getiremeyiz.
Ülkemizde sanırım
Bunlar `âqillik sıfat, rütbe ve unvanlarından feragat etmezler ve gerekirse
Böyle gerçekten `âqil on kişi bulunsa, bunlar bir araya getirilse ve kendilerinden
iyi olmaz mı? Olur da böyle bir şey realitede yapılamaz.
Çünkü `âqil onlardır; başkaları, ötekiler `âqil sayılmaz. Ötekiler `âqil olsalardı, Filan cemaate katılırlar, o cemaatin başındaki muhterem zata biat ve itaat ederlerdi.
Bu sahadaki krizi çözebilmek için
Değildir. Eğitim sistemimizin ve okullarımızın durumunu anlamak için
Ülkemizde iç barış ve sosyal mutabakat berhava edilmiştir. Bu konuda çok ciddî ve hayata uygulanabilir çare ve çözümlere muhtacız.
Yazılı ve edebî zengin kültür Türkçesi… Genç nesillerin tarihi doğru öğrenmeleri meselesi. En fazla beş milyon nüfus kaldırabilecek İstanbulun 25 milyonu geçmesi, çılgınca büyümesi ve büyütülmesi meselesi.
Millî kimliğin ve kültürün dehşet verici şekilde erozyona uğraması ve Müslüman halkın aliene olması meselesi. Ziraate müsait toprakların hızla azalması meselesi. İsrafın, yapılaşmanın, aşırı tüketim ekonomisinin ülkeyi bir iflasa doğru sürüklemesi meselesi.
Dindarlığın gittikçe yüzeyselleşmesi, Müslüman halkın sekülerleşmesi meselesi.
Evet, yukarıda saydığım ve saymadığım onlarca vahim mesele ve kriz hakkında raporlar yazacak, tahliller yapacak, çare ve çözümler arayacak, işe yarar tekliflerde bulunacak on kişilik `Âqil İnsanlar Şurası’na çok büyük ihtiyacımız var ama ortada böyle bir şura yok. Kurulamıyor da… (Herhangi bir yanlış anlaşılmayı önlemek için, kurulmasını çok arzuladığım, temenni ve ümit ettiğim `Âqil İnsanlar Şûrası’na üye olabilmek için gerekli ehliyet ve liyakata sahip bulunmadığımı beyan ederim.)
Türkiyenin belki de en büyük ve vahim problemidir.
pek yakında bu gidişle
İmkanınız varsa, şehre tepeden bakmak için küçük bir uçağa veya helikoptere bininiz ve
Haftada bir iki gün Sultanahmetteki evimden Kumkapıya alış veriş için gidiyorum ve trafik sıkışıklığından feleğimi şaşırıyorum.
Halktan, evden işe işten eve gidip gelmek için
varmış.
Hür ve medenî insanlar haksızlıklara, çarpıklıklara yasal sınırlar içinde isyan ederler.
İstanbul çılgınca büyümeye devam ediyor.
İstanbulun sadece suriçi tarihî bölgesinde
Bu park ve koruların içinde büyük havuzlar olmalı, dinlenme tesisleri bulunmalıdır ki, halk biraz nefes alsın.
, koru olmalıdır. İstanbulun bazı semtlerinde insanca yaşama imkanı kalmamıştır. Tepelerdeki cami siluetleri biraz kurtarıyor; şu
Milyarlarca dolar harcamak gerekse bile
Şehrin her yerindeki evler, apartmanlar tırmanan çiçekli bitkilerle yeşillendirilmeli, güzelleştirilmelidir.
İstanbulun nüfusunu
Ülke ekonomisi,
İstanbul hakkında
ve bunlardaki çareler, çözümler, teklifler hayata uygulanmalıdır.
bile şehrin korkunç trafiği düzeltilemez. Ahlaka, hukuka, selim akla aykırı işler yapan rantçılara dur denilmelidir.
da, bizim İstanbulumuz niçin yirmi beş milyon? Bunu düşünmeliyiz. İstanbulun nüfusu beş milyona indirilmelidir. Bunu biz beşerî irademizle yapmazsak, dikey iradeyle, depremle olur.
Ya Rabbi bu dev şehirde huzur, güven, mutluluk içinde nasıl yaşayacağız?
21.09.2013